Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '16

 
Kategori
Futbol
 

Atletico Nacional, 4 Nisan’ı hafife alanlara insanlık dersi verdi

Karşılaştırmayı sever misiniz?
 
Birinde hüzne boğan bir durum, öbüründe acıklı son var.
 
Birinde, olaya yaklaşım olarak, acımasızlık, insanlıktan yoksunluk tavan yapıyor; öbüründe insanlık dersi veriliyor.
 
Birinde otobüs var, öbüründe uçak...
 
Birinde can almaya yönelik bilinçli eylem, suikast girişimi; öbüründe doğal bir felaket...
 
Birinde şampiyonluğa giden yolda önemli bir engeli aşmak, öbüründe finale yükselmenin, kupayı kulpundan yakalamanın sonsuz sevinci...
 
Sonrasında otobüsle ilgili olanında “ölümün eşiği”nden dönme, uçakla ilgili olanında “ölümün soğuk yüzü”... Ve birinde acıyı, hüznü katmerleştiren kimi rakiplerin, kişilerin, futbol adamlarının ibretlik tavrı, duyarsızlığı; öbüründe hüzünlü, acıklı durum sonrası insanlık dersi veren bir rakip...
 
*****
 
Uçakla ilgili olanı bir kazaydı;  takvim yaprakları 29 Kasım 2016’yı gösteriyordu.
 
Haberi mi?
 
Brezilya temsilcisi Chapecoense, perşembe günü Copa Sudamericana Final’in ilk maçında Kolimbiya’nın Atletico Nacional takımıyla karşılaşmak için Medellin'e uçuyordu. Uçakta 81 kişi vardı. Bunlardan 48'i Chapecoense takımı kafilesinden, 21 gazeteciydi. 5 kişinin yaralı olarak kurtulduğu, bunlardan ikisinin futbolcu olduğu söyleniyor.
 
Sonrası mı?
 
Acı haber üzerine bildiri yayımlayan rakip Atletico Nacional, Konfederasyon yetkililerine sesleniyor; final maçları oynanmadan kupanın Brezilya temsilcisi Chapecoense'ye verilmesini öneriyor.
 
Yani,  Atletico Nacional diyor ki:
 
Benim şampiyonum Chapecoense'dir.
 
*****
 
Otobüsle ilgili olana, 04 Nisan 2015’teki “katliam girişimi”ne ve sonraki gelişmelere gelince...
 
Gel de insanlıktan uzaklaşmış, vicdanları nasırlaşmış olanların, Rizespor maçı dönüşü, Trabzon sınırları içinde Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüse yönelik “katliam girişimi” sonrasında, Fenerbahçe’nin, olay aydınlatılana kadar maçlarının ertelenmesi önerisine tepkileri anımsama:
 
Olmaz, İstemezük!..
 
Niye?
 
Fenerbahçe “avantaj” sağlar.
 
Zaten saldırıyı baştan beri hafife alanların yaklaşımları saptırmaya yönelikti.
 
Trabzon Valisi,  saldırıyı “taş”a bağlamıştı. Israrla kurşun değil, taş diyordu. “Resmi ağız”a dayandırılan haberlerde işin kolayına kaçıldığı görülüyordu:
 
“Otobüse taş atıldı, şoförü taşla yaralandı.”
 
Ekranlarda “penceresi”, gazetelerde “köşesi” olanlardan kimileri, saldırıyı hafife alıyordu:
 
“Karadeniz’de bütün düğünler tüfekli, tabancalı hatta kaleşli olur. (...) Bir tatil gecesi (...) öyle bir düğünden dönen kafayı bulmuş birisi rastgele ateş ederken o otobüse de çarpmış olabilir.”
 
*****
 
Konuyla ilgili, o gün ve sonrasında birçok yazı yazdık. Bu yazılardan iki alıntıya ne dersiniz?
 
Alıntı: I
 
Futbol dünyasının tutumuna ne demeli?
 
Hiçbir şey olmamış gibi, ertesi gün Süper Lig’de maçlar oynanıyor. Sahaya çıkan futbolcuların elinde sıradan bez pankartlar. Nedense, pazartesi günkü maçta “kınama”, “tepki” gösterme akla geliyor.
 
İyi de, pankartta, saldırıya uğrayanların kim olduğunu gösteren tek sözcük var mı?
 
Yaşananlar, futbol dünyasının kurumları, her gördükleri mikrofona, kameraya konuşanlar, büyüklü küçüklü “futbol adamları”; Fenerbahçeli bir yöneticinin, futbolcunun olumsuz tavrını/ tepkisini günlerce dile dolayanlar; Fenerbahçe lehine olan “pozisyonu”nu döne döne anlatan, “haksızlık olduğu” hükmüne varanlar...
 
Her Fenerbahçe maçından önce hakemleri etkilemek için konuşan, başkan, yönetici, teknik direktörler; suskunluğa bürünenler, ....
 
Böyle suskunluk niye?
 
Saldırı, dizi film çekimi gibi görülüyor sanki. Çünkü silahlı saldırıyı hafife alma aymazlığı var. (Fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırıyı film çekimi gibi görmek!.)
 
Alıntı: II
 
“Mesleki dayanışma”mı?
 
O da ne ola ki?
 
Pazartesi günü, Kulüpler Birliği toplandı, ardından Fenerbahçe’ye “geçmiş olsun ziyareti” başladı. Ne yazık ki, sözgelimi, Aziz Yıldırım’ın “Gerekirse hakem odasını basarım” demesi üzerine celallenen,  kameralar karşısında“ birlik beraberlik” fotoğrafı verenler, Fenerbahçe’ye “geçmiş olsun ziyareti” söz konusu olunca yan çizdiler.
 
(Yan çizmeyenler: TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ, TFF Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Zülfikaroğlu, Çaykur Rizespor Kulübü Başkanı Metin Kalkavan, Bursaspor Kulübü Başkanı Recep Bölükbaşı, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz, Eskişehirspor Kulübü Başkanı Mesut Hoşcan)
 
Kulüpler Birliği, "fireli ziyaret"le, saldırının sadece Fenerbahçe’ye değil, Türk futboluna yapıldığı yargısını çürütüyor!
 
Fenerbahçe’nin sağduyulu, ılımlı ve anlamlı açıklamasında geçen, “Bu olay aydınlanana, failler bulunana kadar futbol oynamak niyetinde değiliz.” cümlesi üzerine Birlik Başkanı, üstüne vazifeymiş gibi, “Sonuçlarına katlanırlar.” diye demeç patlatıyor. (Fenerbahçe’yi yalnız bıraktığını sanma küçüklüğü..)
 
*****
 
Karşılaştırmayı sever misiniz?
 
Bir yanda acıyı paylaşanlar, gözü sportif kazançta olmayanlar; öbür yanda saldırıyı hafife alan, olayı örtmeye çabalayan, giderek sportif çıkar batağına saplanmış olanlar...
 
Gel de, karşılaştırma sonucuna üzülme...
 
Gel de, insanlık dersi verenlere alkış tutma...
 
Gel de, sizi böyle bir karşılaştırma yapmak durumda bırakanları unut!.
 
Son söz:
 
Acılar, paylaşılarak hafifletilir; insanlık, acılı günlerde belli olur.
 
https://www.facebook.com/turgutcelik
 
https://twitter.com/#!/turgutcelik
 
turgutce@yandex.com
 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..