Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '11

 
Kategori
Güncel
 

Atatürk'ü anla[ma]mak

Atatürk'ü anla[ma]mak
 

>>> Atatürk, Florya'da gençler arasında (5 Ağustos 1936) <<<


İthal ‘enişte’ Joost Lagendijk’in Zaman gazetesinde (28 Ağustos 2011) yayınlanan, “Atatürk’ü anlamak” başlıklı yazısını atlamışım. Ama bir gün sonra başka bir ‘cemaat’ gazetesinde yazarın o köşesi alıntı olarak yayınlanmıştı.

Diğer gazetenin takipçisiyim. Çünkü cemaatlerinin siyasetine uygun buldukları yazıları bir gün sonra yayınlıyor. Ben de Cumhuriyet’e ve Atatürk’e, en çok saldıran yazarları taramak için ıvır-zıvır bir sürü yazıyı okumaktan kurtuluyorum. Her gün en iyi, en güncel karalama ve ‘demokrasi’ yazısı şıp diye elime düşüyor. Joost Lagendijk’in yazısı bu tür bir yazı değil. Yazar eski bir diplomat olmanın avantajları ile yüklü. Birikimini de iyi ambalajlamadan servis etmiyor. Ama sözünü ettiğim cemaat gazetesi Zaman’daki yazıyı alırken bazı yerleri tırpanlamış. Bu tırpanlama işlemi, yazarın Atatürk hakkında övücü satırlarına rastlıyor…

Ayrıca başlık da değiştirilerek verilmiş. Yazarın paket yaptığı temel soru, ambalajından çıkarılmış. Doğrudan sunulmuş: “Heykel ve resimleri niye var?” Eee, haklılar! Adamların heykele ve resme tahammülleri yok. Hele bunlar Atatürk’e aitse! Vay anam vay…

Yazının içerisinde, “… Türklerin büyük çoğunluğu Batı’daki bu idrak eksikliği ile başa çıkmakta zorlanıyor. Ziyaretçileri duyarsızlıkları ve Türkiye tarihine dair bilgisizlikleri nedeni ile suçluyor ve Atatürk’ün kamusal alanda süregelen hakimiyetini, ülkenin 90 yıl önce yok olmaktan kurtarılmasında ve bugünün Türkiye’sinin halâ çok değerli olan temelinin atılmasında oynadığı öncü role atıfta bulunarak savunuyorlar.” Sanırım burayı niye sansürledikleri rahatça anlaşılıyor.

Yazının devamında, dikkatimi çeken kısa bir sansür cümlesi daha var: “… Atatürk’ün liderliğinin muazzam etkisini kabul etmekle birlikte …" Yabancı bir yazarın bunları yazması yerli yazarlar açısından büyük bir ironi! Bu cümlede de ‘liderlik’ ve ‘muazzam’ kelimelerinin alıntı yapan gazetenin editörlerine battığı tartışma götürmez bir gerçek. Ama yinede yazının içerisinde ‘Atatürk’ kelimesinin 5-6 defa geçmesine engel olmamışlar.

Bu da, softalıkta yaşanan erimenin bir göstergesi olarak algılanabilir. Zaten birçok yöneticileri, 10-15 yıl önce haram olduğu için bakmaya bile çekindikleri hanım muhatapları ile tokalaşmaya başladı. Yakında Rus stili öpüşerek bayramlaşanları görürsek şaşırmayalım.

Bu gün çifte bayram. Bunu yazınca ‘çok klişe’ diyorlar… Ben de onlara, ‘Stampa mısın? Sana ne!’ diyeceğim ama terbiyem müsait değil.

Ramazan Bayramı ile, o bayramı kutlayabilme şansını bize sağlayan Kurtuluş Efsanesinin son hamlesi Büyük Taarruzun yıldönümüne aynı güne rastlamasında da bir keramet olmalı!

Yoksa, bir şifreci bulup sorsak mı?
Herkese şeker tadında günler diliyorum.
Hep sevgi ile kalın. 

Murat SEVGİ 

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..