Avrupa Birliği iki ay içinde çökebilir mi?

Bunu ben söylemiyorum. Bunu söyleyen Avrupalı!..

Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Avrupa Birliği (AB) ülkelerini uyararak iki ay içerisinde mülteci krizine bir çözüm bulunamadığı takdirde, Schengen Bölgesi'nde pasaportsuz dolaşmanın tarih olacağını ifade etti. Bu bilgiyi Türkçe BBC veriyor.

Donald Tusk, üye ülkelerin sınır kontrolü konusunda bir uzlaşmaya varamaması durumunda da AB'nin proje olarak çökeceğini savunuyor.

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük mülteci akınıyla karşı karşıya kalan AB'de 2015 yılı içerisinde sadece Almanya'da 1 milyondan fazla iltica başvurusu yapıldı.

Son olarak Avusturya mülteci akınıyla başa çıkabilmek için hafta sonu geçici sınır kontrollerini devreye soktuğunu açıklamıştı.

Şu ana kadar 7 AB üyesi ve AB üyesi olmayan Norveç, sınırlarda pasaport kontrollerinin yeniden başlayacağını açıklamış durumda.

Gördüğünüz gibi AB ülkeleri kartondan birer kaplanmış(!) birkaç milyon mülteci ile baş edemeyip, bizi sınır bekçiliği ile görevlendirdiler. Biz alacağımız 3 milyar Avro’nun hayali ile 3 milyon civarındaki Suriyeli ve 1 milyon civarındaki Asya ve Afrika ülkelerinden gelen misafirlerimizi, serince(!) Avrupa’ya geçsin diye(!) Ege Denizinden Yunanistan’a gönderiyoruz. Onlarda derme çatma botlar ve cankurtaran yelekleri yüzünden hayatlarını kaybediyorlar.

‘Bize bir şey olmaz’ mantığı ile yönetildiğimiz için 4 milyon civarındaki mülteci ile başetmek zorunda kalıyoruz. Bizim buralarda Suriyeliler kol geziyor. Dağ, taş, dere Suriyeli ile dolu. Seralarda, portakal, limon toplamada hep onlar çalışıyor.

Bu kadar mülteciyi göğsünde barındıran, 5 milyon insanı işsizken, onlara çalışma imkânı sunan ülkemiz çökmüyor da, 1 milyon civarındaki mültecin çökerteceği bir yapı, para gücü ile insanları satın almaya çalışan, az gelişmiş toplumların tabi zenginliklerini ve iş güçlerini sömüren Avrupa ülkeleri şimdilerde çökmekten bahsediyor.

Schengen anlaşmasının altında 28 ülkenin imzası bulunuyor ve anlaşma gereği bu ülkelerin vatandaşları Schengen Bölgesi'nde serbest dolaşım hakkına sahip. Kasım 2015'te Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel'de Avrupa Konseyi Donald Tusk'la görüşmüş ve göçmen krizi konusunda ortak eylem planı üzerinde anlaşıldığını açıklamıştı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Avrupa Komisyonu Jean Claude Juncker'in mültecilerin kıtaya gelişini düzenlemek için yürürlüğe koymak istediği AB-Türkiye eylem planı üzerindeki belirsizlikler de devam ediyor.

AB, Türkiye'ye 3 milyar euro’luk finansal destek, AB üyelik sürecinin hızlandırılması ve vizesiz dolaşım için yol haritasının belirlenmesi karşılığında Türkiye'den insan kaçakçılığıyla daha etkin mücadeleyi talep ediyordu.

Ancak son olarak İtalya, 3 milyarlık ödeneğin üye ülkelerden değil AB bütçesinden alınması gerektiğini söyleyerek plana karşı çıktığını açıklamıştı.

İtalya Başbakanı Matteo Renzi, Türkiye'ye verilecek kaynağın nasıl kullanılacağı konusunun da daha net hale getirilmesi gerektiğini ifade etmişti.

Gördüğünüz gibi bizi sınır karakolu olarak görenler, verecekleri parayı nasıl harcayacağımızı da belirliyor. Sonra da sen o insanları ülkende tut, insan kaçakçılığına mani ol diyorlar.