Avrupa Birliği'nin Başkenti: Brüksel

Benelüks ülkelerinden biri, çikolatasıyla ve waffle'layla ünlü, meşhur müzik festivallerine ev yapan, Avrupa Birliği'nin merkezininin yer aldığı güzel bir ülke Belçika. Hakkında az şey bildiğimiz ülkelerden biri olduğu için belki de bize gizemli ve ilginç geliyor. Yaz mevsiminin ılık geçtiği, kış mevsiminin bütün güzelliklerini öne sevdiği masalsı bir diyar adeta. Belçika'ya yapılacak olan bir geziden pişman olmak namümkün!

Zaventem'deki havalimanından şehir merkezine ulaşım oldukça kolay. Merkeze gitmek için iki yol var. 8 Euro'ya bilet alıp havaalanı trenine binebilirsiniz. Diğer seçenek ise B12 otobüsü. 5 dakikada bir tren kalıyor, otobüs ise 30 dakikada bir.

Belçika'nın merkezinde yer alan Brüksel; Flemenk, Alman ve Fransız kültürünün buram buram hissedildiği bir şehir. Tek bir çizginin standartlığından uzak olan Brüksel, önceleri biraz monoton ve karanlık gelebilir ancak biraz vakit geçirmeye başladığınızda aslında bu şehrin içinde eğlenceli bir çocuk olduğunu anlıyorsunuz.

Ortaçağdan günümüze tüm görkemini koruyarak Brüksel’in can alıcı merkezi olan Grand Place, gezinizin ilk durağı olmalı. Buradaki çikolata dükkanlarından alacağınız çikolatalar lezzetiyle başınızı döndürecek. Alışveriş cenneti olan Grand Place, hem Belçiklıların, hem de turistlerin en çok gitmeyi sevdiği yerlerden biri. 

Place du Grand Sablon tarihi binaları, lüks mağazaları ve antika dükkanlarıyla tam bir keşif noktası. Burada canınız hiç sıkılmayacak. Her sokakta keşfedilecek bir güzellik mutlaka bulunuyor. Belçika küçük sürprizler diyarı aynı zamanda. Nerede ne zaman karşınıza ne çıkacağı hiç belli olmuyor. İşin büyüsü ve güzelliği burada...

Grand Place, Manneken Pis, dar sokaklar ve geçitlerle hareketli Illot Sacre Bölgesi, Tarihi Galeri St. Hubert, Çizgi Roman Müzesi ve alışveriş sokaklarının yer aldığı Aşağı Mahalle, turistlerin gözde noktalarından. Ayrıca burası sevgililerin buluşma yeri. Etrafta bir sürü çift göreceksiniz.

Cinquantenarie Parkı ve civarında, meşhur Avrupa Parlamentosu, Kraliyet Müzesi, Doğa ve Bilim Müzesi ve meşhur patatesçi Antoine gezmenin gereken diğer noktalar arasında yer alıyor.

Ülkenin iki resmi dili olduğu için her yerde Flamanca ve Fransızca tabelalar var. Turistik yerlerdeki tabela ve menülere İngilizce ve Almanca'da eklendiği zaman tamamen kozmopolit bir durum ortaya çıkıyor. Bu 4 dili bildiğiniz sürece Belçika'da çok rahat edeceğinize eminim. Aynı zamanda Türk göçmenlerden dolayı Brüksel ve çevresinde Türkçe duyma olasılığınız da oldukça yüksek.

Belçika kozmopolit yapısı, tarihi binaları, geçmişten günümüze koruduğu kültürü, waffle'ı, çikolatası, lahanası, kanalları, güleryüzlü insanları ve ortaçağ mimarisi ile sanki bir peri masalından kopup dünyamıza düşmüş bir ülke... Kendinizi mutlu edeceğiniz bir tatil arıyorsanız, sizin iin Brüksel doğru adres.

Belçika'yı Keşfetmek İçin Tıkla!