Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '11

 
Kategori
Özel Günler
 

Atatürk'ün ağzından demokrasi dersleri

Atatürk’ün ölümünden tam 73 yıl sonra, kendi tarihini yabancılar kadar bile bilmeyen, üstelik bugün mesleklerini yapabilmelerini bile Atatürk’e borçlu olanlar Atatürk''ü ''diktatör'' olarak göstererek, bilinçli olarak cahil bıraktıkları halkın kafasını karıştırıyorlar...

İmam Hatipli Mekteplilerin, Atatürk''ü ''diktatör'' gibi göstermek için ellerinden ne geliyorsa yaptıkları herkesçe bilinmektedir.

***

1981 yılında ''Atatürk''ün 100''ncü doğum yıldönümü'' dolayısıyla İsveç''te bir ''Atatürk Sergi''si düzenlemiştik. Bu vesile ile, Atatürk''ün öldüğü gün olan 10 Kasım 1938 günü, ''İsveç gazeteleri ne yazdı'' diye, kütüphaneden, o günkü gazeteleri inceleme izni aldık.

Aradığımız gazeteleri bulduk. 10 KASIM 1938 günün İsveç gazeteleri önümüzdeydi. Heyecandan tir tir titriyorduk. Atatürk''ün ölümü ile ilgili ne kadar yazı ve resim varsa toplayıp fotokopilerini çıkarttık. Büyülterek tek tek sergiledik. (Ayrıca, sergimiz için, Kültür bakanlığımızdan, Atatürk ve Türkiye ile ilgili  gönderebilecekleri ne varsa rica ettik, gönderdiler.)

Ne çok yazı ve resim vardı. Hakkında ne de çok olumlu yazılar kaleme alınmıştı.. Bir ''dünya lideri'' olarak ne kadar da övülmüştü. Özellikle, padişahlığı kaldırıp, yerine yepyeni çağdaş bir ''Türkiye Cumhuriyeti'' kurduğu, ne de çok tekrarlanmıştı...

Büyük bir ''sükse'' yapmıştık elbette. Göteborg şehrindeki okullar bir bir sergimizi ziyaret etmişler, gazetelerde bol bol haberlerimiz çıkmıştı.

Özellikle, Atatürk''ün, İsveç Veliahtı Gustav Adolf''la Çankaya Köşkü''nün terasında, (03.10.1934) çektirdiği resmi o günkü tarihli gazeteden bulmuş, büyütüp çerçeveleterek sergimize asmamız, parti görevlilerinin de büyük ilgisini çekmişti.  Bir örneğini de Belediye Başkanına hediye etmiştik.

Belediye Başkanı bir konuşma yapmış, Atatürk''ün, ileri görüşlü demokrat bir lider olduğunu söylemiş, ''Türkiye,  böyle bir lidere sahip olduğu için ne kadar övünse azdır'' demişti.

Bugüne baktığımızda ise, Atatürk''ü, ''diktatörler'' sınıfına koyanları görüyoruz...

Oysa, Atatürk;

- Başarıyla çıktığı Kurtuluş Savaşı’ndan sonra halk onu  “padişah”  yapmak isterken, o Cumhuriyet’i, yani  “halkın üstünlüğü”ne dayanan rejimi kurdu;

- Padişah’ın çıkarlarını korumakla görevli Bab-ı Âli Hükümeti’ni yıktı ve yoluna en küçük illerden bile temsilci gönderilen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ile devam etti.

- “Tanrısal bir hukuka dayalı bir mutlakiyet yönetimi” nin yerine  “Halk iradesine dayalı Cumhuriyet”i koydu...

- “Demokrasi, memleket aşkıdır, aynı zamanda babalık ve analıktır”  diyerek demokrasiye övgüler düzdü. Demokrasiyi  “eşitseverlik” olarak tanımladı.

- 16 Ekim 1923’te Arifiye’de, bütün güç ve egemenliğin halktan kaynaklandığını ve halka dayandığını haykırdı.

