Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '08

 
Kategori
Futbol
 

Avrupa'da itinayla ezber bozan: Fenerbahçe!

Avrupa'da itinayla ezber bozan: Fenerbahçe!
 

Fenerbahçe'nin önünde saygıyla...


15 Şubat tarihli ilk maç öncesindeki yorumum şu olmuştu:

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=92512

"Sevilla çekebileceği en kötü kurayı Fenerbahçe ile yaptı."

Bunun saha dışı ve içi nedenlerini de sıraladım. Ayrıca Sevilla'nın düşen performansı da gözler önündeydi. Sürekli gol yiyen ve sadece Avrupa'da isim yapmış takımlara karşı konsantre olabilen bir takım Sevilla.

Fenerbahçe? Ezber bozan, rakip ne yaparsa yapsın hiç yılmayan, dayak yedikçe direnç kazanan Rocky Balbao benzeri bir takım. Sevilla Fenerbahçe'nin iradesini bir türlü esir alamadığı için elendi gitti. Fenerbahçe'yi ne yaparsa yapsın geçemezdi. Maçın penaltı atışlarına kalması ise her şeyin zorlukla mücadele edilereke elde edilmesi gerektiğini Fenerbahçe'ye göstermek isteyen ilahi öğretmenin eseriydi.

Çeyrek finale gelmek gelirken de müzesinde en az bir kupa olan takımları birer birer saf dışı bırakmak Fenerbahçe'yi alışılmışın ötesinde bir yere taşıyor.

UEFA'nın tepesindeki adam onca maç varken gelip İspanya'da Fenerbahçe'yi izliyor. Öteki maçları izlemedim ama her halde dün oynanan maçların arasında bu kadar çarpıcı ve özelliği olan bir karşılaşma yoktu. Bu zaten Fenerbahçe'nin çıktığı ve 3-0 yenildiği Inter maç dahil tüm Avrupa maçlarında yaşanan görsel bir ziyafetti.

Inter'li futbolcuların bir kısımının "Fenerbahçe ile eşleşmek istemezdik." demelerinin ardında yatan bir gerçek vardı. O 3-0'lık maç bile Fenerbahçe'nin oyun kurgusunu görebiliyorduk. O kurguyu on kişi kalmış halde dahi oynayabiliyordu Fenerbahçe, geçen hafta Galatasaray maçı prova gibiydi.

Zico'nun Galatasaray maçından sonra Sevilla karşısında da çift forvete dönmesi ilginçti. Yalnız bir farkla oldu bu, Kezman'ı sağ kanada çekti, Deivid'i de orta shanın ortasında serbest oynatıp, Alex ile geriden oyun kurdurdu. Semih girdikten sonra Kezmanla birlikte ileride yaptıkları pres Sevilla'yı oyundan düşürdü. Bu şablon tutabilir. Zico bu oyun düzenini dikkatle incelemeli.

Orta sahanın ortasında boşluk varmış gibi gözükse de; Deniz - Selçuk ikilisinden biri orada çakılı oynuyor, takım presi un uçtan başladığı için orta sahanın yükü de hafiflemiş oluyor. Fenerbahçe'nin kırılgan yapısı da en az Sevilla kadar. Bu Fenerbahçe rakip ayırt ediyor. Bursaspor maçını böyle oynamıyor. Oynayamıyor. Futbolcular için de kolay değil kuşkusuz. Ancak bu şekilde devam ederse de takım gelecek sene Şampiyonlar Ligi klasmanına giremeyecek.

Selçuk dün bence çok aksadı. Gereksiz top kayıplarıyla takımın ekstra efor harcamasına neden oldu. İlk goldeki hatası affedilir mi; maç sonu heyecanı bunu örtüyor. Ancak hiçbir üst düzey takımda böyle bir hata yapan oyuncu yok. Hele ilk sekizin içinde sadece bir tane var o da Fenerbahçe. Avrupa'daki bu sekiz takım içinde hatta eleneneler arasında ön libero mevkiinde olup da top çıkarırken kaptıran ve kaleye direkt inilmresine neden olan bir boşluk verilmiyor. Bu Fenerbahçe için gerçekten çok büyük bir risk. Selçuk iyi bir kesici olabilir ancak oyunu kurmaya kalktığında takımda bütün alarm zilleri bir anda çalmaya başlıyor.

Fenerbahçe'nin Avrupa'da iki göz bebeği var. Biri sağda oynuyor diğeri solda. Birinin adı Uğur diğeri Gökhan. Bu adamlar inanımaz büyük bir efor sarfediyorlar. Uğur'un Sevilla sağ tarafına yaptığı şeyi o bölgede oynayan kaptan Alves dahil hiç kimse kolay kolay unutamayacaktır. 3. gol öncesinde kendisine yapılan faulü hakemin görmemesini de gecenin en iç karartıcı sahnesi olarak hatırlayacağız.

Volkan'ın ne olduğunu ben daha çözemedim. Ama heybeti ile kaleyi Sevilla'lı futbolculara kapattı penaltılarda. Psikolojik taktiklerini hakem engellemeye çalıştıysa da başaramadı.

Bu maçta konuşulacak çok şey var.

Ama en ilginci formalarında haçlı (hatta çok tartışılır ama Tapınak Şövalyeleri'nin) işaretini taşıyan Keita'nın attığı her iki golden sonra secdeye kapanmasıydı. Onun daha sonrada müslüman olduğunu biliyoruz ama bu görüntü çelişkilerin en deriniydi. UEFA'nın dini motif taşıyan bu formalara izin vermesini anlamakta zorluk çekiyoruz.

Sevilla gelebilecek en iyi yere geldi. Buradan sonra onun düşüş yaşayacağını sanıyoruz. Jimenez Türkiye'yi, Fenerbahçe'yi hiç unutmayacaktır. Onun gülen yüzünün, alaycı halinin 120 dakika ve sonrasındaki penaltılar sırasına ne şekil aldığını da biz unutmayacağız. Teşekkürler Jimenez, Türkiye'ye geldin ve bize iyi motivasyon sağladın.

Fenerbahçe artık bilinen tüm formülleri bozmuştur. Artık herkes hesabını farklı yapacak. Bu şekilde yükselen takımlarla eşleşmek herkesi tedirgin yapar. Artık kim gelirse gelsin durumunun içine girilmiştir. Kalanların neredeyse tamamı kupalı. Hemde birer ikişer. Fenerbahçe Türkiye'ye yıllar sonra Nisan ayını gösterdi. Bir büyük Avrupa takımı daha Kadıköy'ün çimlerinin arasından çıkma uğraşı verecek.

Teşekkürler Fenerbahçe...


Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..