Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '08

 
Kategori
Futbol
 

Avrupa defteri zararla kapandı

Avrupa defteri zararla kapandı
 

Kiev'de alınan mağlubiyet Fenerbahçe için acı bir son oldu.


Fenerbahçe bu sezon Şampiyonlar Liginde geçen yılki çarpıcı başarının “tesadüf” olduğunu göstermek istercesine oynadı ve Avrupa defterini 2 puanla kapattı. Tesadüf kelimesine takılanlar için “Tekrarlanmayan başarılar tesadüftür.” saptamasının sahibi başkan Aziz Yıldırım’ı analım. Bir yıl önce Avrupa devlerine “cehennem” olan Şükrü Saraçoğlu gül bahçesine dönünce, sarı-lacivertli takım deplasmanlarda da pek varlık gösteremeyince bu sonuca çok şaşırmamak lazım. Zaten Dinamo Kiev maçındaki Alex-Ali Bilgin, Selçuk-Maldonado ve Uğur-İlhan değişiklikleri anlayana çok anlatıyor bu yüzden sebep-sonuç ilişkisi üzerinde fazlaca durmaya gerek yok.

Bildiğiniz gibi yeni bir yıla girmeye hazırlanıyoruz. UEFA her sene yaptığı gibi yılın takımını belirlemek üzere oylama başlattı. Mehmet Aurelio, Hamit Altıntop ve Fatih Terim’in aday gösterilmeleri bir yandan göğsümüzü kabartırken, diğer yandan Avrupalı futbol düşünürlerinin ülkemize artan bir ilgisi olduğu konusunda ipuçları veriyor. Bu noktada Mehmet Aurelio isminin yanına bir ünlem koyup devam edelim. Aynı gün ajanslara düşen bir başka haberde İngiliz devi Chelsea’nin Middlesbrough’dan Tuncay Şanlı’yı transfer etmek için 12 milyon Euro’yu gözden çıkardığını okumadık mı? Alın size ikinci ünlem. Bu transfer gerçekleşirse Tuncay’ın takım arkadaşı şu anda Premier Lig gol krallığı yarışında 13 golle zirvede yer alan Nicolas Anelka olmayacak mı? İşte bu da üç.

Ah, Scolari ah! Essien ciddi şekilde sakatlandığında hemen Appiah’ın durumunu araştırmaya başlamandan belliydi zaten Fenerbahçe’ye olan ilgin… Premier Lig’in zirvesinden Turkcell Süper Lig’in dibine doğru bir yolculuğa var mısınız? Serdar Kulbilge’nin Kocaelispor’daki performansını “balonu patladı” sözleriyle mi değerlendirirsiniz bilmem ama futbolda kimi kadrolar puzzle’ın parçaları gibi uyum gösterdiğinden temkinli olmakta fayda var. Geçen yıl Şampiyonlar Liginde fazla sahaya çıkmasa da en azından Volkan üzerinde bir rekabet unsuru olarak başarıyla görev yapmıştı Serdar. Bunu bilhassa Kiev’de Volkan’ın yediği golde daha net şekilde gördük.

Son olarak Daniel Güiza! UEFA, Fenerbahçe’nin yeni golcüsünü yılın takımında adaylar arasında göstermiş. İtiraf edelim hepimiz biliyoruz Güiza’yı adaylığa götüren süreçte İspanya Milli Takımı ve La Liga’nın çok önemli yeri var. İspanyol golcü sarı-lacivertli kulübe imzayı atıp bir-iki maça çıkınca pek çok otoritenin ağzından “25 golü kesin geçer ama 35’i bulur mu bilemem” mealinde müthiş(!) öngörüler dinlemedik mi? “Kişi kendini övmez” diye özlü bir sözümüz var bizim. O tarihlerde “Güiza Süper Lig’de yıpranır” diye görüş bildiren bir tek ben vardım desem kendimi övmüş olur muyum? Güiza asla kötü futbolcu değil ama ondan yararlanmanın yolu rakibi kendi sahasına hapsetmekten geçiyor. Ve maalesef Fenerbahçe Aurelio, Appiah gibi futbolcularını kaybettiğinden bu yana rakiplerini baskı altına almakta zorlanıyor.

Yaşadıklarım, gördüklerim ve öğrendiklerimin bana ezberlettiği gerçek Fenerbahçe formasının bile bu ligde ilk ikiye oynayacağı oldu. Sarı-lacivertli takım bu noktadan sonra hızlı bir yükselişle lige damgasını vurabilir ve sezonu şampiyon tamamlayabilir. Bu kimseyi de şaşırtmaz. Peki ya Fenerbahçeli, takımının Şampiyonlar Ligi’ne damga vurup lig yarışını kaybettiği sezon sevindiği kadar bu domestik şampiyonluğa sevinir mi? İşte bu soruya cevap vermek zor.
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..