Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '11

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Atık memorandumu

Atık memorandumu
 

Birçok yöremizde yaşanan, tüm tepkilere rağmen devam eden, VAHŞİ GİRİŞİMCİLİĞE bir örnek daha.


Birçok yöremizde yaşanan, tüm tepkilere rağmen devam eden, VAHŞİ GİRİŞİMCİLİĞE bir örnek daha:

Son günlerde Çorlu ilçesinde gündemin birinci konusu: Atık tesisi!

Söz konusu tesis, günümüze kadar gelen ve hızlı büyümenin ortaya koyduğu çarpık yapılaşmanın bir parçası mı? İyi planlanmamış, stratejileri, getireceği faydalar ve zararlar modellenmemiş, mevcut yapıların tahammül hadleri göz önüne alınmamış, fazlasıyla kontrolsüz bürokratik yapımızın açıklarının arasından sıyrılarak karşımıza çıkmış bir vaka. Bu tip RİSK projelerinde, işletmenin muhtemel çalışma şartları hesaplanarak, iterasyonel bir SWOT analizinin de oluşturulması gerekir. Sorgu prosedürleri sadece SWOT ile sınırlı tutulmayıp; hem iktisadi, hem de lojistik sürdürülebilirlik incelenmelidir. Bu tesis ile ilgili çok fazla soru var. En kötüsü ise kısıtlı sayıda, kişinin bilgilendirilmesi önemli bir sorun. Ama bundan daha önemli olan o kişilerin bu bilgileri kimse ile paylaşmamış olması. Bu durum, ister istemez işin içinde kötü niyet ihtimalinin varlığı izlenimi veriyor.

Bilgilendirmedeki gecikmenin, kime, ne gibi avantajlar sağlayacağı konusu saklı kalmak üzere; konu ile ilgili çekincelerim ve yaşanan fikri kirlilikten duyduğum sıkıntı son bulmuş değil. Çekincelerimi şöyle özetleyebilirim:

Proje verilerinden yola çıktığımızda çekincelerimdeki haklılığım daha iyi ortaya çıkıyor. 800 bin ton atık demek, her biri 10 Ton atık taşıyan 80 bin kamyon demektir!

Bir yıl boyunca (365 gün) her gün çalıştıklarını varsaysak bile; günde ortalama 220 kamyon atık girişi olacaktır!

Bu tür yüksek sayıda trafik oluşturacak uygulamalar, karayolu trafiğini kontrol eden kurumların iznine tabi olmalıdır. Her iki dakikada bir kamyon hesabının KONVOY vasfında olması ve kesintisiz sürmesi keyfe bırakılamayacak kadar CİDDİ TRAFİK RİSKLERİ oluşturan girişimlerdir.

Bu sayıda kamyon trafiğinin ULAŞIM KOORDİNASYON MERKEZİ'nin de görüşü alınmadan şehir içi trafiğine sokulması, daha acısı görüş alınıp da 'olumlu' sonuç çıkması büyük bir potansiyel felakete yol verilmesi demektir.

Günlük yük dağılımının düzenli olduğu var sayılarak yapılan bu hesapta bile 220 adetlik dehşet verici bir sonuç ortaya çıkıyor. Kaldı ki atık üretiminde yaz ve kış arası farklar sebebi ile kamyon sayısı mevsimlere göre azalma ve artma gösterecektir.

Yine de 220 sayısını esas alarak bir lojistik simülasyonu değerlendirmesi yaparsak;
• Mesai saatleri içerisinde saat başı 27 kamyon geçişi anlamına gelir.
• Biraz daha süreyi detaylandıracak olursak; her iki dakikada bir kamyon demektir!
• Buraya kadar olan kapasite projeksiyonunun boyutlarına baktık.
• Her iki dakikada bir kamyon, nasıl bir tehlikedir?!
• Bu güzergahın (Tekirdağ-Çorlu arasındaki yolun, mevcut trafiği de göz önüne alındığında) ölümcül sonuçlara gebe olduğunu görmek için ekstra bilgiye gerek yoktur.
• Endüstri bölgeleri ile tesis yeri arasında kalan şehir içi trafik alanı yukarıda verilen RİSKLERE dahil değildir.
• Çerkezköy ve Lüleburgaz yönünden gelecek olan atıkların Çorlu şehir içi trafiğinden başka bir şansı yoktur.

