Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '12

 
Kategori
Siyaset
 

Atatürk’ten söz ederken “Gazi Mustafa…” denir mi?

Atatürk’ten söz ederken “Gazi Mustafa…” denir mi?
 

Türkiye Büyük Millet Meclisinde 2013 yılı bütçe görüşmeleri başladı.

Her sene bu görüşmeler çok renkli geçer. Hele liderlerin konuşmaları ve başbakanın cevabı seyredilmeye değerdir. Örneğin bu görüşmelerde muhalefet partilerinin liderleri sordu, başbakandan yanıt istediler.

Başbakan da cevapladı, kendi istediği gibi. Hatta bazı soruları görmezden geldi.

Bunlar olağan şeyler…

Ancak başbakan konuşmasının bir tarafında öyle bir laf etti ki, ben şaştım kaldım…

Şöyle dedi duyduğum kadarıyla…

"…Elbette Gazi Mustafa’dan bugüne kadar cumhuriyet için, ülke için taş üstüne taş koymuş çalışmış, üretmiş herkese şükran borçluyuz. Ancak şunu da görmek durumundayız. Ne yazık ki Gazi Mustafa'nın vefatından sonra bazı istisnai durumlar haricinde Türkiye'nin potansiyeli yeterince kullanılmamıştır."

Doğrusunu isterseniz, “…Gazi Mustafa…” şeklinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten söz edilmesine takıldım.

Evet… Bugüne kadar Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana yapılan icraatları değerlendirirken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten söz etmedi. Ya da ederken dikkatli davrandı ve “…Gazi Mustafa…” diye de bir şey dememişti.

Ben de bugün, bunu konu ederek yazmak istedim.

Ancak…

Döndüm, bir kez de www.tbmm.gov.tr adresinden “Son tutanaklar”a girip bir kez daha kontrol ettim.

Aynen şöyle geçmiş tutanaklara…

“…Elbette, Gazi Mustafa Kemal'den bugüne kadar cumhuriyet için, ülke için, millet için taş üstüne taş koymuş, çalışmış, üretmiş herkese şükran borçluyuz, minnet borçluyuz. Ancak şunu da görmek durumundayız, ne yazık ki Gazi Mustafa Kemal'in vefatının ardından bazı istisnai durumlar haricinde Türkiye'nin potansiyeli yeterince kullanılmamıştır…”

Yani, tutanağa geçilirken “Vahametin” farkına varılmış olmalı ki, “Gazi Mustafa Kemal’den” olarak değiştirilmiş. Başbakan da zaten her söyleminde özellikle “Atatürk” soyadını kullanmaz, “Gazi Mustafa Kemal” olarak söyler.

Sayın Başbakan, bu cümleden öce şöyle diyor (tutanaktan):”…AK PARTİ'nin on yıllık başarılı icraat dönemini cumhuriyet tarihimizin tamamıyla kıyasladığımızda birileri nedense bundan rahatsız oluyor. Şunu herkes bilsin ki biz asla ve asla bir hesaplaşma içinde değiliz; tam tersine, biz 29 Ekim 1923'te kurulmuş cumhuriyetimiz için neler yaptığımızı, cumhuriyetimize neler kazandırdığımızı, Türkiye Cumhuriyetini hangi seviyeden alıp hangi seviyelere taşıdığımızı ve taşıyacağımızı konuşuyoruz.”

Sayın başbakan bir yandan “…Şunu herkes bilsin ki biz asla ve asla bir hesaplaşma içinde değiliz…” derken, diğer taraftan elmalarla armutları toplayıp, her ikisi arasında, şekil, tat ve diğer nitelikleri üzerine karşılaştırmalar yapıyor.

10. Yıl Marşı’nda yer alan “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” mısrasına gönderme yaparak şöyle demişti: “10. Yıl Marşı’nda geçer; ‘demir ağlarla ördük’ falan… Neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin. Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla şimdi Türkiye’yi biz örüyoruz.”

İşte hesaplaşma…

Bugün farkına varmış olmalı ki, “…taş üstüne taş koyanlara…” teşekkür ederken, karşısındakini yine küçümsemek için bu kez “…Gazi Mustafa…” diyor…

AKP ve Genel Başkanı, Sayın Başbakan, kendisi “Başbakan” olduğu tarih ile 1923 yılından o tarihe kadar her şeyi karşılaştırıyor, bu ülkede yapılanların hepsini inkâr ediyor tavrını sürdürüyor.

Oysa…

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kurulan tüm kuruluşları sattı…

Aradaki fark da bu, biri yaptı, bunlar sattı…

Her şey bir yana… Bunları ”Siyasetin” içinde olağan şeyler diye kabul edebiliriz de, Atatürk’e hitabını kabul etmemiz mümkün değil. Kendi tabanı kabul edebilir, zaten Atatürk’ü de sevmezler.

Yalınız nasıl oluyor da TBMM tutanaklarında değişiyor, onu da anlayabilmiş değilim.

Acaba ben mi yanlış duydum? Ses kaydını inceleyebilme imkânımız olsaydı, çözerdik.

Hoş, tutanaklara geçtiği gibi, Atatürk’ten söz ederken “Gazi Mustafa Kemal” olarak da söylemek ne derece doğru, onu da göz ardı etmemek gerekir…

12 ARALIK 2012
İBRAHİM PEKBAY
 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..