Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '08

 
Kategori
Tarih
 

Atatürkçülüğe farklı bir bakış

Atatürkçülüğe farklı bir bakış
 

Atatürkçülük… Kemalizm… Aynı anlamı ifâde eden iki sözcük. İkisi de kökünü, kaynağını Türk’ün ulu önderinden, Mustafa Kemal Atatürk’ten alıyor. Ama… Atatürkçülük, Atatürkçülükten; Atatürkçülük, Kemalizm’den; Kemalizm, Kemalizm’den bambaşka anlamlar içeriyor. Peki bu durum niye böyle, neden bir kavram, özü, sözü belli bir kavram, birbirinden ve özünden farklı anlamlar içeriyor?

Bu soruya yanıt bulabilmek için soruna bakmak gerek. Sorun ne ve sorun nerede başlıyor?

Geçen yıl kaybettiğimiz değerli aydınımız Attila İlhan’ın çok güzel bir tespiti var. O da Mustafa Kemal “Atatürkçülüğü” ile İnönü “Atatürkçülüğü” arasındaki fark.

Peki Mustafa Kemal “Atatürkçülüğü” ne? İnönü “Atatürkçülüğü” ne? Arada ne fark var?

Mustafa Kemal “Atatürkçülüğü”, Türkçüdür. Türkçülüğün yürüyüş yolunun, ışığıdır. Özünde, sözünde, önünde, berisinde, sağında, solunda Türk vardır. Yaşamda, ölümde Türk vardır. Gâzî Mustafa Kemal Paşa’nın düşüncesidir, eylemidir, yaşamıdır, ölümüdür.

Peki İnönü “Atatürkçülüğü” öyle mi? Hayır. Bu anlayışta, temelde “Batı” vardır. Yöneliş Batı’yadır. Öz ve kaynak, ne Türk’tür, ne Kurtuluş Savaşı’ndadır, ne de adının aksine Gâzî Mustafa Kemal Paşa’dadır. Bu anlayışın Atatürkçülükle bir ilgisi yoktur. Zirâ Atatürk’le bir ilgisi yoktur. Ancak zamanında İnönü-Bayar-Menderes-Demirel-Ecevit-Evren-Özal çizgisi bunu Atatürkçülük olarak göstermiş ve ne yazık ki, toplumun bir çok kesimi de, bu isimleri sevmese bile Atatürkçülük deyince bunları anlamıştır.

Mızrak çuvala sığmıyor… Hele bu mızrak Türklük demirinin, Türk kanıyla, Türk ateşinde dövülmesiyle, Türk çeliğinden yapılmışsa…

Artık Türk, Ata’sını tanıyor. O’nun fikirlerini görmeye başlıyor. O’nun Batıcı değil, Türkçü olduğunu, Bozkurt olduğunu, Başbuğ olduğunu görüyor.

* * *

Kendisini Atatürkçü olarak kişilerin dikkat etmesi gereken nokta, Türklük ve Türkçülük noktasıdır. Eğer kişi, “ben Atatürkçü’yüm” diyorsa, Türkçü olmak zorundadır. Türkçüyüm demese bile Türkçü olmak, Türkçü düşünce ile düşünmek zorundadır. Çünkü Türkçülük temelinden temellendirilmemiş bir Atatürkçülük temelsizdir ve yıkılır.

Ülkemiz bir 28 Şubat dönemi yaşadı. Tehlikeli bir yükseliş gösteren gericiliğe karşı ordumuz tavrını koydu ve gerekeni yaptı. Ama bugün gericilik, tekrar tehlike yaratıyor. Gericiliğin tekrar yükselmesinde, zamanında Atatürkçülük söylemleri ile yeri göğü inleten, ama el altından gericilerle masalara oturanlar, tarikât önderleriyle işler çevirenler, Kürd Saidlerle aynı yolu yürüyenlerin etkisini kimse yadsıyamaz.

Değerli araştırmacı Ergün Poyraz’ın, Togan Yayınları’ndan çıkan “Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet (Masonlarla El Ele)” adlı kitabı bu konuya ışık tutmakta. 28 Şubat döneminde, bazı Atatürkçü (!) ileri gelenlerin, gerici iş adamlarına nasıl “bu günler geçecek” meâlinde konuştuğunu, onlarla birlikte nasıl çalıştığını göreceksiniz.

Türkçülük temelli olmayan bir Atatürkçülük anlayışına sahip olanların nasıl kullanılabileceklerinin artık görülmesi gerekir. Artık Atatürkçülüğün, Türkçülüğün özü olduğu görülmeli. Atatürk’e “Bozkurt” ya da “Başbuğ” dendiğinde, bunun Atatürk’ hakaret olmadığı görülmeli, tam aksine Atatürk’ün özü olduğu görülmeli.

Türkiye ve Türklüğün etrafında örülmeye çalışılan bu örümcek ağlarını ancak Bozkurt’un parçalayabileceğini bilerek, Türkçülük ülküsünü özümseyerek Başbuğ Atatürk diyerek yürümeli ve onun önderliğinde Türklüğe oynanan oyunları parçalayacağız. Kendilerine Atatürkçü diyenler ise ne yazık ki, geride kalacaklardır.

26 Kasım 2006

Kutlu Altay

 
Toplam blog
: 8
: 1460
Kayıt tarihi
: 15.12.08
 
 

Öğretmenim. Sosyal Bilgiler Öğretmeniyim. Bunun yanında fotoğrafçılık yapıyorum ve yazıyorum... Bu ..