Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '07

 
Kategori
Blog
 

Atatürk ve farklı bir bakış...

Atatürk ve farklı bir bakış...
 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1938 Yılının, 10 Kasım'ında, sadece beden olarak ebediyete intikal etti.

Yüce Önderi, yarın, 69.ölüm yıldönümünde anacağız...

Sadece yarın mı ? Tabi ki her zaman...

Ölüm, bedenen ve ruhen bitiş anlamındaysa bu, bir '' yok oluştur.''

Ancak, ruh, diri olarak çevrenizde dolaşıyorsa, hakiki bir yok oluş gerçekleşmemiştir.

Organlarınız, eğer bağışlanmışsa ve sağlamsa bir müddet daha yaşadığı bedenle devam eder...

Sonuç, yine toprağa gidiştir... Fizyolojik yok oluş gerçekleşir...Kronolojik yaşam da bitmiştir...

Ruhunuz sağlıklıysa, zamanında can verdiği bedenle, insanlık için önemli olaylara imza atmışsa, ölümsüzleşme süreci başlar...

Çünkü yaratılanların, kendileri de ''Yarattıkları şeyler '' kadar yaşarlar...

Gerçek yaşam da bana göre, işte budur...

Eserleriyle anılmak... ''Sevgiyle, gülümsemeyle hatırlayış'' tır yaşamak...

Dünya liderlerinden çok azına nasip olmuştur bu şans...Toplumun gönlünde taht kurmak...

Atatürk'ün milletine aşıladığı yaşama aşkı, var olma bilinci, öz güven, çağdaş yaşam düşüncesi, bilim ve ilim araştırma gücü, barış sevdası, azim ve irade , dil bilinci, teknoloji aşkı, güzel sanatlara düşkünlük...

Ve binlerce haslet...

Koca bir toplumun mimarı olabilmek...

Bu yetileri bünyesinde toplayabilen kaç lider çıkardı Dünya ?..

Atatürk gibi bir liderimiz olmasaydı bedenen ve ruhen kaç yıl yaşayabilecektik acaba?

Baş döndürücü hızla gelişen ve içinde yaşadığımız gezegen, 69 yıl önce toprak olmuş bir bedenin yetenekli ruhunun ürettiği zeka kıvılcımlarından bir adım öteye gidemedi...

Hatta gerilerde kaldı...

Atatürk, barış sevdalısıydı...Hani nerede barış?...

O, bir ülkenin başka ülkelerin topraklarına göz dikmesini barbarlık olarak niteliyordu...

Son yıllarda barbarlar, ellerini kanla yıkıyorlar...

Şimdi, süper güçlerde saldırı ve canlıları yok ediş moda oldu...

Atatürk, silahlanmaya karşıydı...Oysa, şimdi ölüm kusan silahlar revaçta !..

Mustafa Kemal, iki yüzlülüğe , riyakarlığa karşıydı...

Oysa ki şimdilerde, binbir suratlar başrollerde oynuyorlar...

Atatürk'ün ölüme gidişi de çok mütevazıydı...Dolmabahçe'deki son günler...ne kadar hazin...

Siroz, O'nun vücudunu sarmışken habire kaşınıyordu ve azap çekiyordu...

Doktordan baştan savma ve yalnış teşhis:''Kırmızı karıncalar efendim.''

Çankaya köşkü, boşaltılıp günlerce ilaçlanmış...Oysa ki Gazi, ''Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz:'' Demişti...

Yabancı bir doktorun teşhisiyle gelen acı son...Devleşen bir adamın genç yaşta gidişi...

Çok hüzünlüydü...

Yurt dışına gitseydi daha mı çok yaşardı ? Kim bilir ?

Bildiğim tek şey vardır...O da , Ata'nın milli dava uğruna bedenini ortaya koymasıdır...

O'nun kurduğu temellerde çağdaşlaşan Türk Tıbbı bugün Dünya çapında buluşlara imza atıyor...

Çocuklar, gençler, aydınlar, kitap okuyanlar, bilime, akla sevdalılar, gerçek inananlar...

Dev gibi şahlanarak geliyorlar...Ama çalışarak;ama dürüstçe...

Anıtkabire koşuyorlar...Atalarına her şeyi danışıyorlar...dertleşiyorlar...

O yaşıyor...Bedeni toprak olsa da...Verdiği yaşam bilinci ruhuyla...

Türkiye durdukça da yaşayacak...

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..