Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '21

 
Kategori
Üniversiteler
 

Avrupa KOBİ Haftası

İnsanın hayatı boyunca hep sürermi bilmem ama düşüncelerinde yerleşik kaygıları oluyor. Kurtulamadığı, atamadığı ya da belki varlığından hoşnut olduğu; ülkesinin kalkınmasını derinden istemek gibi, vatan sevgisi gibi, insanlığın ortak değerlerinin yaşatılması gibi. Yaptığı işte, çalıştığı kurumda, yaşadığı şehirde güzel ve faydalı şeyleri görmek istiyor insan.

 

Mensubu olmaktan mutlu olduğum üniversitede, bağımsız üniversite olarak kuruluşundan daha önce çalışmaya başladığım birimde 20 yılı aşan süredir emek veriyorum. Özelde Yozgat Bozok Üniversitesinin ve şehrimizin, genelde de Türkiye’nin ve bütün dünyanın iyi yönde gelişimi içimdeki his ve düşünceleri biçimlendiriyor elbette.

 

Tarım toplumunda üniversitelerin temelde bilgi üretmek gibi bir yanı vardı. Bunu da ne ölçüde yaptığı ayrıca tartışılabilir elbettte. Modernizmle birlikte bilgi üretmenin yanında araştırma kültürü de baskın olmaya başladı. Avrupa hızlı bir gelişim sürecini de yaşadı. Postmodern zamanda, günümüzde endüstri devrimlerinin yaşandığı süreçlerde üniversitelerin bilgi üretme, araştırma yapma misyonlarına bir de girişimcilik eklendi. Bilginin, özellikle entelektüel bilginin üretime ve hayatın her aşamasına yansıtılması çabaları ön plana çıktı ve bunu başardıkları ölçüde de üniversiteler saygınlıklarını artırdı.

 

Türkiye’nin önünün açılması ve hızlı gelişimi açısından ekonomik gelişmeyi ve üniversiteleşmeyi 20 yıl önce de önemsiyordum; bugün de aynı düşüncedeyim. Her bir üniversitenin her bir mensubu bu iki boyut üzerinde kafa yormalı ve sorumluluk taşıdığının bilincinde olmalıdır. Üniversitelerin “tabela üniversitesi” görünümünden çok daha ileriye taşınması ve normatif olarak geliştirilmesi temelde o üniversitenin sahip olduğu akademik kadroyla doğrudan ilişkilidir.

 

Akademik kadronun niteliği; o kurumda nitelikli insan gücünün yetiştirilmesini, nitelikli bilginin üretilmesini ve bunların sektöre ve topluma yansıtılıp hizmete dönüştürülmesini önemli ölçüde etkiler. Bilimsel araştırma faaliyetlerinin, üniversitenin bulunduğu şehir ve bölgeye özgü temalara sahip olması önemlidir. Bu bağlamda yerelde ihtiyaç duyulacak birikimin oluşturulup korunması gerekir. Bulunduğu çevreye yansıtılmayan ve yerelde karşılığı olmayan “salt bilgi bahçeleri” düzeyine gerileyen üniversiteler günümüz toplumunda israftır. Evrensel birikimin yerele aktarılması, toplumun ve bütün insanlığın sorunlarına yönelik çözümler aranması gerekir. Pek çok açıdan girişimci yönü güçlendirilmiş, bu yönde donanım kazandırılmış bireylerin çoğaltılması ekonomik, sosyal ve kültürel açılardan üretkenliği destekleyecektir.

 

Ekonomik hayata ilişkin temel kavramlar ve modeller ile var olan destek programlarını öğrencilere aktarmak ve öğretmek gerekir. Öğrenciler, sektörel bazdaki yeni gelişimleri, endüstrinin geldiği noktayı, yeni yönelimleri ve yeni iş alanlarını tanımalıdır.

