Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '07

 
Kategori
Siyaset
 

Atatürk'ün kurduğu parti

Atatürk'ün kurduğu parti
 

Bu sözcüğü sayın Baykal çok sık kullanıyor son günlerde. İki de bir biz Atatürk’ün kurduğu partiyiz diyor. Ama bu partinin 1919 yılının 4 Eylül'ünde Sivas’ta tüm müdafa-i hukuk cemiyetlerinin birleştirilmesi ile oluşan "Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti" olduğunu acaba hatırlayabilir mi Baykal veya diğer CHP'liler?

Bu cemiyeti kuranların ne denli vatansever olduklarını söylemeye gerek var mı bilmem. Ne denli ülkelerinin sevdiklerini, uğruna çekinmeden canlarını vereceklerinin söylememe gerek var mı bilmem.

Yüksek ve yüce ruh hali ile kurulan bu cemiyet ve oluşturduğu TBMM, ülkeyi düşmandan kurtardıktan sonra 1923 yılında Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle bir siyasi fırkaya dönüştü ve Halk Fırkası adını aldı. Cumhuriyetin ilanından sonra da Cumhuriyet Halk Fırkası oldu.

Yeni Türk Devleti’nin ilk iktidar partisi CHF'dır yani CHP'dir. Sözü edilen bu partinin ilkeleri vardır, Mustafa Kemal Atatürk tarafından konan. Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, İnkılâpçılık, Devletçilik.

Şimdi soruyorum; Cumhuriyetçilik ilkesi nerede kaldı? Cumhurdan korkan sayın Baykal meclise bile girmedi; Türkiye Cumhuriyeti’ni komşularına ve dünyaya gülünç duruma düşürdü. İkide bir askeri, rejime müdahaleye çağıran Cumhuriyetçi olur mu?

Nerede Milliyetçilik? Milliyetçi ülkesini seven ülkesinin çıkarlarını kendi çıkarlarının önünde tutandır en kaba deyimle. Ama sayın CHP'liler parti ve kişisel çıkarlarını ön planda tuttular şu kritik günlerde.

Halkçılık; halkı sevmek, halka yakın olmak, halkın çıkarlarını ön planda tutmak, insanlara eşit davranmaktır. Halktan korkan halkçı olur mu? Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinden korkan halkçı olur mu? Meclis iradesini boykot eden halkçı ve cumhuriyetçi olur mu?

Laiklik; devletin dinler karşısında eşit davranması, insanlarını inançlarına müdahale edilmemesi demektir. Parti mütedeyyin insanların davranışlarını bile irticai faaliyet sayıyor.

İnkılâpçılık; ilerlemek, ileriye yönelik yenilikçi, hareketler içerisinde olmak demektir. Peki ne yapıyor şimdiki parti yöneticileri 1940'lı yıllardaki milli şef döneminin getirmek istiyorlar; yani asıl irticai faaliyette bulunanlar kendileri! Ama şu konuda partinin İnkılâpçılığından zerre şüphe yoktur; son derece çağdaş ve modern bir akıllı binada oturuyor yöneticiler, halktan kopuk ve ultra modern bir yaşam, son derece lüks ve pahalı, çağdaş otomobillere biniyor parti başkanı ve yöneticiler. Bu yönde partinin İnkılâpçılığından zerre şüphemiz yok!!!

Devletçilik; belki de tek elle tutulur yanı bu partinin, ama dünyanın son dönemlerdeki sistemi gereği onun da hiçbir işlevi kalmadı. Hatta son demeçlerinde sayın Baykal daha liberal olacağını söylemeye başladı bile.

Şimdi soruyorum sayın yöneticilere; bu mu Atatürk’ün kurduğu parti? Bu mu ülkeyi düşmandan kurtaran, cumhuriyetimizi kuran parti? Bu mu çağdaş uygarlık düzeyi üzerine ülkemizi çıkaracak parti?

Sevgili Atatürk’ün kemikleri sızlıyordur şimdi kabirde sayın Baykal’ın, "Biz Atatürk’ün Kurduğu Partiyiz" sözü ile.

Nerede O büyük insanın kurduğu parti, nerede şimdi sayın Baykal’ın yönetimindeki parti. Siz Atatürk’ün kurduğu parti olamazsınız. (Gerçi Atatürk’ün kurduğu CHP 12 Eylül'de kapatılmıştı, kendilerini Atatürkçü görenler tarafından)

Hiçbir şeyinizle olamazsınız. Lafla peynir gemisi yürümüyor… Bilmem başka söz söylemeye gerek var mı?

 
Toplam blog
: 22
: 3684
Kayıt tarihi
: 23.04.07
 
 

Emekli öğretmenim. Kütahya ili Tavşanlı ilçesinde yaşıyorum. Hayatı ve insanları seviyorum. İnsanlar..