Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '10

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Avokadonun faydaları

Avokadonun faydaları
 

Geçen gün bir arkadaşım markette ucuz olduğu için avokado aldıklarını ancak tadına bakıp, çok tatsız yavan bir meyve olduğu için attıklarını söyledi. “Hadi arkadaşına sormadın sizin evde internette mi yok kardeşim nasıl yenildiğine bakmadın” dedim.

Avokado sertken koparılır ve tam olgunluğa bekleyerek erişir. Bizim marketten aldıklarımız genellikle sert olur. Onu buzdolabı dışında günışığı görecek bir yerde, yumuşak şeftali kıvamına gelecek şekilde bekletmeliyiz. İster sade, isterseniz yeşil salatanıza doğrayarak tüketebilirsiniz. Ben en çok yeşil salata ile birlikte tüketiyorum. Avokado, sızma zeytin yağı, sarımsak ve limon ile birleşerek müthiş bir tat veriyor salataya.

Sade tüketecekseniz, avokadoyu iyice ezmeli ve içine çok az sızma zeytin yağı, sarımsak, limon çok az da tuz koyabilirsiniz.

Faydalarına gelince; bütün meyveler arasında protein bakımından en zengin olanıdır. Kalorisi yüksek olan bu meyve bol miktarda E vitamini içerir, kalp ve deriyi koruyarak damar hastalıklarına karşılı etkilidir. Dolaşımı düzene sokar. Vücuttaki toksit maddeleri etkisiz hale getirerek yaşlılığa yol açan zararlı maddeleri yok eder. Karaciğer ve safra kesesi rahatsızlığı olanlara çok fayda verir. Mide rahatsızlarında yara tedavi eder, ağrı keser. Hamilelere, çocuklara, yaşlılara çok faydalıdır. Bedendeki demir eksikliğini tabi yoldan giderir.

Yapraklarını da gerek kurutarak gerekse yaşken kaynatıp içtiğinizde börek taşının oluşumunu engelliyormuş. Ayrıca tansiyon düşürüyor, hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatarak kanser riskini azaltıyormuş.

Ben avokadoyu çok seviyorum. Artık güney sahillerimizdeki halkımız bol bol avokado ağaçları dikiyorlar. Halk pazarına gittiğinizde tanesi 50 kuruş ile 1, 5 tl arasında satıldığını görüyorum. Marketlerde gördüğümde ya da restoranların menülerinde hiç kaçırmıyorum. Hatta zaman zaman başıma kötü sürprizler de gelmiyor değil.

Bu yaz gittiğimiz otelde son gün değişiklik olsun diye Fransız mutfağını seçelim dedik. Menüye baktık. Tabi ki hiçbir şey anlamadık. Hiçbir şey anlamadığımız menüden ben avokadolu bir yemek seçtim. Genellikle bu tür yerdeki restoranların başlangıçları sizi doyurur ancak Fransız mutfağınınki değil.

Hepimiz açlıktan dört gözle ana yemeklerimizi beklemeye başladık. Koskoca tabaklar garsonun elinde bize doğru gelirken acıkan midelerimizin sesi geliyordu. Tabaklar önümüze konulduğunda şok içindeydik. Çünkü, tabağın içindekiler iki, hadi bilemediniz üç lokmalık yiyeceklerdi. Ama yine de herkesin yüzünde ilk defa bu yemekleri tatmanın heyecanı vardı. Bu heyecanla tabağımla birlikte gelen likör bardağının içindekini ağzıma boşalttım. Yutamadım, gözlerimin kenarından yaşlar gelmeye başladı. Kızardım. Garsonu çağırdık. Adam “efendim o yediğiniz şey çiğdi, o yüzden mideniz bulanmış olabilir” dedi.

Bu Fransızlarla neden hiç anlaşamadığımız yemeklerinden de belli. Gösteriş, estetik var, tat, içerik yok. Sonunda ana restorandan kıymalı pide getirttikte aç kalmaktan kurtulduk.


Yaralanın Kaynaklar:

Bitkilerdeki Şifalar Ömür Öngüt

Şifalı Bitkiler Ahmet&Elmas Maranki

 
Toplam blog
: 52
: 7250
Kayıt tarihi
: 08.11.07
 
 

1971 Fethiye'de doğdum.  2000 yılından beri evliyim. Büyüğü 29, 17 yaşında, diğeri 12 yaşında ü..