Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '10

 
Kategori
Sinema
 

Avatar'ın üç boyutlu mesajı!

Avatar'ın üç boyutlu mesajı!
 

Amerika'nın emperyalist politikalarına muhalif duran sanatçılar, sinemacılar zaman zaman eserlerine bu muhalif duruşlarını yansıtırlar.

Pek çok kitap, film veya televizyon yapımları Amerika'nın silah gücüyle başka kültürleri, başka ülkeleri kendi emperyalist emelleri uğruna yok etmesini eleştirmiş; hatta bazıları bunu bayağı ileri derecelerde yapma cesaretini göstermiştir.

Evangelist ABD yönetiminin Irak'ı işgali ile süregelen Amerikan işgalleri, tam anlamıyla silahlı bir istilaya dönüşmüş ve bu durum da Amerikalı bir çok film yapımcısının hedefi haline gelmiştir..

Aslında, tüm bu "muhalif" duruşlar, bir senaryo üzerinden işlemiştir. Bu senaryoda daima şiddet yanlısı bir asker bulunur. Bu "çirkin Amerikalı" başkalarını yok ederek ancak emellerine ulaşabilecekleri düşüncesindedir.

Bir de "kötü Amerikalı" vardır. Bunlar genellikle Amerikanın uluslararası sermayesinin doymak bilmez kapitalist güç sahipleridir. İşgalleri, yıkımları daima bunlar finanse eder. Her finansör gibi, finansmanlarının karşılığını kat kat almayı beklerler...

Kötü Amerikalı'ların tetikçisi çirkin Amerikalıların yanısıra, özellikle yok edilmesi gereken insanları tanıdıktan sonra, bu yıkımcılara karşı duran bir de "iyi Amerikalılar" vardır.

Bu iyi Amerikalı'lar başlangıçta iyi karşılanmasalar da, zaman içinde işgal için gittikleri toplumların insanları tarafından benimsenir; hatta zamanla onlara lider olurlar...

Mücadele kötülerle iyilerin savaşı şeklinde gerçekleşir gerçi ama her iki tarafta da daima Amerikalılar vardır...

Bu senaryo, Amerikalıların "Kızılderili soykırımı" na muhalefet eden filmlerinde de, "Vietnam kırımı"nda da, "Irak'ı yerle bir eden kıyım"ında da hep benzeri şekilde yazılmıştır..

Eğer, Amerikan emperyalizmi dünyayı tamamen bitirirse ne olur?

Bu sorunun cevabını Jamer Cameron Avatar filmiyle vermeye çalışmış..Amerikan'ın doymak bilmez iştihası dünyayı yiyip bitirdiğinde başka dünyalara, başka gezegenlere yönelecektir...

Oradaki değerleri sömürecek, oradaki "vahşileri" kendi "medeniyeti" çizgisine getirecektir.. Tabii bu "hizmetinin" ufak bir karşılığı olarak da, gittiği yerin yer altı ve yer üstü zenginliklerini sonuna kadar sömürecektir...

James Cameron'un yıllarca önce yazdığı ancak teknolojik gelişmenin ancak bugün çekimine izin verdiği "Avatar", Amerikanın sömürgeci geleneğini, bildik senaryo üzerinden ama çok daha gelişmiş sinema teknolojisi ile sunuyor.

Sözünü ettiğim bu bildik senaryo da ufak bir değişiklik de yok değil.. Bu defa, Amerikalı "iyi adam", vahşi dünyada bulduğu sevgiliyi Amerikaya getirmiyor; aksine kendisi o "vahşi cennette" kalmayı tercih ediyor...

Gecikmeli de olsa, bugün Avatar'ı izleyince bu düşünceleri paylaşmak istedim. Üç boyut'un zamanla sinema dünyasında daha fazla yer edeceğini söylemek hiç de kehanet sayılmamalı.. Sinemanın siyah-beyazdan renkliye geçmesi gibi bir şey bu...

Gelişen teknoloji ve olağanüstü bilgisayar efektleri, hayal dünyası ile gerçek arasındaki çizgiyi epeyce inceltecek kuşkusuz...

Belki de, öyle bir gün gelecek ki, neyin film neyin gerçek olduğunu ayırt edemez hale geleceğiz...

Senaryo eski olsa da Avatar görselliğin şahıkasına erişmiş bir film..

İzlemek lazım...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..