- Kategori
- Güncel
Ateş Düştüğü Yeri Yakıyor
- Bir sabah kalkıyorsunuz yatağınızdan, işinizin başına doğru yelken açıp da, daha ilk elden haberlere göz attığınızda gencecik insanların ölüm haberleriyle sarsılıyorsunuz. Bu sarsıcı haberlere karşı şerbetliyiz ama… Nede olsa işin ucunda ölüm var. Ve birçok ailenin ocağına yine ateş düştü. Son otuz yılımızın değişmez, şaşmaz görüntülerinden, filmlerinden bir tanesi…
- Hani “vah tüh” edersiniz ya… Ve hemen ardından… Ne yalan söyleyeyim, “İyi ki ben değilmişim, iyi ki benim bir yakınım değilmiş” dediğim çok olmuştur. Yurdum insanının da böyle düşündüğüne, böyle söylediğine bahse girerim.
- Evet, bu sorun bir şekilde çözülecek. Bir şekilde silahlar susacak ve barış egemen olacak. Ama ne zaman? Daha kaç genç kara toprağa düştükten sonra?
- Sırrı Süreyya Önder, “Bu işe gönül yatırsak, bu işi bir haftada bitiririz” diyor ya, bence de bu işin çözümüne ilişkin gönül yatırmak gerekiyor. Hepi topu bir hafta içerisinde çözümlenebilecek bir sorun biz de binlerce insanın yaşamına mal oldu.
- “Silahları bıraksınlar, ondan sonra masaya oturalım” romantik söylemiyle olacak bir şey değil bu durum. Ne kimse silahını bırakır, nede kimse otuz yıla yayılmış olan bu savaşı, bu gün geldiği noktada, “Hadi bırakalım” diyerek nihayete erdirir. Böyle bir beklentiye kapılmadan, tez elden ötesi yoktur, masaya oturmak icab etmektedir.
- Çözümün içeriği bellidir. Kimsenin onurunu gururunu incitmeden, insan hakları evrensel bildirgesinin ruhuna bağlı kalarak ülkede bu kan durdurulur.
- Aksi halde…
- Bu iş ayak diremekle, inatlaşmakla çözümlenebilecek bir sorun değildir. Milliyetçi söylemlerin dibine inerek, silahların susmasına ilişkin iyi niyetli çabaları “Yıkım projesi” olarak değerlendirmekle çözümlenebilecek bir sorun değildir. Tümüyle iyi niyet… Tümüyle içtenlik… İyi niyet ve içtenlikten yoksunluk, gencecik insanların ölümüne neden olmakta. Bu duruma tahammülünde zayıfladığı noktada, bölünüp parçalanmak kaçınılmazdır.
- Bu sebepten dolayı çözüm çabalarını göz ardı etmemek, en azından Kemal Kılıçdaroğlu’nun çözüme ilişkin atmış olduğu adımları cevapsız bırakmamak gerekiyor.
- Hani demem o ki…
- Sabah işimin başına gittiğimde, gencecik insanların sarsıcı ölüm haberlerini okumak hakikaten insanın içini parçalıyor… Ve ben “İyi ki ben veya yakınlarımdan birisi değilmiş” demek zorunda kalmak istemiyorum.
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..