 

Zaman zaman gündeme getirdiğim bir konuyu tekrar vurgulamak isterim. Üniversitelerin bulundukları çevrenin kalkınmasına ve ekosistemine odaklanması gerekir. Gidip gördüğüm pek çok şehir için bu husus önceliklidir. Üniversiteler bulunduğu şehir ve yöre ile daha hızlı bütünleşmelidir. Akademik düzeyde yürütülen AR-GE faaliyetleri ilgili sektörle iş birliği içerisinde yürütülmeye çalışılmalıdır. Bir üniversitenin misyonu; bulunduğu şehir ve şehrin kalkınma stratejisi içerisinde üstlendiği rol ve etkiyle görülecektir. Türkiye’de pek çok şehrin kalkınması o şehirdeki üniversitenin lokomotif rol üstlenmesine bağlıdır. Mesela Yozgat’ın istenen kalkınma düzeyine ulaşması akademik katkıyla mümkün olacaktır. Zaman içerisinde daha fazla görülecek ki sahip olduğu üniversiteden destek bulamayan sektörler farklı şehirlerdeki üniversitelere yönelecektir. Küçük şehirlerdebu durum daha fazla yaşanacaktır. Her şehirde en az bir üniversite vardır. Üniversitelerin daha etkili ve ivme kazandırıcıbir konuma taşınması gerekir.

 

Geriye dönüp baktığımda etkinlik fikrini geliştirip hayata geçirdiğim pek çok faaliyet, üniversitelerin bulundukları şehirler için çok daha ön planda olması gerektiğini doğrulamaktadır. Bunlardan 2002 yılından beri düzenlediğim ve bu sene on altıncısını 2021 Nisan ayında gerçekleştirdiğim "Yozgat Bilişim Etkinlikleri" pek çok yeni ve güncel kavramın çevremizde doğru anlaşılmasına katkı verdi.

 

Koordinatörlüğünü üstlenerek 17-19 Ağustos 2009 tarihlerinde düzenlediğimiz "Bozok Girişimcilik Çalıştayı (Bozok Entrepreneurship Workshop)" bir ilk niteliğindeydi. Bu programda Türkiye’den akademisyenlerin yanı sıra ABD ve Romanya’dan yabancı eğitmenler de yer aldı. O tarihlerde üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. İnci Varinli’nin tutum ve yaklaşımı son derece olumlu, yapıcı ve heveslendiriciydi. Girişken bir insandı ve üniversite için iyi olan her işe olumlu bakan, emeğini ve zamanını esirgemeyen bir yöneticiydi. Kuruluş aşamasında olan bir yükseköğretim kurumunun olası pek çok zorluğunu göğüslemek zorundaydı. Her zaman olduğu gibi bana verilen her görevi içtenlikle ve fedakârlıkla yapıyordum. O günün şartlarında çok emek harcadığımız bir etkinlik olan "Bozok Girişimcilik Çalıştayı”, bölgemizde girişimcilik konusunda önemli bir ihtiyacın varlığını gösteriyordu.

 

Daha sonraları akademik danışmanlığını üstlendiğim ve bunu hâlen devam ettirdiğim Yozgat Bozok Üniversitesi Genç Girişimciler Topluluğuda pek çok etkinlik yaptı. Farkındalık oluşturdu. Öğrencilerin girişimcilikle ilgili temel kavramları görmelerini sağladı. Üniversitenin farklı bölümlerinden öğrencilerin takip edebildiği ve alan dışı seçmeli ders olarak verdiğim“Proje Tasarım Teknikleri” ve “Akademik Girişimcilik” derslerivasıtasıyla hem teknik bilgileri hem de sektörel kümelenme gibi yenilikçi modeller hakkında bilgileri paylaşmaya çalıştım.

 

Fon sağlayıcı kurum ve kuruluşlar ile sahadaki aktörlerin başarı hikâyelerinin öğrencilere aktarılmasının da önemine inanmaktayım. Bunların sembolik değil etkin ve nitelikli bir program kapsamında yapılması daha faydalı olacaktır. Sinerji doğuracak ve motivasyonu artıracaktır. 

