Avare delik ve siyaset

Efendim, yazının başlığını okuyanlar hemen sormuşlardır. Nedir bu “avare delik” diye. Avare kelimesinin anlamını biliyorlarsa eğer “kardeşim deliğin avaresi olur mu” diye sormuşlardır kendi kendilerine, etraftakilerine, ona buna.

Ben de cevap veriyorum: “Olur efendim olur... avare delik olur”.

Başlığı okuyanlar bu kez de şunu soruyor bana: “peki canım kardeşim... deliğin avaresi olur diyelim.... Peki siyasetle ne bağlantısı var?”

Ben de cevap veriyorum: “Var efendim var... Daha doğrusu yoktu.... Ben uydurdum”

En baştan anlatayım. “Avare”, bilindiği üzre, boşta gezen, işsiz güçsüz manasında bir kelimedir. “Delik” ise bildiğimiz delik... “Avare delik” ise zurnanın üzerinde, uç kısmında yer alan deliklerdir. Melodiyi oluşturmada, ezgileri çalmada pek bi işe yaramadıkları için “avare delik” denmektedir bunlara.

Aslında, bu delikler bütünüyle işlevsiz değil... Hava dengesini sağlarlar... Zurnacı zurnayı kendi usulüyle, kendi bildiğince çalar.... Avare delik(ler) de sadece havayı dengeler, zurnacının işini kolaylaştırır... Ama bu kadar... Yani, zurnayla ne çalınacağı, nasıl çalınacağı, melodinin usulü, türü v.b konulara “avare deliğin” katkısı yoktur.

İşte efendim, Türkiye’de siyaset icra edilirken halkımıza düşen / verilen rol “avare delik” rolüdür.