- Kategori
- Öykü
Atom bombası
Yürüyoruz dağ bayır. Bu sefer bana göre zevkli, çoğunluğa göre zorlu bir parkur. Çoğunluğun içinde yer alan gençlerimizden Bengü için de öyle.
Açık açık söylerdi her zaman; şu öğle yemeklerindeki “ geleneksel ateş “ muhabbeti olmasa, ben bu yürüyüşlere hiç gelmem diye.
Yapacak bir şey yok! Uzak durmaya çalışırım Bengü’ den ve o tür sohbetlerden.
Gel gelelim, bu parkurda öyle olmadı. Bir ara Bengü önde, ben arkada yürüdük oldukça geniş bir alanı. O alan ki, gerçekten beni de çok zorladı. Bir sürü çam ağacı, “ gençleştirme “ adına talan edilmişti. Hem yürümemi zorlaştırdı arazinin durumu, hem de bütün enerjimi emdi bitirdi.
Rehber de bunu hissettiği için, bizi tekrar yeşil tepeye yöneltti. İlk nefes alıp durduğumuz yerde, Bengü:
-Resmen atom bombası atılmış bir alanda yürüyor hissettim kendimi. Tüylerim diken diken oldu.
Der demez, benim de tüylerim diken diken oldu. Duygularıma tercüman ve yoldaş olunduğu için. Ne güzel!