Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mart '07

 
Kategori
Felsefe
 

Ateizmin felsefesi, ateistin psikolojisi

Ateizmin felsefesi, ateistin psikolojisi
 

Yaratıcı kavramının ilk olarak dinler yani peygamberlerle mi yoksa insanlıkla mı ortaya çıktığı tartışılabilecek bir konu olmakla birlikte, inanç bir ihtiyaç olarak değerlendirildiğinde, insanlıkla ortaya çıktığı tartışılmaz bir gerçekliktir.

Felsefe tarihi incelendiğinde yaratıcının varlığı ve yokluğunun tartışılmasından çok yaratıcının özellikleri daha çok tartışılır olduğu göze çarpacaktır. Bu da aslında bize anlatmaktadır ki; Yaratıcının varlığı konusunda zaman zaman hararetli Ateistleri gözlemlesek de bu kişilerin düşünceleri, mantık kuralları ve aklın evrensel kabulleri çerçevesinde, varlıklarını çok kısa bir sürede kaybetmektedirler.

Ateizmin genel felsefesi inkar üzerine kuruludur, inançta ise ispat, delil ve kabul esastır. Yani dinler inançlarını akıl ve mantık kuralları üzerine kurarken, ateizm ise bu kuralları inkar ederek ayakta kalmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla ateizmin temelinde mantığın olmaması ve kendini var olan düşünceleri inkar felsefesi üzerine kurarak belirli bir sistematiğinin olmaması, ateizmi dünyada bu kadar dar ve sınırlı bir boyuta indirgemektedir. Başta da belirttiğim gibi ateizmin mantık kurallarının olamamasının nedeni de yaratıcının mantık kuralları ile var olmasıdır.

Ateistlerin kendilerini “yaratıcıyı inkar eden kişiler” olarak belirlemeleri bile yaratıcının varlığının delilidir. Zira Ateizm; yaratıcının var olmadığına inanmak demek değil, yaratıcının var olduğuna inanmamaktır. Biraz karışık bir cümle gibi gözükse de aslında ateizmin temel felsefesini gün yüzüne çıkartan önemli bir cümledir. Yani ateistler temelde yaratıcının varlığını sadece inkar ederler, yokluğunu ispat edemezler, inkar ise çoğu zaman delil olmadığında başvurulan yöntemdir. Birinci cümle olan “yaratıcının var olmadığına inanmak” ise ateistlerin kullanamadığı bir cümledir, çünkü var olmadığına inanmak için yokluğunun ispat edilmesi gerekmektedir. İnanmanın temelinde ise delil ve ispat vardır.

Örnek vermek gerekirse bir adada bir elma ağacının yokluğunu iddia edebilmeniz için tüm adayı dolaşmanız gerekmektedir, varlığını idda etmek içinse bir elma bulmanız yetmektedir, aynı şekilde evrende, kainatta Allahın yokluğunu idda etmek içinse tüm evrenin aranması gerekmektedir ki bunu yapmak zaten imkansızdır . Hele hele insanın gözünün içine girercesine çok sayıdaki delilleri görmezden gelerek.

Dolayısıyla inanan insanlar yaratıcının varlığının delilleri konusunda sıkıntı çekmezken, inanmadıklarını iddia edenler ise yaratıcının varlığını ispatlayan yüzlerce delillere gözlerini kapatıp, yaratıcının yokluğunu da ispat edemedikleri için varlığını inkar etmektedirler. Bu kadar delile rağmen hala bir insanın yaratıcının varlığını inkar etmesinin nedeni kesinlikle mantıki olmayıp psikolojik olduğunda hiç şüphe bulunmamaktadır.

 
Toplam blog
: 4
: 1302
Kayıt tarihi
: 17.01.07
 
 

Bandırmalı olup, Bursa'da yaşayan, endüstri meslek lisesinden sonra ilahiyat fakültesini bitiri..