Atatürk onu başbakan yapacakmış da, kabul etmemiş öyle mi?

“Nihai hedefe ulaşana kadar, her yöntem ve yol mübahtır. Bunun içine yalan söylemek ve insanları aldatmak da girer. Yeter ki hizmet kesintiye uğramasın. Hizmet denilen çalışmanın en büyük özelliği, sessiz ve derinden olmasıdır. Bu gizlilik de güçlü oluncaya kadar devam edecektir. Cemaatin temel felsefesi budur.” (Malum kişi “İlköğretim okulu diploması bile olmayan, FETO”)

Arkadaşıma ait işyerinde gazetemi okuyordum. Gazetenin orta sayfalarından birinde tarikatlarla ilgili bir yazı dizisi var. O günkü Said-i Nursi ile ilgili bilgiler içeren bölüme takıldım, okuyorum. Arkadaşımın orta öğretimde okuyan oğlu pür dikkat yazıyı dikizliyor. Anladım ancak hiçbir şey söylemedim.

Gazetemi masanın üzerine bıraktım. “Öğretmenim gazetenize bakabilir miyim?” diyerek izin istedi. Yazı dizisini merak ediyor biliyorum. Biraz inceledi.

- Tekin amca, Atatürk Said-i Nursi’yi başbakan yapacakmış da o kabul etmemiş, değil mi? Kaldığım yurttaki öğretmenlerimizden biri anlatmıştı. dedi.

Gerçeğin öyle olmadığını, Said-i Kürd-i ‘nin kişiliğini, bizim öğrencilik günlerimizde bu tür gerici akımların okullara giremediğini vb. anlatmaya çalıştım.

Ülkemizde irticanın ulaştığı boyuta bakın, gerçek adı Said-i Kürdi olan bir kişinin devletin eğitim kurumlarında nasıl yüceltilmeye, gençlerin nasıl kandırılmaya ve hangi yönlere doğru yönlendirilmeye çalışıldığını görün ve günümüzde yaşanan olayları, açılan davaları; sahte, fotokopi, uyduruk belgelerle koparılmaya çalışılan fırtınaları; bütün bunlara göre yorun, yorumlayın, değerlendirin.