Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '10

 
Kategori
Haber
 

Avrupa Birliği, Türkiye ve yeni öneriler ...

Avrupa Birliği, Türkiye ve yeni öneriler ...
 

internet anonim


Avrupa Birliği (AB) yol ayrımındadır. Uygarlıklar manzaumesi olarak dışa açılarak yaşayabilir. Genişleme vaatleri ile derinleşme vaazını dengelemek zorundadır.

İngiltere ile Almanya ve Fransa polarizasyonu, konvansiyonel dış politika çıkarları aksında, Birliği istikrara kavuşturamamıştır.

Öte yanda, Rusya’dan Çin’e, Hindistan’dan ‘Avrasya’ya her yükseldiği söylenen blok ‘vuslatı başka bir alem’ ama aynı tekrarın içindedir. Köprüler kurulmamakta, setler çekilmektedir. Kural koyuculuk otonomlaşmaktadır.

Birleşmiş Milletler’de ekonomiden çok güvenliğe mesai harcanmasının bir nedeni de budur.

Eski Kıta, Yeni Bir Dünya özlemine dair Berlin duvarına çok az şey yazabildi. Büyük savaşlarla terbiye edildiği halde, Bosna’da orada burada soykırımlara tahammül eşiği nasır tuttu.

Eskinin sömürgecileri, Magrip’den Madrid’e, Cezayir’den Paris banliyölerine vuran isyanları optik okuma alanından ırak tutan, kısmen yozlaşmış bir medyanın anaforundalar.

İş kayıpları, Kırgızistan’da, Kazakistan’da ne ise, Milano’da ya da Bavyera’da odur. Mölnn’de, Solingen’de, ‘din ve ırk’ faktörünün yakıcı hale geldiği patlama anlarının arkasında da bu vardır.

Fakat daha başka yerlerde mesela bir barış yürüyüşçüsü İtalyan kızına tecavüz edilip öldürüldüğüne ya da cephe gerisine güvenlik şeridine gönderdikleri askerlerinin bombalarla katledildiğine de tanıklık ediyorlar.

Bu ‘çatışma’ teorisyenlerinden politik sentez üretenlerin servisten usanmayacakları bir tabldottur.

Uygarlıklar kuşkusuz maddi üretim kalıpları kadar manevi dünyalar kadarlar.

Türkiye’nin köprüyol olarak konumu, gerçekte, Türkiye’den çok AB çevrelerini bir temel tercih kapısına getiriyor.

Türkiye taşınmayacak kadar çok derdi olsa da, sayılamayacak denli birikimi olan bir değer.

Ortadoğu’dan bakılınca bir inci, Kopenhag’dan bakınca bir yakut…

Sirtaki veya pilaki ile kafayı bulmamış her aklı-selimin Altın Boynuz’a hayranlığı var.

Oradan sirayet eden siyaset ise, karışmacılığa varan bir algı yaratınca, haklı olarak tepki görüyor. Ve burada kimi yetersiz siyasetçiler, Türk halkına iki durumda da kızıyor: AB’ne yeterince ilgi göstermediği için!.. ya da AB’ne katılım sürecimize çok fazla destek olduğu için!..

Oysa, halkımız da o engin iç görüsüyle AB ile ilişkilerin ekonomik ve sosyal veçhesini kavramaya çalışıyor. Farklıklara saygılı her topluluğun kültürler arası bağları perçinlemede ekonomi gibi nesnel araçları devreye sokması ilişkilerin sürekliliği açısından da eşsiz katkılar sağlıyor.

Avrupa Konseyi veya Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’nin katılımına kategorik boyutta karşı çıkan çevreler ile bunu Türkiye’de bir polemik tahterevallisine oturtan çevreler bilmeliler ki bu ilişkiye yapılabilecek en iyi katkı “özgürlüklerin kullanımı ve ekonomik kriterlerin geçerliğine değin reformların” en başta ulusal deneyimimizden aldığımız güçle sürdürülmesidir.

Bu anlamda kamuoyunda çok geniş bir mutabakat olduğunu sanıyorum.

Bu ilişkide (tarihsel emeğimiz ve Gümrük Birliği’ndeki çabalarımız da göz önüne alınarak) sulandırılmaz bir hedef olarak tam üyeliğimiz gerçekleşmeden de aday ülkenin yurttaşları ve demokratik kitle örgütleri olarak katkı yapmak uygun olabilir:

1. ORTAK AVRUPA TV si KURULMALIDIR.

2. AVRUPA GENÇLİK PARLAMENTOSU KURULMALIDIR.

3. AVRUPA YOKSULLUKLA SAVAŞ AJANSI OLUŞTURULMALIDIR. (Her yıl coğrafi sınır tanımaksızın bir kıtada bir bölgede ilaç, su, aş ve aşı yardımı)

4. AVRUPA ORTAK GUZEL SANATLAR AKADEMISI KURULMALIDIR.

Genişleme, derinleşme ve esnek biçemde konsolide olma olanağından/olasılığından söz ederken...

Dünya’nın barış, refah, özgürlük ve demokrasiye gereksinmesine her kıtadan yapılacak katkılar, bizi daha fazla insancıl sosyal bir yaşama eriştirecek, tıpkı Fromm’un deyişince, ‘yaşamımızı da doğallaştırırken doğayı da insanileştirecektir’.

 
Toplam blog
: 374
: 491
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Merhaba! Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel olgularla ulusal ve evrensel düzlemde ilgilenme..