Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '12

 
Kategori
Siyaset
 

Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanun kalksın mı, kalsın mı??

Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanun kalksın mı, kalsın mı??
 

alıntı (malesef)


Nazi Almanya’sı ve Mussolini İtalya’sının yenilgisi ile İkinci Dünya Savaşı sonuçlanmış, Yeni Dünya Düzeni adı altında “daha çok hürriyet”, “çok partili sistem”, “bireyselliğin öne çıktığı”  kanunlara geçiş başlamıştı. Türkiye’de bu yeni kurulan düzende yerini almak istemiş, 1950 yılında yapılan seçimler ile Demokrat Parti iktidara gelmiştir.

1950 Yılında Demokrat Partinin iktidara gelmesinden sonra ilk çıkartılan yasalardan birisi olan EZAN’ın Türkçe Okunmaması üzerineydi. Bu yasının çıkmasından sonra ülkemizde Atatürk’e yazılı olmasa da bir saldırı başlamış, bunun neticesinde yurdumuzun bir çok yerinde Atatürk’e ait büst ve heykellere zarar verilmekte, fazla ses getirmese bile yaptıkları devrimler ile özel yaşantısı bırakın sorgulanmayı, hakaret, küfür, aşağılama ile tenkit edilmeye başlamıştı.

İşte o günlerde ATATÜRK için “seni sevmek en büyük ibadettir” diyen devrin Cumhurbaşkanı Celal BAYAR (dönemin Eskişehir Belediye Başkanı merhum Hicri SEZEN ile birlikte defalarca ziyaretine gittim, sohbetlerine katıldım, bu hayatımın en büyük onurlardandır) Başbakanlığa aşağıda özetleyeceğim bir müzekkere göndermiş; “ATATÜRK ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLARI CEZALANDIRACAK BİR KANUN ÇIKARTILMALDIR demiştir.

“… Meriyette ( yürürlükte ) bulunan kanunlara göre Atatürk’e karşı işlenen büst, heykel ve hakaret saldırıları suçlarının cezalandırılması mümkün değildir.

Vefat etmiş olanların kişiliklerine karşı yapılan hakaret içeren eylem, yazı veya konuşmalara karşı dava açılabilmesi Medeni Kanun’a göre ancak vefat edenin varislerinin talebi üzerine açılabilmektedir.

ATATÜRK’e yapılan bu saldırılar tüm TÜRK MİLLETİNİ rencide etmektedir. Türkiye CUMHURİYETİ’nin kurucusuna karşı yapılan bu saldırıları izlemek ve gereken kamu davalarını açmak Cumhuriyet Savcılarının işi olmalıdır  ATATÜRK ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLARI CEZALANDIRACAK BİR KANUN ÇIKARTILMALDIR … “

Cumhurbaşkanlığının müzekkeresi Bakanlar Kurulunun gündemine alınmış, Bakanlar Kurulunun kararı  ile yasalaşması için TBMM sevk edilmiştir.

Bakanlar kurulunca önerilen Yasa Tasarı ; Adalet Komisyonunda direnç ile karşılaşmıştır.

DP’li bazı üyeler yasayı gereksiz, CHP li üyeler yetersiz buluyordu. Komisyon üyelerinin üzerinde mutabık kaldığı tek husus yasa tasarısının GERİ ÇEKİLMESİ  yönündeydi

Bunun üzerine Adalet Komisyonuna katılan devrin Başbakanı Adnan MENDERES yaptığı konuşmada  “…ATATÜRK, inkılapların ve Türkiye Cumhuriyetinin sembolüdür. O’nu,  Türkiye Cumhuriyeti’ni ve inkılaplarını koruyacak bu yasa önerisini geri ALMAMAKTAN şeref duyarız …” demiştir.

Menderes’in yaptığı lehte baskılarına rağmen Yasa Tasarısı ancak 7 ye karşı 9 oyla TBMM sevk edilebildi.  

Yasa Tasarısının görüşüleceği 4 Mayıs 1951 günü söz almak isteyerin içinde yasa tasarısı aleyhine konuşmak isteyenler çok Ancak YASA’NIN LEHİNE KONUŞACAK HİÇ AMA HİÇ KİMSE YOKTU.

