- Kategori
- Gündelik Yaşam
Avcılar yakuplu
OTOBÜSÜN CURCUNA HALLERİ
Avcılar, Yakuplu hattı 145 numara.
Saatte bir olunca, en ölü zamanda bile otobüs tıklım tıklım.
Otobüsü, İstanbul trafiğinde bir saatten fazladır bekliyoruz..
Yanı başımda başörtülü genç Bayan sitemkar “<ı>şu yaşlı teyzeye bir yer lütfenı>…” Bütün başlar sessizce ona döndüğü halde, kitap okumakla iştigal yaşlı Adam, kafasını kaldırmadan “<ı>Pirince, Nohuda oy verirseniz böyle olur işte.ı>” diyerek gereksiz bir laf attı ortaya.
Ayakları, ayakkabıdan fışkırmış, araba sallandıkça bıngıldağı oynayan teyze, şişmiş bacaklarını bir kenara bırakıp.”<ı>Şu gençlerde hiç ahlak kalmadı canımı>" diyerek oturan gençlere sitemini dile getirdi.
Yaşlı adam, kitabından bir sayfa çevirip “<ı>oylarınızı bu hükümete vermeye devam ederseniz daha çooook çekersiniz çok.ı>” dedi ve tekrar kitabına döndü.
Başörtülü genç Bayan bu sefer kara gözlüklerini çıkardı. Gözleriyle oturanları taradı. Ama hiç biriyle göz göze gelemedi “<ı>Allah rızası için… Yaşlı teyze çok rahatsız, yer verin.”ı> dedikten sonra gözlük sapını dişleri arasında sıktı.
Yapılan ani frenle kümelenmiş insanlar eşit ağırlıkta otobüse yayıldı. Ön sıralarda bir bey, “<ı>Şoför bey yavaş biraz içimiz dışımıza çıktı.ı>”
Cılız bir kadın sesi bitime eşlik etti. “ <ı>beyefendi biraz öteye gider misin? Aaa içime girdin ayolı>.”
Adam altta kalır mı? “<ı>Ne yapayım hanım efendi duman olup havaya mı uçalım yani?ı>”
Başörtülü genç bayan, yaşlı kadına elini uzatıp, tekerlek üzerinde sırt sırta konmuş koltuk arasını işaret etti“ <ı>iki koltuk arasında biraz boşluk var gel buraya sıkış istersenı>” dedi.
Yaşlı adam kitabı tamamıyla kapattı. Derin bir off çekti “<ı>bunları baş tacı edenlerde kabahat. İki torba kömüre oyunu satanlarda kabahat... Bu kafayla daha çoook çekersiniz çokı>.”
Yan paralelinde oturan ondan daha yaşlı bir bey, daha fazla dayanamadı. “<ı>Beyefendi yeter artık. Yıllardır bu hatta gidip geliyorum. Bu hattı bundan önceki hükümet bu hale getirdi. Ne konuşuyorsunuz iki de bir, bilip bilmeden.ı>”
Meğerse bu otobüs yan yolu kullanıyormuş. Hani derler ya Allah’ın istemediğini peygamber sopayla kovalarmış; İleride ne olduysa oldu, 100 metrelik yere tam 1 saatte vardık.
Diğer ayaktaki yolcular gibi, ayaklarını ikide bir dizinden kırıp yukarı kaldıran iri kadın “<ı>Bir türlü trafiği açamadılar.ı>”diye sızlandı. Bunu öyle ses tonuyla söyledi ki şimdi ağlayacak sandık. “<ı>Zaten trafik polisleri ceza yazmaktan başka ne işe yararlar kiı>” diyerek sözünün arkasını getirdi.
Suçiçeğinden muzdarip kılıksız adam, deşik suratıyla ekşidi. Konuşurken çene kemiği eklemleri dışarı çıkacaktı sanki. Yarasını deşmiş olacaklar ki verdi veriştirdi. “<ı>onlar otoparkçıları zengin etmeye çalışıyorları>. <ı>Yolu tıkayan aracı değil, sivil ve kolay çekilen aracı çekiyorlar. Bunu yaparken yolu daha da tıkarlar.ı> <ı>Rüşvet almıyorlar ama otoparkçılarla kırışıyorlar…ı>”
Otobüsün curcuna hallerini özlemişim vallahi...