Atlet külot giyişimizin nedeni ahlak

Atlet külot biraz da mahrem. Saklıyoruz, göstermiyoruz. Aslında atletli külotlu halimiz mahrem; atletimizi külodumuzu gördüklerinde bizi de görüyorlar. Ama hani bizi bu şekilde görmeseler bile atlet, külot, sütyen mahrem giysiler; elimizde taşırken bile bunu hissederiz.

Atlet, külot, sütyen bunlar elbise değil, mahremiyetimizi gizleyen örtü. Özellikle kadınlar, elbiseleri olmayabilir ama bunlar olmazsa olmaz.

Mahremiyet ve cinsellik kokan giysiler olarak bunlara kadınlar için çorabı da ekleyebiliriz. Ve tabii ki şort, mayo, bikini.

Giyme gerekçesi ahlak olduğu için bu mahrem giysiler özeldir. Bir kişinin özellikle bir kadının bu tür giysileri onun mahremiyetiyle (aynı zamanda ahlak ve namusuyla) özdeş olup bu giysilere dokunmak kadına dokunmak anlamına gelir. Bir kadının eteğine, gömleğine, buluzuna vs dokunabilirsiniz ama küloduna dokunamazsınız. Bu arada kadının eteğine dokunmak da sorun olabilir.

Bunlar bu yönleriyle diğer elbiselerden ayrılır. Ayrıca insanlar bunları pantolon gömlek gibi yanımızda giyemezler. Atlet, külot ya da sütyenli biri mahremiyet olarak giyinmiş sayılır ama elbise anlamında çıplaktır.  Yani bunlarla mahremiyetimizi giydiririz, elbiseyle de kendimizi.

Ahlak sadece kadında olması gerektiği için kadının atleti, külodu, sütyen hatta çorabı bile cinsellik algısı verir. Erkekler tıpkı kadın vücuduna olduğu gibi bunlara da ilgi gösterir.

Elbisenin altına bunları giymeyebilirsiniz. Biz bilmeyiz ya da bazıları için bilsek bile önemli değil. Kadında altına külot giymemişlik tahrik unsurudur. İç giysilerimiz bizim özelimiz, mahremimizdir; kimseye göstermeyiz. Bir kadını atlet külot görmekle çıplak görmek arasında fazlaca fark yoktur.