Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '08

     
    Kategori
    Psikoloji
     

    Auschwitz Dünya Kampı!

    Nazilere bile erdi de aklım... Sana yapılana ermiyor bebek...

    Yasemin Şengör

    İnsanın Anlam Arayışı, Auschwitz toplama kampının iç yüzünü tüm çirkinliği ile gözlerimizin önüne seren bir kitap. 2. Dünya Savaşı’ nın ardından Nazilerin Avusturyayı işgalini izleyen dönemde, Nazi toplama kamplarına alınan, Avusturyalı psikyatrist Victor E. Frankly tarafından kaleme alınmış ve tüm dünyada önemli ölçüde ilgi uyandırmış bir eser.

    Frankly, İnsanın Anlam Arayışı’ nda Nazi toplama kamplarında yaşananlara dair bir tablo çizerken, bizleri bir insanın diğerine neler yapabileceği gerçeği ile de yüzyüze bırakıyor: gaz odaları, işkenceler, yağma, bir deri bir kemik kalmış, sırt sırta, üst üste uyuyan tutuklular, nedensizce atılan dayaklar, insana duyarlılığını yitirten, insanı kalpsizleştiren anlar…

    Yazdıklarıma bakıp da yoğun şiddet içerdiğini düşünüp İnsanın Anlam Arayışı’ nı okuyamayacağınızı sanmayın. Çünkü inanın, Auschwitz kamplarında tutuklulara yapılan işkencelerin anlatıldığı satırlara katlanmak, işkence görmüş bir bebeğin resmine bakmaktan çok daha kolay! İnsan, bir yahudi toplama kampındaki gardiyanı bile anlayabiliyor... Bir tutuklunun, iş yaparken durup nefes aldı diye, ateşi çıktı, revire kaldırıldı diye tekme tokat dövülmesini bile anlayabiliyor! Düşmanlık, sadistlik, sürü psikolojisi... Bunları açıklayabileceği bir kavramı ille de buluyor. Oysa, sevgiden ve ilgiden başka hiçbir ihtiyacı olmayan 1 yaşındaki bir bebeğin, ağladı diye, vücudunda sigara izmariti söndürülmesini, bebeğin kolunun üç yerden kırılmasını aklı almıyor.

    İlginçtir; İnsanın Anlam Arayışı’ nı okurken, beni dehşete düşüren, tutuklulara yapılanlar değildi… Ondan da önce, kanımı donduran şuydu: Auschwitz’ de yaşananlar, insana yabancı gelmiyor. Yaşamak için tüm ahlaki değerleri yitirmiş, hırsızlığa, yalana, dolana başvuran, bir sigara için bile arkadaşını kolayca öldürebilecek hale gelen tutuklular, size yabancı gelmiyor. Çünkü bugün börek gaspından beş yıl yiyen bir adamın haberini okurken, ertesi gün bıçakla arkadaşının sigarasını ve çakmağını gasp eden bir adamın varlığından haberdar olduğunuz bir dünyada yaşıyorsunuz.

    Bir yanda eziyet veren ve eziyet çekenlerin kampı Auschwitch… Bir yanda vuran ve vurulanların kampı Dünya. Bir yanda gardiyan öte yanda tutuklu, bir yanda Amerika karşısında Irak. Bir yanda Nazi, bir yanda Yahudi… Bir yanımız İsrail, bir yanımız Filistin.

    Zihnimde bir soru: Dünya, giderek bir toplama kampına mı dönüşüyor????

    ….dönüşüyor mu!

    …….dö-nü-şü-yor.

    Auschwitz’ de insanın tüm ahlaki değerlerini yitirip, bir kuru ekmek, bir sigara için her türlü zorbalığı yapabilecek hale gelmesi, o şartlarda anlaşılır. Açlık, uykusuzluk, çekilen işkenceler, bir zamanlar “birisi” iken toplama kampında değersiz bir insana dönüşmenin yarattığı kompleks, genel bir sinirlilik hali… İnsan, hissetmeyi unutuyor! Çünkü, o koşullarda insanın bir diğerine duyduğu sevginin, saygının, merhametin, bağışlamanın önemi ve hatta anlamı kalkmıyor!

    Ya dünyaya neler oluyor? Yoksa dünyayı bir toplama kampına çevirecek şartları çoktan mı yarattık?

    …….yarattık mı!

    ………..ya-rat-tık!

    Abartıyorsun diyeniniz varsa, buyursun; çıksın karşıma.

    Ama önce, işkence görmüş bir bebeğin resmine baksın!

     
    Toplam blog
    : 1
    : 1396
    Kayıt tarihi
    : 09.08.07
     
     

    Sıradan olanın dünyasında olanca tekdüzeliğiyle hayata başkaldıran bir deli...   ..