TBMM yapılan koşuşmalar sırasında işi sulandırmaya çalışanlar da çoktu. Hatta işi Fatih’e, Yavuz’a, Kanuni’ye kadar götürüp onlar için de yasa isteyenler bile oldu.

Bütün bu konuşmalara Başbakan Yardımcısı Samet AĞAOĞLU ve Adalet Bakanı Rüknettin NASULİOĞLU cevap vermeye çalışıyordu.

Çıkartılmak istenilen yasaya gereksiz diye karşı çıkan  o kadar dirençli bir TBMM vardı ki oturduğu sıradan hiç kalkmadan konuşmaları sabırla izleyen Adnan MENDERES bile her zamankinin aksine çileden çıkmış, Başbakan sıfatı ile değil milletvekili sıfatı ile söz alarak ; özetle

“… yapılan konuşmalarda hem Atatürk’ün büyük eserler yaptığından, sevip saydığımızdan söz ediyor, hem de aramızdan ayrılmış, hakkın rahmet’ine kavuşmuş bir insanın, bir Türk Büyüğü’nün maruz kaldığı hakarete karşı , vicdanları yarayan , huzursuz eden saldırıları önlemek için tedbir almak mevzu bahis olunca hayır diyorsunuz,

Konuşmalarınızda dediniz gibi; Atatürk’ün hatıraları, eserleri, başarıları bu memleket için, millet için büyük bir kıymet ifade ediyorsa, Atatürk’e ve eserlerine yapılan saldırı meydana geldiğinde milli vicdan bundan mustarip oluyorsa , onu ve eserlerini bu saldırılardan kurtarmak gerekir … “

Menderes’in bu konuşmasına rağmen yapılacak oylamadan bir sonuç alamayacağına hissetince, birkaç milletvekiline söz aldırarak, zaman kazanmak için yasanın Anayasa Komisyonunda görüşülmesi önerisini oylattı, Yasa Tasarısı Anayasa Komisyonuna sevk edildi.

Anayasa Komisyonunda yapılan görüşmeler ve oylama sonunda CHP Hatay Milletvekili Hasan R. Tankut’un çekimser oy kullanması sonucunda 7-7 lik bir oylama sonucu ile karşılaşıldı. Başkanın oyu iki oy sayılarak Yasa Tasarısı tekrar TBMM gündemine alındı.

Fakat tartışma bitmemişti. Çekimser oyun red kabul edilmesi gerektiği söylenildi.     (ki bu konu hala gündemdedir, 2002 yılında da Abdullah GÜL’ün Başbakanlığı sırasında Irak Tezkeresinde de aynı sonuç çıkmış, çekimser oylar red işlemi görmüştür )

Yasa Önerisi 23 Temmuz 1951 tarihinde tekrar TBMM görüşülmüştür. İlk görüşmelerde yasa lehine konuşan olmadı ise de bu sefer lehte söz alanlar da olmuştur. Bunlardan en dikkati çeken ilk ve son Hatay Cumhurbaşkanı TAYFUR SÖKMEN yaptığı lehte konuşmasını : “… MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’de TÜRK MİLLETİ KADAR DİNDARDIR, HER İNSAN GİBİ ATATÜRK’TE MANEVİYATA BAĞLI, ALLAH’A İNANMIŞ, TAM BİR MÜSLÜMANDIR “ sözleri ile bitirmiştir.

Sonuçta gerek CELAL BAYAR gerekse Adnan MENDERES’in büyük baskıları ile aşağıda tam metnini bulacağınız yasa çıkmıştır.

Şimdi bazıları beyin jimnastiği yapıyor! Bu yasa KALSIN mı yoksa KALKSIN mı ?

PEKİ SİZCE ????

31/07/1951 tarih ve 7872 sayılı Resmi Gazete yayımlanan Yasanın tam metni aşağıdadır .

ATATÜRK ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR HAKKINDA KANUN

Madde 1 - Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır. 

Madde 2 - Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.

Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.

Madde 3- Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.

Madde 4 - Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 5- Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.

 
Toplam blog
: 26
: 3666
Kayıt tarihi
: 02.03.07
 
 

Eskişehir doğumluyum, bütün öğrenim hayatım Eskişehir'de geçdi... Kaç iş değiştirdiğimi ben bile ..