Atatürk'ün Gençliğe Bakışı

Mütareke yıllarının başladığı o kapkaranlık günlerde, Atatürk Kurtuluş mücadelesini başlatmak ve yürütmek için yollara koyulduğunda bu mücadelenin ve bu hareketin motorunun gençler olacağını kafasına yazmıştı.

Atatürk’ü tanıyan, bilen Atatürk’ün hayatını inceleyen herkes gençlerin Atatürk için özel bir anlamı olduğunu bilir.

Atamız için gençlik, aydınlık bir gelecek, cumhuriyetin üzerine inşa edilen tüm değerleri koruyup yaşatacak bir güçtür.

Atatürk gençliğe büyük değer vermiş, hem de Türk gençliğine sonsuz güvenmiştir. Kurtuluş mücadelesi için çıktığı yolda kendisinin en önemli destekçilerinin gençler olacağını sık sık belirtmiştir.

Ülkenin işgal altında olduğu, devlet otoritesinin yok olduğu, mevcut durumdan menfaat çetelerinin pay çıkarmaya çalıştığı bir ortamda Atatürk;

Birlik ve beraberliğin sağlanması, tüm olanakların milli mücadele için ortaya konulması yürütülen bu kurtuluş mücadelesinin en büyük zorluklarından birisi olmuştur.

İşte böylesi kaos dolu günlerde gençler Atatürk’e, aldığı tüm kararlarda bağlılık göstermesini bilmiş, savaş sırasında liselisi, tıbbiyelisi, çırağı, binlerce genç cephede ve cephe gerisinde mücadele etmişlerdir.

Sivas Kongresine “Tıbbiyeliler adına katılan bir genç;

“Paşam üyesi bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklal davamızı başarmak yolundaki göreve katılmak üzere göndermişlerdir. Mandayı kabul edemem. Şayet kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle ret ve takbih ederiz. Farz edelim, manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de ret eder, Mustafa Kemal’i telin ederiz.”

Mustafa Kemal, gençlerin bu tavrından çok mutlu olmuş ve o gencin nezdinde tüm gençliğe bakın nasıl seslenmiştir;

“Arkadaşlar, gençliğe bakın, Türk milli bünyesinde asil kanın ifadesine dikkat edin. Evlat, müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta olsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz... Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklal ya ölüm!”

Türk gençliğinin gösterdiği bu kararlı tavır, bağımsızlık savaşı boyunca da devam etmiştir.

Kurtuluş savaşından zaferle çıkan Mustafa Kemal, bu kez de modern ve çağdaş bir Türkiye yaratmak için başta Cumhuriyeti kurar, devrimleri birer birer hayata geçirir.

Atatürk Modern Türkiye’ye giden yolda aldığı her kararı gençlerden aldığı güç ve inançla yürütür. Bu cesareti de nereden aldığını açıkça ifade etmekten çekinmez;

“Gençler! Cesaretimizi takviye ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile insanlık meziyetinin, vatan, fikir hürriyetinin en kıymetli sembolü olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyet'i biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.”

Atatürk, Türk gençliğine olan umudunu ve güvenini hiçbir zaman yitirmemiş, en zor koşullarda bile bu gençliğin bu Cumhuriyeti, bu vatanı koruyacağından asla şüphe etmemiştir. Atatürk yine bir konuşmasında;

“Zaten her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız, o gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.” Sözleriyle gençlerimizi “geleceğin ışık saçan çiçeklerine” benzetmesi Atatürk’ün gençliğe verdiği önemi ve değeri ortaya koymaktadır.

Hepimizin bildiğini düşündüğüm Atamızın Gençliğe hitabesi, her ne kadar günümüzde ders kitaplarından çıkarılmaya, okullarda ki “Atatürk Köşelerinden” kaldırılmaya, Atatürk İlke ve İnkılâplarının (Devrim Kanunlarının) kaldırılmaya çalışılsa da;

Bu millet ve bugünün gençliği Atasını ve O’nun ilkelerini, devrimlerini asla unutmayacak, unutturmak, sulandırmak isteyenlere de gereken cevabı verecektir.

“Ey Türk gençliği,

Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.

Muhtaç olduğun kudret damarlarında ki asil kanda mevcuttur.”

İşte Atatürk’ün Türk gençliğine bakışı, işte Cumhuriyeti ve vatanı çekinmeden emanet ettiği o gençler bizim gençlerimiz ve bizim geleceğimiz.

Sorumlu herkes, gençliğe sahip çıkmalı, bu gençleri anlamaya çalışırken Atatürk’ün çizdiği aydınlık, çağdaş yoldan yürümeleri için azami gayret göstermelidir.

   Sonsuzluk (Osman Özeker ).  24.06.2013