Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '09

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Atatürk şehri Samsun'daydım

Atatürk şehri Samsun'daydım
 

Samsun’a hep yaz mevsiminde giderdim. Hemen hemen ilk defa bir kış mevsimi oradaydım.

Kış mevsiminde şehirler arasındaki fark azalır. İstanbul’dan gidince, önemli bir farkı hemen hissediyorsunuz. Akşam olmaya başladı mı, bir kömür kokusu yayılıyor önce, is gibi, sonra sis gibi çöküyor şehre. Mavi Akım’ın başlangıç şehrinde ne yazık ki, halkın bütçesi doğal gaz yakmaya yetmiyor.

Şehir girişindeki ‘’Atatürk şehri Samsun’a hoşgeldiniz’’ yazısı, Samsun’un diğer gerçeği. Şehir baştan aşağı Atatürk şehri. Koca bir semtin adı 19 Mayıs. Önemli bir cadde Gazi Caddesi. Şehrin meydanı Cumhuriyet Bulvarı. Sahilde Bandırma gemisi, ayrıca Atatürk’ün Samsun’a ilk ayak bastığı yerde yapılan iskele ve Mustafa Kemal’in askerleri ve artık arkalarda kaybolsada şehrin sembolü meşhur at üstündeki Atatürk heykeli.

Mecidiye yakınında bir de Atatürk evi var. Samsun'a ilk geldiğinde kaldığı söylenen restore edilmiş binada.

Bu kez sindire sindire gezdim. İçinde Atatürk’e ait hiçbir yerde göremeyeceğiniz fotoğraflar ve ayakkabısından, giyimine, banyo takımından, aklına gelen tüm özel eşyasına kadar herşey sergileniyor. Şehrin en işlek yerinde. Baktım benden başka sadece bir genç ve yaşlı biri daha var. Sadece 3 kişi. Samsun halkı bu evi defalarca görmüş olmalı ki, pek rağbet yok. Atamızın bu eşyaları biraz da Ankara ve İstanbul’da sergilense, çok daha fazla ilgi görür diye düşündüm.

Diğer şehirlerdeki gibi Samsun’da da geçim ikinci plana bırakılmış, seçim ön planda. Propaganda araçlarının ses kirliliği ise had safhada. Oysa halkın durumu burada da içler acısı. Şehrin en popüler caddesi Çiftlik boş. Diğer semtteki dükkanlar ise devamlı tahliye halinde. Şehrin iş sahası zaten yok. Şehir, devlet dairesinde çalışanlarla, bir emeklinin dört kişiye baktığı kazançla dönüyor. Bir de yurtdışı yakınından gelenlerle olmalı. Gençler sokakta. İddaa bayiilerinde kuyruk vardı. 1.350.000 olan son nüfusun 300.000 zaten öğrenci.

Çalışanların kazancı ise çok düşük. Ayda 1.000 lira kazananı burda zengin sayıyorlar.

Meşhur Mecidiye çarşısının eski kalabalığından eser yok. Cumhuriyet meydanında ise ne bir yeşillik. ne bir ağaç. Yaz günleri güneş ışınları ayna gibi yansır insana burada, yakar. Buna karşılık market sayısındaki patlama şaşırtıcı. Migros’tan sonra, Carrefoor da yerel bir market zincirini almış o da oraya gelmeye hazırlanıyor. . Birde Ankara’nın Makro zinciri var. Terminalde çok büyük AVM si var. Sanayi çarşısı ıssız ve sessiz.

Şimdiki yerinden kaldırılacağı söyleniyor. Güneşli bir havada gezdiğim sahildeki hayvanat bahçesi doğal değil. Hayvanlar hapishanede gibi. Buna karşılık sahilde çok güzel yerler halka kazandırılmış. Buralara güzel şeyler yapılmış. Huzurla oturup, kuğuları seyretme şansı yaratılmış.

Şimdi bir de Fakülteye kadar uzanacak bir metro inşaatı başlamış. Samsun’un raylı sisteme büyük ihtiyacı vardı. Hatlar daha da uzatılmalı. Devlet daireleri arasındaki uzaklık ilgi çekici. Vatandaşın iş takip etmesi zor.

SSK lıların istifade ettiği özel hastaneler açılmış ve açılmaya devam ediyor ki gerçekten ihtiyaç vardı buna.

Samsun’un simgelerinden, eskilerin tek iş adresi, şehrin tam ortasındaki nostaljik Samsun tütün ve sigara fabrikası, giderek harabeleşen bir görüntü olarak halkı ve eskiden burada çalışmış olanları üzüyor. Ya yıkılmalı, ya restore edilmeli. Büyük de bir alanı olduğundan istifade edilmeli.

Şehrin gelişen asıl diğer yüzü Bafra yönüne doğru Atakum tarafı. Burada son model teknoloji ile yapılmış, yerleşim blokları boş haliyle dikkat çekiyor. Bu inşaatlar krize yakalanmış olabilir diye düşünüyorsunuz.

Ve ne yazık ki Karadeniz şehri olmasına rağmen ağız tadıyla bir hamsi yemek mümkün değil. Çünkü yok. Mezgit vardı o da küçüktü. Buna karşılık her köşe dönerci.

Kış sebzeleri İstanbul’a göre ucuz. Bahar ve yaz aylarındaki Çarşamba ve Bafra ovalarının bereketli, lezzetli ve ucuz olan sebze ve meyvelerini arıyor gözler.

Yeni otobüs terminali, Çarşamba’daki hava alanı kadar uzak sanki ama güzel ve modern. Yakışmış Samsun’a. Yalnız, otobüsten indikten sonra, sizi şehre götürecek servisi bulmak zor, servislerin karmaşık bir düzeni var ve mesafenin indiğiniz yere uzak olması, sizi paralı yük taşımaya mecbur eden bir sisteme mecbur etmesi şikayet sebebi . Bu kadar güzel bir yer yapıp, böyle ucuz şeylerden puan kaybedilmesi turizm açısından hoş değil.

Samsun’u bir sahil şehri olduğundan seviyorum. Her köşesi, buram buram Atatürk koktuğu için seviyorum. Bu işsizliğe rağmen, neşesini kaybetmeyen insanı seviyorum ama buraya hala bir fabrika bile açmayıp, gençliği aylak yapıp, evdeki emekli eline bakmaya mecbur eden iş imkanı yaratmayıp, yıllardır seçim zamanları bangır bangır propaganda yapanlara kızıyorum.

Bu kadar dinamik ve potansiyeli olan, her türlü ulaşım imkanı ile önemli bir limana da sahip bu şehrimize acilen iş imkanları yaratılmalıdır. Alt-yapı, üst yapı, meydan, sahil düzenlemesi ne kadar güzel olsa, burda yaşayanları pek de fazla ilgilendirmiyor. Samsun'un Aş ve iş'e her şehirden daha çok ihtiyacı olduğunu anlamak için sadece orada yaşamak gerekmiyor. Bu güzel şehirde, güzel insanlarının çaresizliği, dışardan gelen benim gibi bir yabancının bile hemen dikkatini çekiyor ve onlar bunu hiç de hak etmiyor.

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..