Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '12

 
Kategori
Siyaset
 

Atatürk'süz Atatürkçülük; Kemalizm...

Atatürk'süz Atatürkçülük; Kemalizm...
 

Atatürk’süz Çanakkale Zaferi (Zamanın ruhuna uygun olarak günün modası adıyla Çanakkale Deniz Zaferi(!)), Atatürksüz Atatürkçülük; Kemalizm üzerine boyundan büyük lafların edildiği günümüzde söz söylemek kaçınılmaz oldu. Önce iki alıntıyı okuyarak hafıza tazeleyelim.

Gandi’nin kayınpederi, Hindistan genel valisi;”Biz Atatürk büyük devletlere baş eğdirinceye kadar, bir doğu ulusunun esaretten tamamen kurtulabileceğine inanmıyorduk. Bizim amacımız özerklikle sınırlıydı. Ne zamanki Atatürk savaşı kazandı, Lozan’da büyük devletlere baş eğdirdi. Parolamızı bağımsızlığa çevirdik.

 

Hindistan Başbakanı Nehru;

Biz o zaman luch-now bölge hapishanesindeydik. Türk Kurtuluş Savaşı’nın zaferini, hapishane barakamızı ele geçirebildiğimiz bez ve kağıt parçalarıyla süsleyerek kutladık.

 

Adına ne derseniz deyin Atatürk’ü anlamak için antiemperyalist özünü yok sayamazsınız. Türk Kurtuluş Savaşı’nda yenilen batı/emperyalizminin hesaplarının ve hedeflerinin değişmeyeceğini de görmezden gelemezsiniz. Batının, “Hasta adam” diye tabir ettiği çağın ve gelişmelerin dışında kalmış olan Osmanlı bakiyesinden Türkiye Cumhuriyeti yaratmanın adıdır Atatürkçülük!

 

Kemalizm ise İngiliz emperyalizminin Türk Kurtuluş Savaşını ve dolayısıyla antiemperyalist Cumhuriyeti küçümsemek için bulduğu addır.

 

Alıntılarla devam edelim; Peyami Safa’nın anılarından Murat Belge’nin aktardığı anekdot ilginçtir, Peyami Safa, Mustafa Kemal'e sorar; “Günün birinde fikirlerinizin doktrinleşmesinden korkmuyor musunuz?”diye. Mustafa Kemal’in yanıtı;”İşte o zaman yanarız!” olur.

 

Atatürk, “Ben size manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telâkkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur.”Bugün Atatürk üzerinden geçmişin deneyim ve kalıpları üzerinde politika yapmaya hevesli “Kemalist”lere yanıtı sağlığında vermiştir Atatürk.

 

Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde, tüm tekkeler ve zaviyeler ve türbeler kanunla kapatılmıştır. Tarikatlar kaldırılmıştır. Şeyhlik, dervişlik, çelebilik, halifelik, falcılık, büyücülük, türbedarlık vesaire yasaktır. Çünkü bunlar gericiliğin kaynakları ve cehaletin damgalarıdır. Türk milleti, böyle müesseselere ve onların mensuplarına katlanamazdı ve katlanmadı.”

 

Buraya kadar verdiğim örnekler Atatürk’ün düşüncelerini anlamak için kuşkusuz ipucu niteliğinde. Okurun bir fikre varması için katkı olsun diye paylaşıyorum.

 

Bugün yaşanan bilgi kirliliği, emperyalist politikaların hegomanyası altında sağlıklı değerlendirmeler yapmaya yol açacak ortam ne yazık ki yok. Ve üstelik bugünün değerleri, entelektüel birikimi üzerinden Atatürk’e yapılan saldırıların; Atatürk’ü gerçekten anlamayan ve adeta sömürüsünü yapanların üzerinden yapılması bir tarafa, O’nun parladığı Çanakkale Zaferi törenlerinde iktidar adına konuşan Arınç’ın Atatürk adını anmaması 97 yıl sonra geldiğimiz aşamanın fotoğrafını ortaya koyuyor.

 

Türk Kurtuluş Savaşı’nı başaran, emperyalizmi yenilgiye uğratarak o günün koşullarında sömürge uluslara yol gösteren Mustafa Kemal’i ve onun adına sözümona politika yapan/sömüren “Kemalistleri” tarih birgün mahkûm edecektir. Tıpkı din sömürüsü yapan, “Dinler arası diyalog” masalları ile halkı afyonlayarak “Ilımlı İslam” projesine teşne olan küresel egemenlerin politikalarının uygulayıcılarını mahkûm edeceği gibi.

 

Bu yazıda söz etmeye çalıştığım üzere Atatürksüz Atatürkçülük ile içinde gerçek “din”in olmadığı emperyalizmin uygulayıcısı “dincilik” arasındaki iktidar oyunu, gerçek Atatürk ile gerçek din’i tedavülden kaldırmayı şimdilik başarmış gözüküyor. Liberal kalemlerde oynanan oyunun gönüllü figüranların olmaktan öte gidemedi, artık  hedef gösteriliyorlar.

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..