IMP (İstanbul Metropolitan Plan) kapsamında yapılacak Güney Demir yolu ile İstanbul atıklarının getirilme potansiyeli söylenmeyen hedefler arasında olabilir.

Ayrıca aynı plan gereği Kuzey-Güney Otoyolu ile Trakya’daki sanayi bölgelerinin ve Lojistik Kentin; Marmara kıyısındaki limanlara ulaşması için yapılacak bayındırlık faaliyetlerinden faydalanmak, söylenmeyen hedefler arasında olabilir.

Her durumda tesiste;
1- Gazlaştırma (+Enerji)
2- Geri Dönüşüm
3- Depolama
faaliyeti yapılması planlanmaktadır.

1- GAZLAŞTIRMA:
Atık seçiminde, baca ve egzozların sağlıklı çalıştırılması halinde mevcut zarar ile ilgili uluslararası kriterler zaten vardır!

Hiçbir işletme kusur amaçlı olarak projelendirilmez. (Projenin teorisinde kusurun kaynaklandığı değişkenler göz ardı edilmiş olabilir. İşte BİLGİLENDİRME de bu yüzden gereklidir!) Sorun olan; -yüksek işletme maliyetlerini de düşününce- işletme sırasında yaşanması muhtemel kusurların cezasını sadece 3-4 kilometre mesafede yaşayanların çekmesidir.

Projede belirtilen 60 MW kapasite çok büyük bir değerdir. Bu ölçekte elektrik enerjisi üretebilmek için gaz motorları ile ne kadar gaz yakılacağı tüm motor üreticilerinin kataloglarından hesaplanabilir! (Gaz miktarından da, -tümdengelim yöntemi ile- işlenecek atık miktarı hesaplanabilir...)

Kaldı ki, projede belirtilen atık spektrumu göz önüne alındığında 60MW ve 800 BİN TON sayıları uyumludur!

2- GERİ DÖNÜŞÜM:
Atık toplama ve ayırma işi yapan firmalar bölgemizde zaten mevcut! Bunlar ortadayken, söz konusu tesise bu konuda herhangi bir kusur bulmak yerinde olmaz.

Ancak atık ayırma ve geri dönüşümü yapanlar, yaptıkları işi sağlıksız şartlarda yapmaları sebebiyle eleştirilebilir. Cam, plastik, kağıt ve metaller ayrılırken tesisler tarafından hem yıkama suları ile hem de kötü koku üretmeleri ile zarar vermektedirler.

3- DEPOLAMA:
Tesiste yapılacak depolama, vahşi depolamaya göre çok daha sağlıklıdır. Ama güvenlik riskleri de içermektedir.

Daha konsantre hale getirerek az yer tutması bir avantajdır. Ama HACMİ KÜÇÜLSE DE O ATIĞIN TEHLİKE DEĞERİ AYNIDIR. Bir başka deyişle atıkla birlikte riskler de konsantre hale getirilmiş olur!

Depolama konusunda kaçış olmayan bazı atıklar mevcuttur! Pil, akü ve elektronik devreler bu kapsamdaki tehlikeli atıklardır. Bunların kentler arasında taşınması ne yazık ki Türk yasalarında serbesttir. Her belediye kendi evsel pilini ve aküsünü depolamalıdır. Bu tür atıkların binlerce tonunun bir noktaya depolanması, hem stratejik değildir. (Bu konuda; Avrupa Birliği Çevre Komisyonuna (2006) ve T.C. Çevre ve Orman Bakanlığına (2002) verilmiş mevzuat teklifleri bulunmaktadır.) Hem de işletmenin faaliyeti terk etmesi durumunda, depolanmış atıktan kaynaklanan riskin ne olacağı belli değildir.