 

Bu açıdan “Avrupa KOBİ Haftası Etkinlikleri” adı altında yürütülen aktiviteleri önemsiyorum. KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) bu hafta süresince bilgilendirme ve tanıtım faaliyetleri gerçekleştiriyor. Bu faaliyetler sevindirici ama faaliyetlerin içeriği geliştirilebilir. Hem öğrenci hem de üniversite personeline yönelik yapılan bilgilendirme seminerleri bu hafta içerisinde verilmekte ve tematik konulara odaklanılmaktadır.

 

KOSGEB Yozgat İl Müdürü Mustafa Işık 2019 yılında Yozgat Bozok Üniversitesinde bazı çalışmaları birlikte yürütmeyi önerdiğinde hemen kabul ettim. Öğrencilerimizin sahadan ve kamudan yetkin kişileri dinlemesi uzun vadede faydalı olacaktır.

 

O zaman, 2019 yılı Kasım ayı içerisinde farklı birimlerde verilen seminerlerde ben de yer aldım. KOBİ’lere yönelik KOSGEB destekleri, tüketici hakları ve girişimcilik konuları ile ilgili başlıklar altında güncel bilgiler anlatıldı. KOBİ sahiplerinin yararlanabileceği fon ve hibeler hakkında detaylı açıklamalarda bulunuldu. Genç girişimci adayı öğrencilerin faydalanabileceği fırsatlarla ilgili bilmeleri gereken hususlar paylaşıldı. Yozgat Ticaret İl Müdürü İbrahim Aktaş e-ticaret konusunda detaylı bilgiler verdi. Ticari faaliyetlere dönük fonlardan bahsetti. Ticaret İl Müdürlüğünden Fatih Doğantekin tüketici hakları ile ilgili yasal düzenlemelerden ve yeni uygulamalardan bahsederek dikkat edilmesi gereken hususları açıkladı. Ben de akademik girişimcilik bağlamında geleceğe dair değerlendirmelerde bulunarak değişen ve gelişen dünyada üniversitelerin ve öğrencilerin yeni rollereve sahip olmaları gereken yetkinliklere değindim. Girişimciliğin önemli bir unsur olduğu konusunda çarpıcı örnekler vermeye çalıştım ve akademik yaklaşımın rekabet gücü yüksek sonuçlar açısından önemine vurgu yaptım. Proje tabanlı çalışmanın önemini anlattım. Sektörel kümelenmeye değinerek rekabet gücü yüksek stratejik ürünler bakımından izlenebilecek yollar konusunda düşüncelerimi paylaştım. Güzel bir çalışma yapmıştık.

 

Bu yıl da KOSGEB Yozgat İl Müdürlüğü tarafından 15-21 Kasım 2021 tarihlerinde “Avrupa KOBİ Haftası” kutlanacağı bildirildiğinde Fakültemizde yapılacak seminerde oturumun yürütülmesi görevini üstlenerek bigiler paylaştım. "KOSGEB Bilgilendirme Toplantısı" kapsamında KOSGEB Yozgat İl Müdürü Mustafa Işık “Destek Programları Sunumu” gerçekleştirdi ve KOSGEB destek programları hakkında detaylı bilgiler verdi. Destek programlarının amaçları, destek türleri, kimlerin başvuru yapabileceği, destek alanları, destek unsurları, destek kalemleri ve destek özellikleri ayrıntılı biçimde katılımcılara aktarıldı. Öğrencilerden gelen sorular cevaplandırıldı. Müdür Mustafa Işık, öteden beri takdir ettiğim ve işini özenle yapmaya çalışan değerli bir bürokrattır. Aydınlatıcı bilgiler paylaştı.

