Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '07

 
Kategori
Siyaset
 

Avrupa Birliği değerlerinin modern dünya değerleri olduğu düzmece bir efsanedir.

Avrupa Birliği değerlerinin modern dünya değerleri olduğu düzmece bir efsanedir.
 

Varsaymak bazen denemeler açısından kabul görebilir. Ölçülebilir mi? Hayır. Avrupa Birliğini oluşturan değerlerin ve kriterlerin demokrasi ve insanlar için tek ve en iyi değerler olduğuna olan inanç tamamen iletişim dilinin oluşturduğu "Yalan Dünya" dır.

Birçok açıdan Avrupa Birliği değerleri Modern Dünyaya uymamaktadır, belki bu nedenle bugün din eksenli "Araplaşma" din eksenli hristiyan değerleri esas alan "Avrupa Birliği"ni kabul eder görünmektedir.

Avrupa'nın Modern Yaşam değerleri olarak görünmeyen şeyler nelerdir? Bunları sıralarsak;

Batılı bireyin daha özgür olduğu varsayımı doğru değildir. Tanımlanan alanlar içinde sürprizleri olmayan bir yaşam tarzı ve Orwell'in 1984 romanındaki insanlara benzeyen insanlar üremeyi, sevişmeyi ve yaratıcılığı unutmuş olarak kendileri için belirlenen makul yaşam alanlarında yaşarlar.

Heyecanın ne olduğunu da unutmuşlardır, doğal yaşam ve insanlık ilişkilerini sadece bir kısmı görebilir. Bunlar değişik turizm firmaları ile Alanya'ya veya güney sahillerine gelenlerdir.. Bunları geri göndermek ve tekrar ülkelerine dönmeye ikna etmek mümkün olmamaktadır.

Bireyler, ağır baskı ortamları ve bant usulü çalışma tempoları ile olabildiğince mutsuz olarak uzun ve sağlıklı olarak yaşatılmaya çalışılırlar. Mümkün olan tüm verimli dönemlerini onlara öğretildiği şekilde aynı yolları izleyerek gittikleri fabrikalarda onlara ayrılan tezgah ve masalarda geçirirler. Kalan ömürlerinin dışarıda geçirdikleri kısmında da çevre ile irtibatları olmaması için kitaplara gömülü yaşarlar.

Kitaplarda onlar için biçilen yaşam seyrinin ve tecrübelerini aldıklarını düşünerek alık balık bakan gözlerle diğer toplumlardan daha üstün ve zengin olduklarını, daha iyi arabalara -belirlenmiş zamanlarda ve kesinlikle belirlenmiş hızlarda ve yine kesinlikle belirlenmiş yerlere park ederek-bindiklerini düşünürler.

Diğer toplumlardan daha yaratıcı ve sanatçı olduklarına inanacak sebepleri oluşturan geçmiş sanatçıları, edebiyatçıları ve ustaları vardır fakat son elli yılda yeni sanat eseri ve sanatçı çıkmamasının nedenlerini düşünebilecek kapasitelerini bile kaybeden, bunu sorgulamayı bile düşünemeyen iki ayaklı duygusuz varlıklar olarak evrimleşmişlerdir.

Kendi dillerinin başta komşu ülkeler olmak üzere her dilden daha üstün olduğunu düşünürler ama bu konuda özel bir araştırmaları yoktur. İletişim araçlarının onlar için servis ettiği yalan dünya haberleri nedeniyle vahşi, çılgın insanlık dışı olan hep başka ulusların çocukları ve topluluklardır. Din savaşlarında, haçlı Seferlerinde, ikinci dünya savaşında milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olduklarını hatırlamazlar bile.

Burunlarının dibinde yıllarca katledilen Bosna'lı masumlar onlar için ajansa haberidir sadece. Uyuşturucu madde, biralarından ve keyif veren maddelerinden kafalarını kaldırıp. "Hey! Ne oluyor orada!" Diyen bile çıkmamıştır. Yürüyüş ve protestolarını 1915 te savaş ortamında gerçekleşen ve kendilerine ezberletilen bir masal için yapabilirler ama komşularında olan soykırımlar için değil. Cezayir'de, Hindistan'da ve bilumum uzak ellerde gerçekleştikleri katliam, soykırım ve yok edişler kahvelerin, ipeklerin ve memnun edici ganimetin arasında yazılması bile düşünülmemiş anılara dönüşmüştür.


Aralarında onca kalemşör, edebiyatçı, filmci ve duyarlı doğa sevicileri varken yıllardır yok edilen doğa ve insan adına yazılmış kitaplar, çekilmiş filmler ve özeleştiriler göremezsiniz.

Kendilerinin onlarca, yerleri belli nükleer santralleri varken, saf doğa sevicileri gelip benim sevgili coğrafyamda olmayan nükleer enerji santrallerini benim saf doğa sevicilerimi de kullanarak protesto ederler.

Gen kodlarında yazılan Osmanlı korkusu nedeniyle bir yerlere koyamadıkları bu dev ülkeden hala korkarak ve çocuklarını onunla korkutarak yaşarlar. Onunla yüzleşmek, anlaşmak ve konuşmak yerine gizli servislerini kullanarak bu masal ülkesinde karışıklık yaratmaya, kendi coğrafyalarında yaptıkları üç büyük devlet dışındakileri böl parçala, sorun çıkarmasınlar mantığıyla bölmeye çalışırlar.


Kafası dumanlı Avrupa'lı saf bireyim, daha devlet olamadan halkoyu adı altında ikiye üçe bölünen devletleri izlerken kendileri yıllardır İrlanda'yı, Bask bölgesini, Korsika'yı ölüm ve ateşe boğarlar. Orada neden halk oylamasının yapılmadığını kimse kimseye sormaz.

Okyanuslar aşarak minicik adayı ayrılmak istiyor diye bombalamaya gidenler benim sevgili coğrafyamı parçalara ayırmaya çalışırlar.

Medeniyet ve Avrupa kriterleri adı altında ezici, baskıcı, yok edici bir dünyayı bize dayatmaya çalışırlar. Hangi seviyede olduğumuza bakılmaksızın on beş bilmem kaç yıl sonra üyelik düşünüp bugünden bütün kendilerince kriterleri benim toplumuma uygulatmak isterler.

Bu ve başka ileride sayacağım birçok nedenle benim muhasır medeniyet seviyem ve hedefim Avrupa ve onun değerleri değildir. Benim sevgili coğrafyam ve onun bilmem kaç bin yıllık unutturulmaya çalışılan değerleri bugün bile hayatı kavrayışta, hoşgörüde bahsedilen batılı değerlerden daha önde daha insanidir.

Bugün başı önde bir geleneğin temsilcileri nedeniyle bu toprakları, kültürü ve anlayışı küçük görenler bu toprakların "Küllerinden kendini tekrar yaratan " masal kuşu olduğunu unutmasınlar.

Geleceğe ait olan ve insani olan her şey bu coğrafyaya da ait olandır.

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..