SONUÇ OLARAK:
İşletmenin, mevcut plan dahilinde gerçekleştirilmesi durumunda;

1- Atık nakil araçlarının çoğunun Çorlu şehir merkezinden geçmesi gerekmektedir.
2- Atıklar birinci derece tarım arazisine depolanacaktır. Tesis sadece 49 yıllığına kiralanmış olsa da; arazi birkaç bin yıl boyunca atıklarla enfekte kalacaktır. Ağır metal ve toksinlerin depolanması durumunda bu mundarlık süresi çok daha fazladır.
3- Bu tür atık depolama yapan tüm işletmeciler, tesislerin faaliyetine son verilmesi durumda yapılacakları da projelerinde açıklamak durumundadırlar.
4- Söz konusu proje ile benzeşen amaçlar için Çorlu ilçesinde çeşitli mevkilerde Maliye Hazinesine ait bazı (50-100 bin m2) arazileri aynı yöntemle 49 yıllığına kiralama girişimleri bulunmaktadır.

ONAY MAKAMI DURUMUNDAKİ KURUMLARA ÇAĞRIM:
Faaliyetin terkini de göz önüne alan taahhüt sözleşmeleri yapmadan bu tür onaylara niyetlenmesinler. Kaldı ki konuyla ilgili tüm yasa ve yönetmelikler aynı makamlar aracılığı ile oluşturulmaktadır.

Kasabamızda yaşanan gelişmeler hakkında her kafadan bir ses çıkmakta, araştırma yapılmadan görüş beyan edilmekte, bu da hem bilgi kirliliğine neden olmakta, hem de doğru bilgiye ulaşma hakkına engel olmaktadır. Bu tür meselelerde göz önünde tutulması gereken önemli bir ilke: “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamayacağı” dır. En azından, vatandaşın bilgi edinme hakkına duyulan saygı gereği; doğru ve anlaşılır bilgiye ulaşabilmesinin sağlanması gereklidir.

Çorlu Çevre Gönüllüleri Derneği tarafından, 2/3/2011 tarihinde Çorlu TSO da yapılan toplantıda, konunun teknik detaylarına hakim, bazı katılımcılar görüşlerini ifade etme fırsatı bulamasalar da hem birey, hem de kurum olarak; ilgili dernek ve odaların; başkan ve temsilcilerinin, basın mensuplarının katılımının sağlanması, konunun kamuoyu gündemine getirilmiş olması, tebrik edilmesi gereken bir başarıdır.

Saygılarımla,

Murat SEVGİ

_______
NOT: 4/3/2011 tarihinde şirketin mevcut işletmesine yapılan geziye niye katılmadığıma dair soru soran bazı basın mensupları ve ilgililere şunu belirtmek isterim:

“Gezi sırasında gösterilecek tesis ve işletme şartları ile ilgili bir çekincem bulunmadığını zaten defalarca belirttim. Benim bu konudaki sorun olarak gördüğüm temel unsurlar: YER SEÇİMİ ve KAPASİTELER ile ilgili. Dolayısıyla tesisin mevcut işleyişi hakkında verilecek bilgilendirmenin (pil, akü ve elektronik devreler ile ilgili yukarıda belirttiğim özel durumlar hariç) tümüne katılıyorum. Çünkü gezinin kapsamı; YER SEÇİMİ ve KAPASİTE değil.”

Toplantı resimleri:
https://www.facebook.com/album.php?fbid=10150130629967417&id=679942416&aid=292897

Murat SEVGİ Milliyet Blog Yazı Resimleri Galerisi:
https://www.facebook.com/album.php?id=679942416&aid=134790 

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..