-  “Türkiye Cumhuriyeti, demokrasi esasına dayalı bir devlettir”  diye dünyaya ilan etti...

Şimdi ise, demokrasinin ''D''sini bile bilmeyenlerin elinde Türkiye, hızla geriye doğru yol almaktadır.

ATATÜRK''ÜN AĞZINDAN DEMOKRASİ DERSLERİ:

- " "Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar. Evet bu doğrudur. Benim isteyip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünki ben zoraki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Ben kalpleri kırarak değil kazanarak hükmetmek isterim."

- "Bu ulusu ben değil içimizdeki ruh, damarımızdaki kan kurtarmıştır."

- "Milletimizin bugünkü yönetimi gerçek özelliği ile bir halk yönetimidir."

- "Biz Türkler ruhen demokrat doğmuş bir milletiz."

- "Mesuliyet yükü herşeyden, ölümden de ağırdır."

- "Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler milletlerini

 yaşamak ve ilerlemek imkânlarına kavuştururlar."

- "Milletin sevgisi kadar büyük mükafat yoktur."

-"Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız.  Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir."

-"Milletimizin temel yararı ile ilgili konularda yabancıların bizce hiçbir önemi yoktur.

-"Biz gidişimizi yabancıların görüşlerine uydurma güçsüzlüğünü kötü görenlerdeniz."

-"Bu ulusu ben değil içimizdeki ruh, damarımızdaki kan kurtarmıştır."

-  "Biz uygarlıktan,ilimden ve fenden kuvvet alıyor ve ona göre yürüyoruz."

- "Dünyada ne görüyorsak KADIN''IN eseridir."

- "Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz."

- "Korku üzerine egemenlik kurulamaz."

- "Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası özgürlüktür."

- "Bu millet bağımsızlıktan yoksun yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır."

- "Tam bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin temelidir."

- "Tam bağımsızlık denildiği zaman, tabii, siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, harsı, vs. her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik kast olunmaktadır."

- "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım."

- "Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur."

- "Bir memleketin, bir memleket halkının düşmandan zarar görmesi acıdır. Fakat kendi ırkından büyük tanıdığı insanlardan vefasızlık, felaket görmesi daha acıdır."

- "Efendiler biz hayat ve istiklal isteyen bir milletiz. Ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı yok etmeyi göze alırız."

- "Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla ilgisi olmadığını söyler. Bazı kimseler modern olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl kâfirlik onların bu inanışıdır."

- "Efendiler ve ey millet iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müridler, meczuplar memleketi olamaz."

- "Medeniyetin coşkun seli karşısında mukavemet boşunadır. O, gafil ve itaatsizler hakkında çok amansız davranır."

-"Fıkıhtaki "zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkar olunamaz" kaidesi adalet siyasetimizin temel taşıdır."

- "Hissiyatı ve vicdanı telakkiyatı, ilim ve fenle besleyip eğiterek toplumun gerçek huzur ve saadetine çalışmak ulvi bir görüştür."

- "Hiçbir iyi inkılap, hakikati görenler dışında ekseriyetin reyine müracaatla yapılamaz."

-"İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil mıdır ki, bu kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?

- "Hakikati konuşmaktan korkmayınız."

- "Meseleleri hadiselere göre değil, aslında olduğu gibi ele almak lazımdır."

- "Tatbik eden, icra eden, karar verenden daima daha kuvvetlidir."

- "Lüzumuna kanı olduğumuz bir işi derhal yapmalıyız."

- "Fikirler, cebir ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez."

-  "Biz cahil dediğimiz zaman mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir."

- "Hayatta tam mutluluk ve esenlik ancak gelecek kuşakların şerefi, varlığı, esenliği için çalışmakta bulunabilir."

- "Millete efendilik yoktur. Ona hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden önün efendisi olur."

- "Beni görmek demek ille yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız bu yeter."

- "Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyyen payidar kalacaktır."
(NUTUK)

- alaettinoguz2- 09 KASIM 2011 

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..