Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Av ve avcı! Kenyalı Layla

Av ve avcı! Kenyalı Layla
 

Sevinçten havalara zıplayan, oynayan savaşçılar! http//www.muz onlein.de photos


Uzun boy, parlak ten! Diri bir beden! Bakışlar buğulu biraz da şaşı!

Kenyalı savaşçılar sıraya dizilmiş, dövüşe hazırlar! Aralarında on beş, on altı yaşında bakir olanları da var! Onların fiyatları oldukça yüksek; nabızları da!

Kalın etli dudaklara: “Ne olcekse olsun, umurumda mı dünya, yabancı kura kavuşmama ramak kaldı” anlamında bir tebessüm yapışmıştır!

Anadan doğma çıplak ve anadan doğma şaşı değildirler! Beğeniye ve satışa sundukları uzuvlarını rahatça pazarlayabilmek aşkına; belirli otların dumanını ciğerlerine çekerler! Beyin tatile çıkar. Marta Kart, Hilde Limelime, Tatyana Yana, yaşı geçmiş ama içi geçmemiş zengin turistler bir anda savaşçıların gözünde ceylan gözlü olurlar! Yılların doğal erozyonu, yer çekiminin tahribatı sarkıtlar, dikitlere dönüşür!

Artık; gelecekleri soluk benizlilerin verdiği son karara bağlıdır! Bir aşk gecesi veya evlilik cüzdanı, evlilik sevindirir gelir kaynağı elde edilmiştir; iş resmiyete binmezse üzmez; zaten Kenyalı savaşçı poligamdır.(çok eşli) Çalı çırpıdan barınakta bekleyeni vardır.

Her mesai 2000 ile 3000 Euro civarında seyreder. Tüm meblağ, olmayan ceplerine inmez! İnternetten anlamazlar, banka hesapları yoktur ama fark etmez. Tanrı onlara seneler önce dünya ve satış işlerinden iyi anlayan bir melek göndermiştir! Belçikalı elli iki yaşındaki Mireille Lesopia(şu anda ayrı yaşadığı genç poligam kocası James den almıştır Lesopia soyadını) Köyde onu herkes “Layla” olarak bilir! Onu severler sayarlar!

Nasıl sevmesinler! İnternet kafesi, banka hesabı, okuma yazması vardır hem de birçok dilde, dili döner! Kenya’nın ve savaşçılarının ününü evrene tanıtır. Buluşmaları koklaşmaları organize, ülkeyi ve kesesini zengin eder! Taş atmaz, kolu yorulmaz!

Alan mutlu satan mutlu, yakınacak ne var bu işte?

Yıllardır uzak doğulu güzeller, batılı dilberlerin yüzüne bakmadığı eril varlıkları mutlu etmek için; sıcacık çiçekli adalarını terk edip soğuk iklimlerde solarken kimsenin kılı kıpırdamıyor da; olgun paralı aşktan nasibini alamamış, sevgiye hasret kadınlar, erkeklerin yaptıklarını örnek aldıklarında, medya neden yerinden oynuyor anlaşılmaz!

Sırf medya mı Alev Hanım? İtiraf et! Senin de aklın karışmadı mı?

Nedenini biliyorum, senin defterinde başka hesaplar var!

Kaç ağaç dikilir? Sokakta yaşayan tüylü, tüysüz çocuklar için neler, neler yapılmaz bu kadar parayla düşüncelerindesin! Taraflı, tek yönlü düşünüyorsun!

Unutma! Savaşçıların ve çocuklarının karnı aç! Doyabilmek için doyurmaları gerek! Yapay Tanrı “Para” güçlü! Rivayete göre ona tapan savaşçılar çoğalmakta!

Sen yine taraflı ol! Tek yönlü düşün! Bildiğinden şaşma, lâkin her kul kendi defterinden sorumludur! Yargılamak Yüce’ye ait, elbet onun bir bildiği var!

Senin aklın bu işlere ermez! Sen sadece yaz, bilmeyenler varsa Kenya’nın halinden haberdar olsun! Kendi haline insanoğlu, kızı, ister ağlasın, ister gülsün!

Yeter ki bir nebze düşünsün!

20.Temmuz 2008 Pazar 14.54

Berlin’in serin yağmurlu bir günü, üşüten düşünceler!

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..