Atatürk' ün pr'ı mı yüksekti?!!

Atatürk’ ü anlamak ve anlatmak, feyz alarak yeni nesillere örnek olarak sunmak Milli Eğitimin temel görevlerinden biri olarak yasalarda yönetmeliklerde yer alır. Biz öğretmenler yeni nesillere Atatürk’ ün yaptıklarını, düşünce biçimini, iradesini, yeni nesillere aktarmakla yükümlüyüz. Ama bir şartla, doğru ve düzgün olarak.

Yukarıda yer alan doğru ve düzgün anlatıma pek çok yerde öğretmenlerimizin kusursuzca uymak için çabaladığına iki gözümle şahidim. İlk defa okula başlayan bir çocuğa onun sevgisini kazandırmak kadar, bütün bu büyük ve eşsiz devrimleri niçin yaptığını anlatmak olağanüstü bir yaratıcılık, empati ve gayret istiyor.

İlerleyen yıllarda ise daha da derinlere inerek zamanlama yeteneğini, ileri görüşülülüğünün günümüzü nasıl aydınlattığını anlatmaya çalışmak da zor ama çok keyifli bir süreç. Ancaaaaaaaak, gelin görün ki çocuklara istenilen hedefi anlatmakta güçlük çekmeyen bazı öğretmenlerimiz Atatürk ‘ ü kendi aralarındaki konuşmalarında nasıl algılıyorlar, anlatıyorlar acaba?

Öğretmenler odasında, eğitim ile ilgili web sitelerinde, çeşitli forumlarda konuşulan ve yazılanlara bakarsak, öğretmenlerimiz bir kavram karmaşası içinde ve Atatürk’ ü kendi cümleleriyle tarif etmeye çalışırken düşündürücü ve hayret verici cümleler kullanıyorlar.

ATATÜRK’ ün PR’ ı Yüksekti.

İşte bu cümleyi okuduğumda neye uğradığımı şaşırdım.Atatürk ve PR , yani İngilizce başharflerinin kısaltılması olan Public Relations, Halkla İlişkiler yanyana nasıl gelebiliyordu? Bu ne demekti? Bunu yazan öğretmen ne demek istiyordu? Neydi esas anlatılmak istenen?

Tekrar tekrar okudum. Aynen şöyle diyordu:

“Ortadoğu’ da oynanan bir satranç ve biz de satranç oynamayı öğrenmeliyiz. Atatürk “Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir” demiştir. İŞTE FİKİR DÜŞÜNCE PR'I(PAZARLAMASI, İKNA YÖNTEMİ) BUDUR.

Olacak iş değil? Bu nasıl bir mantıktır, bu cümle nasıl bir cümledir? Bunu yazan öğretmen, eğitmen midir yoksa satış pazarlama elemanımı? En önemlisi Atatürk’ ün böyle batının iş dünyasından kopup gelen ticari kavramlara ihtiyacı var mıdır? Atatürk böyle analiz edilebilir mi?

Pes doğrusu!

Günümüzün Avrupa ve Amerika’ dan ithal edilmiş terimler ve kalıplar zengini Türk gençliği ve Türk öğretmeninin haline bakın. Ben bu cümlelerden dolayı utandım bir eğitmen olarak. Çünkü bence, ABD ve AB’ den ithal edilen düşüncelerle Atatürk bu şekilde tarif edilemez. Bu cümle düpedüz sığ ve afazi bir bakış açısının ürünüdür. Halkla ilişkiler dersinde belki örnek gösterilecek bir değeri olabilir ama Atatürk bu cümlelerle kimseye anlatılamaz. Bu övmek değil aciz ve yetersiz hatta Atatürk’ü neredeyse küçük düşürmektir.

Ne PR’ı ? Ne düşünce pazarlaması? Ne pazarı? Bu zihniyet oturmalı tekrar düşünmeli, hatalarını telafi etmelidir.

O kadar üzgünüm ki bu okuduğuma, geldiğimiz son noktanın ne kadar içler acısı olduğunu ortaya koyuyor. Yurdumun öğretmeni, kendi Ata’sına ithal bir gözle bakıp, mükemmel olduğunu anlatmaya çalışıyor. Yazıklar olsun!

Bize Atatürk’ ü öğreten ve nasıl öğreteceğimizi öğretenlerin bu cümlelere tepkisi ne olurdu acaba merak ediyorum.

Üniversite kampüsümüzdeki heykelde yazardı…

“Ümidim Gençliktedir”

Mustafa Kemal Atatürk

Bu söz ve bu gençlik benim içimi acıtıyor. Atatürk’ ten, manevi varlığından bu PR konusunu okuyunca resmen utanç duydum.

İthal düşünceyle Cumhuriyet’in ve Atatürk’ ün derinliklerine inmeye çalışan bir öğretmen…

Şark kurnazlığını Atatürk’ e yakıştırma cesaretini gösterebilen bir öğretmen…

Öğretmenleri ithal ve ticari bir mantıkla düşünmeye bırakmış bir öğretmen yetiştirme sistemi…

Sanki Atatürk’ ün PR’ a , pazarlamaya kendini satmaya ihtiyacı varmış gibi yapılan bir eğitsel, güya Atatürkçü bir açıklama…

Sığ mı sığ bir bakış açısı..

Atatürk’ün gençliğe ve öğretmene verdiği değer…

Bu değerleri taşımakta güçlük çeken ithal beyinliler…

Hepsi bir arada…

Varın siz düşünün artık halimizi.

Vah öğretmenim vah Cumhuriyet’im…!

Öğretmenlerimizi ve öğretmen yetiştirme politikalarını, sisteme seçilen öğretmenleri değerlendirme sistemini akl-ı selime, sağ duyuya, Atatürk’ e öz değerleri ve Cumhuriyet mantığıyla bakmaya büyük bir ciddiyetle davet ediyorum.

Aylin Atasagun