Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '06

 
Kategori
Üniversiteler
 

Atatürk sayesinde konuşabilen profesör

Atatürk sayesinde konuşabilen profesör
 

Önceki gün İzmir’de AK Parti İl Gençlik Kolları tarafından düzenlenen "Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkilerinin Toplumsal Etkileri" konulu panele katılan Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla’nın, "Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder. Kemalizm medeniyeti çözücü bir süreçtir. AB sürecinde artık bizlere ’Neden her yerde bu adamın (Atatürk) heykelleri, fotoğrafları var?’ diye soracaklar" şeklinde bir ifade kullanması haklı olarak tepkilere sebep oldu.

AK Parti iktidarının yoğun bir irtica baskısıyla bunaltıldığı şu günlerde, partinin bir organı tarafından düzenlenen toplantıda, bir profesörün böyle bir fikir beyan etmesi, AK Parti'ye yapılan eleştirilerin dozunu da artırdı. Prof. Yayla'nın bu görüşü AK Parti mensubu bir vatandaş olarak değil, özgür üniversitenin bir akademisyen üyesi olarak ileri sürmesi dolayısıyla, bu konuda AK Parti'nin suçlanmasını haksızlık olarak görüyorum.

Ayrıca sayın profesörün söylediklerinde ortaya bir görüş atmaktan çok, bir faraziye üzerinde konuştuğuna da dikkat çekmek istiyorum. Yine de bu, benim sayın Yayla'nın söylediklerini doğru bulduğum veya tasvip ettiğim anlamına gelmiyor.

Ben olayın asıl dikkatimi çeken başka bir yönüne vurgu yapmak istiyorum.

Konuyla ilgili olarak Hatay Sosyal Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Pataloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Şerefettin Canda, Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla'nın, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili sözlerini şiddetle kınadıklarını bildirerek şöyle demiş:

"Prof. Dr. Yayla, Atatürk'ün Cumhuriyet Devrimi ve sosyal, siyasal ve eğitim alanındaki yenilikler olmasaydı, o kürsüden, acaba şimdi böyle konuşma olanağı bulabilir miydi?"

Ben bundan, Cumhuriyet devrimi ve bu alanda yapılan sosyal siyasal yeniliklerle, yani getirilen demokratik özgürlük anlayışıyla, herkese özgürce düşüncelerini söyleme fırsatı verildiğini anlıyorum.

Nitekim Anayasamızın 25. maddesi "Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun, kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz, derken;

26. maddesi "Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar" demektedir.

Atatürk'ün getirdiği Cumhuriyetin ve demokrasinin bize böylesine bir imkân bağışladığını belirtirken, öte yandan bu imkânı kullananlara karşı bir tavır sergilemek neden? Bu ikileme çok zaman ve çok yerde düşüyoruz.

Şurası unutulmamalıdır ki, bir kimsenin fikir bazında söylediği en aşırı görüş bile eyleme dönüşmediği sürece sadece bir fikirden ibarettir. İnsanların düşüncesine ipotek koymaya ne hakkımız ne de imkânımız vardır. Buna karşılık biz de bu fikirlerin yanlış olduğunu belirterek, doğrusunu her zaman ve zeminde ifade ederiz, anlatırız, mücadelesini veririz.

Bir yanlış söylemin ardından sanki bütün kitleler o fikri benimsemiş olarak oluk oluk bir tarafa akacaklarmış gibi bir korku içindeyiz. Burada insanımıza güvenmemek gibi bir duyguyla karşı karşıyayız. Yıllardır çözemediğimiz en büyük sorunlarımızdan biri de bu.

Bir taraftan parti olarak toplumun karşısına geçip demokratik şartlarda onlardan oy dilenip, meclise onların oyuyla girilerek iktidar veya muhalefet olunduğunu bildiğimiz halde, öte yandan "millet yanılır ve yanlış kararlar verir, ben onun yerine doğru kararlar vereyim" kompleksinden bir türlü kurtulamıyoruz.

Düşünme ve düşündüğünü ifade etme hürriyetini iyice anlayabildiğimiz ve içimize sindirebildiğimiz gün, birbirimize karşı daha anlayışlı olacağımıza, demokrasiyi daha içtenlikle benimseyeceğimize ve uygulamada da aynı görüşte olmasa da birbirine sevgi ve saygı duyan bireyler haline geleceğimize yürekten inanıyorum.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..