Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '10

 
Kategori
Deneme
 

Atatürk diyor ki

Bugün Cumhuriyet'imizin kuruluşulunun 87. yıl dönümüdür, kutlu olsun. Yıllar çabuk geçiyor, hem de çok çabuk. Ben ve arkadaşlarım Cumhuriyet'i sizlere emanet etmiş olup, artık ebedi istirahatgahımızdayız. 10 Kasım 1938'den itibaren güzel Türkiye'mizde ve dünyadaki gelişmeler hakkında herkesin kendine göre elbet bir fikri vardır. Tarih, insanlığın gelişmesine ışık tutan, toplumları bir arada tutan değerlerin öneminin her sayfasında kalın harflerle yazılmış olduğu değerli bir kitaptır. Avcı- toplayıcı toplumlarda "artı değer, " yani bugün "üretim fazlası" dediğimiz kavram olmadığından insanlar bugünlerden çok daha farklı koşullarda yaşıyorlardı. Gereksinimlerinin üzerinde bir birikim olmadığından ihtiyaçları ölçüsünde doğadan besleniyor, o zamanki olanaklar çerçevesinde barınıyorlardı. Üretilen fazla malın kimin mülkiyetinde kalacağı gibi bir sorunun olmamasının insanoğluna verdiği rahatlığı kıskanmamak mümkün değildir.

Ancak dünya nüfusunun artmasıyla mevcut olanaklar yetersiz kaldığından insanoğlu tarım, ticaret, sanayi, hizmet ve bilgi üretimi düzeyine gelmiştir. Bunun getirisi olarak ta birarada yaşamak ve sosyal kurallara tabi olmak gibi gerçeklerle karşı karşıyayız. İşte bu "birarada yaşamak" kavramı tüm dünya insanlarını olduğu gibi ulusumuzu da ilgilendiren bir öncelik arzetmektedir. Mutlu ve huzurlu "birarada" yaşayabilmeniz için nacizane görüşlerimi sunmak istiyorum.

Benim tarih sahnesindeki rolümü dikkate aldığınızda; kararlılık, cesaret, çok çalışmak, ulusal çıkarları kişisel çıkarlardan üstün kılmak, ulusumuzun ortak paydalarına önem vermek gibi ögeleri herkesin kabul edeceğini düşünüyorum. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in ilanı gibi mucizeleri gerçekleştirirken aldığım ilham Türk Ulusu olmuştur. Buradaki "Türk" sözcüğünü sakın ırki bir ifade olarak algılamayınız. Çünkü daha önce de ifade ettiğim gibi; etnik kökeni ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran ve yaşatacak olan topluma "Türk Ulusu" denir. Bundan kimse alınmamalıdır. Her birey etnik etnik kökeni ne olursa olsun birinci sınıf vatandaştır. Devletimizin uygulamaları sonucu çeşitli nedenlerle vatandaşların zaman zaman haksızlığa uğradıkları malesef görülmüştür. Ama bu mağduriyet kimseye taşıdığı etnik köken, cinsiyet ya da maddi olanaksızlıkları gereği reva görülmese gerektir. Çünkü "devlet" zaten bir "acı reçete" demektir. Toplulukların bireysel güvenliği gereği oluşturduğu bir kurum olan "devlet", umumun menfaatlerine öncelik verdiğinden bireylerin çıkarları ister istemez ikinci planda kalmaktadır. Buna devleti yönetenlerin donanım eksikliği ve kişisel hırsları, toplumu oluşturan bireylerin vatandaşlık ve demokrasi kavramını benimseyememiş olması, örgütsüz yaşama tarzımız, yapılan haksızlıkların cezasız kalmasının yarattığı kanıksama ve bezginlik duygusu da eklendiğinde, güzel Türkiye'miz bugün hakettiği yerden malesef uzaklardadır.

Tabi asla umutsuzluğa kapılmamak lazımdır. Kanaatim odur ki; Cumhuriyet'e ve dedelerinizin kanlarıyla elde ettiiğimiz diğer tüm kazanımlarımıza sahip çıkacaksınız. Mutlu bir gelecek ve hak ettiğiniz insanca bir yaşam için; herşeyden önce çok çalışacaksınız, farklılıklarınızı ötekileştirmeden ortak değerlerinizi ön planda tutacaksınız. Hukukun üstünlüğü, sosyal devlet ilkesi, laiklik, demokrasi gibi devletimizin olmazsa olmaz ögeleri yaşamsal öneme sahiptir. Bunları iyi öğrenip öğreteceksiniz. Bunun için Atatürk İlke ve Devrimleri size rehber olacaktır. Ülkemizin diğer dünya devletleri ile onurlu bir diyalog içinde olması, "küreselleşme" denen yeni dünya düzeninin(!) aldatmacalarıyla çok uluslu şirketlerin pazarı ve vatandaşımızın ucuz iş gücü olmaması sizin elinizdedir. Unutmayınız ki yabancıların yol göstermesiyle kalkınmış bir ülke yoktur ve olamaz. Muhtaç olduğunuz kudret, damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur!

 
Toplam blog
: 68
: 644
Kayıt tarihi
: 17.11.08
 
 

1964 İstanbul doğumluyum. Bekarım. Çocuk hastalıkları uzmanıyım. Halkla İlişkiler ön lisans ve İk..