Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '08

 
Kategori
Güncel
 

Atatürk’ün naaşı da kelepçelenecek bir başka Cuma’da!

Atatürk’ün naaşı da kelepçelenecek bir başka Cuma’da!
 

Cuma’nın kutsallığı mıdır, uğuruna mı inandıklarındandır, iş günü bitimi olmasından mı yararlanılmaktadır bilinmez, Cuma’lar pek hayır getirmiyor son zamanlarda…

Kısasa kısas bir mücadele gibiydi, pek de ciddiye alınacak gibi de değildi, bu yüzden miydi kırbaç sayıları arttı, bilinmez…

Korkarım bir Cuma günü Atatürk’ün naaşı da kelepçelenecek, bu gidişle!

Anıtkabir yıkılıp yerine görkemli bir cami de yapılabilir, mesela…

Atatürk rozeti taşıyanlar da keza, tutuklanabilir, yardakçılıktan, yandaşlıktan dolayı, malum terör örgütü Ergenekon!

Adaletten yanayımdır kendimi bildim bileli, adalet adına kendini ipe götürecek karakterdeyim ama nedense pek bir masalımsı geliyor bu mesele bana…

Nedenini bilemiyorum, bir şeyler eksik sanırım, kurguda mı, benim algılayışımda mı, kavramlarda mı?

Atatürk’ü pek beğenirim, idol oluşundan değildir artık, o dönemler çocuklukta kaldı, müthiş liderliği mesela, çarpıcıdır, öngörüsü…

Yetiştiği dönemler söz konusu bile olmayan değerleri bilişi!

Özgüveni…

Saygınlığı…

Askerliği, zekası, sanatı sevişi, rakıyı adabıyla içişi…

Yakışıklı adam, yapardı askerliğini, alırdı yanına eşini, maaşı da cebinde, yan gelip yatardı da hattı zatında!

Hadi yüreğini koydu memleket meselesine, düşmanları da alt etti, ne işi vardı da cumhuriyeti kursundu, kahraman sultan olarak kurulurdu mindere, yok banka kuracakmış, yok devrimler yapacakmış, yok Türkiye kurulacak da, kalkınacakmış…

Derin devlet işlerine, pardon, derin İslam işlerine burun sokulur mu hiç!

Pek bir severim Atatürk’ü, en çok da bu sebeplerden!

Kaç kişinin beyni, kaç kişinin yüreği yeter, hakikaten merak ettim bakın şimdi, üstüne kayıtlı hanları, hamamları var mıydı?

Gemileri, trenleri…

Mevduat hesapları…

Edepli kişiliği, bilgeliği, o mağrur duruşuyla bütünleşen sevecenliği…

Bir videoda izlemiştim, sanıyorum bir Amerikan başkanı ile bir görüşmesiydi, nasıl bir beden dilidir, Türkiye Cumhuriyeti’yiz biz diyordu!

O nasıl bir vakur duruştur, nasıl bir şıklık, ne hoş bir özgüven, kendine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne!

Sözler ve beden dili uyumu muhteşem!

“Bakın beyler, Burası bir cumhuriyettir, adı da Türkiye’dir!”

Rahmetli Bülent Ecevit’i de severim, mesela, onda da asil bir ruh vardır, sanırım ki Atatürk’den de feyz almıştır…

Demem o ki, Atatürk’ü sevmem ezber olsa dahi, takdirim sonucu vardığım saygı, sevgim bireyseldir!

Hani, laf atanlar, sataşanlar için tek bir şey diyebilirim: Becerebiliyorsanız kendinizi onun yerine koyun ve ben olsam ne yapardım deyiverin, ama lütfen kendinize de yalan söylemeyin!

Hani, eğer becerebiliyorsanız diyorum, yoksa kendinizi de fazla zorlamayın!...

Bir Cuma günü Atatürk’ün naşı kelepçelenebilir, bir Cuma günü cumhuriyet bitebilir!

Bir Cuma günü güneş kıbleden doğabilir, ay da kıbleden batabilir!


Gülgün Karaoğlu
Temmuz,26/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..