Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '10

 
Kategori
Sinema
 

Av Mevsimi: Başladığı Yerde Biten Film!

Av Mevsimi: Başladığı Yerde Biten Film!
 

Öyle cümleler, sözcük öbekleri vardır ki, ilk anda düşündüğünüzü, gerçekte anlatmaz size. Bir sözcüğün anlamının birlikte kullanılan sözcüklere bağlı olması, ayrıca, tek başına “ney”le bağlantılı söylendiği konusu, sizi yanıltabilir.

Tıpkı “başladığı yerde biten film” öbeğinde olduğu gibi. Bu tamlamasındaki “başladığı yerde biten” sıfat öbeği, sanıyorum, “başlamak”, “yer”, “bitmek” sözcüklerinin çağrıştırdığı anlamla, filmin “beğenilmediği”yle ilgili olacaktır.

Filmi izlemeyenler için “başladığı yerde biten film”, olağan, belki de filme uygun bir başlık görülecektir. Çünkü “Av Mevsimi”, başladığı yerde bitiriyor.

Nasıl mı?

Ağaçlardan gökyüzünün gözükmedi bir orman...

Bir su akıntısı, haydi dere diyelim, ormanın içlerine doğru ağır ağır ilerliyor. Güzel, ilgi çekici bir görünüm olmasına karşı insanda bir “ürküntü” yaratıyor. Geçmişi değerlendiren, yaşamdan beklediğini bulmayan bir genç kızın/ kadının “hüzün”, “umutsuzluk” yüklü sesiyle bir “hayat öyküsü”nden kesit... Sonra, suyun geçtiği bir yerde, bir dala takılmış, kesik bir kol... Orada öyle heykel misali duruyor.

Heykel misali duran kol, filmin, bir “cinayet” üzerine kurulu olduğunu gösteriyor.

Film, aynı görüntüyle, “hüzün”lü sesle bitiyor.

"Av Mevsim"e bu bakımdan, “Başladığı yerde biten film” deme gereği duydum.

Kolay gibi görülen, ama anlamlı, iyi kurgulanmış bir başlangıç- bitim bütünlüğü.

Bu görüntünün ülkemin neresinde yer aldığını merak etmiyor değilim.

*****

"Av Mevsimi", Yavuz Turgul’un imzasını taşıyor.

Yavuz Turgul adının yanında Şener Şen, Cem Yılmaz ve Çetin Tekindor adları, filmin izlenmeye değer olduğu gibi bir yargıya götürür sizi. Böyle bir yargıyla gittiğim filmde, beni en çok etkileyen filmin “başladığı yerde bitme”si oldu.

Sonra...

Özellikle Cem Yılmaz’ı merak ediyordum. Gördüm ki, Cem Yılmaz, gücüne güç katmış. Hele, bir sahnede ön plana çıkan bir Cem Yılmaz vardı ki... Bu, filmde en beğendiğim bir başka bölüm oldu.

Cem Yılmaz (Deli İdris), emekliye ayrılan bir polis şefi için verilen “veda yemeği”nde ortaya çıkıyor, bir coşkuyu başlatıyor. Arkadaşları, sanki sıraya girilmiş gibi, tek tek oyuna kalkıyor. Coşku, aşamalı olarak, Deli İdris’in Lazca söylediği Kazım Koyuncu'nun “Hayde” adlı türküsüyle doruk noktasına varıyor.

*****

"Av Mevsimi", başlangıcıyla, bir cinayet üzerine kurulu olduğu izlenimi verdiği için, bir “polisiye film” olmalıydı, diye düşünülebilir.

Tam olabiliyor mu?

Bir gerilim filmi mi?

Bir ruh çözümleye dayalı mı?

Filme konu olan bir öykü mü, birkaç öykü mü?

Tek başına bunlardan biri değilse bile, bunların toplamı, demek daha yerinde olur, sanıyorum.

Başka izleyenleri bilmem ama, ben "Av Mevsimi"ni beğendim. Bunda belki de, "New York’ta Beş Minare"nin ardından izlemenin etkisi de var.

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..