Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '08

 
Kategori
Güncel
 

Avrupa Birliği ile ilgili düşüncelerim var!

Avrupa Birliği ile ilgili düşüncelerim var!
 

Avrupa Birliği konusunda bir şeyler yazayım istedim.

Kişisel görüşler yani…

Her zamanki gibi, düşünülmüş, kotarılmış şeyler değildir, yazıdan akacak olanlar şu an parmaklarımın bile bilmediği bir şeydir, bilincim elbet biliyordur da, toplamıştır yine bir şeyler, de… Ben de yazarken tam anlamıyla öğreneceğim…

Böyle işliyor işte benim de mekanizmam, ne yapabilirim!

Şimdi efendim, eğri oturup doğru konuşmak lazım, kaç komşumuzu seviyoruz biz?

Kaç akrabamızı?

Eşimizin artı ve eksilerini görüp de, olduğu gibi kabul mü ettik?

Aramızda dertleşiyoruz, kaçımız eşimizi değiştirmeye çabalamadık ki!

Kaç komşumuza güvendik?

Kaç kişilerin hasetinden endişelendik?

Pardon, kaçından endişelenmedik diye sormak, daha kolay olacak sanırım…

Nedeni ne?

Bence…

Açık sözlü olamıyoruz…

Açık sözlüyüm diye gerinerek ortalarda gezenler ise, maalesef, çoğu kere, saldırgan tavırlar ile açık sözlülüğü, yani dürüstlüğü karıştıranlar…

İtiraf edelim artık, yüze gülüp, arkadan kuyu kazanların çokluğunu…

Bireysel değil, bu, maalesef, toplumsal bir problem…

Yine geliyoruz, el mahkum, güvensizlik problemine…

Ne kendimize ne de başkasına güveniyoruz, güvendiğimizde de çoğu kere kandırılıyor, salak muamelesi görüyoruz!...

Yalan mı?

Kimse kimseye güvenmedikçe, inanmadıkça kimse kimsenin söylediğine, ortak bir toplum bilinci oluşabilir mi arkadaşlar?

Ortak bir toplum bilinci oluşmamış bir ülke ve o ülkenin bireylere diğer ülkeler ne kadar saygı duyar?

Ortak toplumsal bilinç oluşmadığında, insanlar ancak birbirlerini yaralar, birbirlerinin kuyusunu kazar!

“Hayır”, “Evet” demeyi bilemiyoruz, lütfen, biraz empati yapalım…

Bu nedenledir ki, kimsenin verdiği yanıtı da ciddiye almıyoruz!

İş yaşantımdan biliyorum, Avrupalı direkt söylüyor amacını!

Asyalılar öyle değil… Libya falan hiç değil, deneyimlerimden bilirim…

Bu tablo karşısında, AB bizi niye alsın?

Ucuz işçiliğimiz de var nasıl olsa…

Ama…

Bir yandan da, geleceği görmek lazım!...

Türkiye, kendi fakında olmasa bile, adamlar farkında ki, coğrafyası, bitki örtüsü, madenleri konusunda aslında elden çıkarılmamalı!...

Ucuz işçilik, sigorta bedelsiz, ne iş olsa yaparım abi diye inleyen, neredeyse artık üniversite mezunlarının, genç neslin potansiyel işsiz olduğu bir ülke…

Bir taraftan, kullanalım bu durumu derken, bir taraftan küsüp gitmese diye asla derin endişeler duymazken…

Keşke, güçlü bir Türkiye bulsalar karşılarında!

Türkiye, ah bir kendi değerini görse…

Ahh.. Bir de, bireysellikten öteye bir geçse…

Evde kalmaya yatkın kaliteli kız Türkiye!

Ya evlenemezsem, yaşım da geçmek üzere, ya çocuk doğuramazsam endişeleri içinde…

Gerildikçe geriliyor, gerildikçe karşı tarafı şişiriyor!

Ayyy, aman, evlenmesem ne olur, çocuk doğurmasam, kendine gel ay dur biraz, hayat evlilikle mi sınırlı ancak!

Dese…

Gerçekten bunu hissetse…

Hani, diyeceğim, ah bir bulsa o özgüveni kendinde…

Şekerim, böyle bir kadının onlarca erkek peşinde koşmaz ise, hah işte, buraya yazdım, vallaha da, gelip, tükürün yüzüme…


Gülgün Karaoğlu
Nisan,11/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..