 

Toplantıda İş Adamı Serkan Uzun “Başarı Hikâyesi” başlıklı konuşmasında iş hayatına nasıl başladığını anlattı. KOSGEB desteklerinin gelişim süreçlerindeki rolüne, AR-GE çalışmalarına ve hızlı büyümelerindeki stratejilerine dair tecrübeleri ile katılımcılara ışık tutucu bilgiler aktardı. Daha önce de kendisi konuğumuz olmuştu. Girişimcilik çalışmaları sürecinde karşılaştığı olumlu ve olumsuz olayları anlaşılır bir dille aktardı, deneyimlerini paylaştı.

 

Çok yönlü birikimi ve bürokrat olduğu kadar eğitime duyarlılığını da bildiğim Ticaret İl Müdürü İbrahim Aktaş, “Blok Zinciri” konulu sunumunda blok zinciri (Blockchain) teknolojisine ilişkin temel bilgiler verdi. Bu bağlamda güncel konulara değindi. Uygulamada karşılaşılan kısıtlara da sunumunda yer verdi. Geleceğe ilişkin öngörülerini paylaştı.

 

Konuşmaları dinlerken ve katılımcıların soruları cevaplandırılırken; ülkemiz, memleketimiz, yöremiz, üniversitemiz ve öğrencilerimiz için yapılacak daha pek çok iş olduğunu düşündüm durdum.

 

Aslında “Avrupa KOBİ Haftası” çok yeni sayılmaz. Avrupa Birliği, KOBİ’lerin ve girişimciliğin desteklenmesi, gençlerin girişimciliğe özendirilmesi amacıyla 2009 yılından beri Avrupa KOBİ Haftası programlarıyla farklı bir yaklaşım sürdürmeye çalışıyor. Bu kapsamda ülkeler her yıl Avrupa Komisyonu tarafından belirlenen bir hafta boyunca kendi seçtikleri temalar çerçevesinde Avrupa KOBİ Haftası’nın mantığına uygun etkinlikler düzenliyor. Türkiye’de KOSGEB, ulusal kamu koordinasyonunu yürütüyor. Türkiye, 2009 yılından itibaren bu etkinliklerde yer almakta ve 2011’den itibaren de yapılan etkinlik sayısı bakımından da ön sırada bulunmaktadır. Kurum ve kuruluşlar etkinlikleriyle bu haftaya katkı sunuyor.

 

Sadece bu özel hafta kapsamında sınırlı kalmadan, KOSGEB Yozgat İl Müdürlüğünün sergilediği performansı fırsat buldukça, takdirle izliyorum. Üniversite bünyesinde etkinlikler yapmaları ayrıca çok değerli. Üniversitenin şehirle bütünleşmesi, diğer kurumlarla iş birliğini geliştirmesi bakımından temas sağlanmış oluyor.

 

Gerçekleştirilen bu çalışmaları yerinde ve faydalı görmekle birlikte, bu çalışmaların geliştirilmeye açık yanları olduğunu da düşünüyorum. Bu hafta süresince tematik eğitim etkinlikleri ile özel gruplara odaklanmak mümkündür. Yerel değerlerin ve ürünlerin kalitesinin artırılması, inovatif yönlerinin desteklenmesi, farklı girişimcilik desteği sağlayan kurum ve kuruluşlar ile iş birliği içerisinde çözüme yönelik çalışmalar yapılması yerinde olacaktır. Üniversitenin sahip olduğu birikim daha fazla değerlendirilebilir. Yerelde çalıştaylar ve benzeri toplantılar ile özgün bir ekosistem oluşturulması çalışmalarına katkı verilebilir. Öyle inanıyorum ki gelecek yıllarda daha zengin çalışmalar ortaya çıkartılacaktır.

 
Toplam blog
: 39
: 348
Kayıt tarihi
: 29.04.19
 
 

Lise: (1988) Mimarsinan Öğretmen Lisesi, Pazarören, Kayseri Lisans: (1993) ODTÜ Fizik Öğretmenliğ..