Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '10

 
Kategori
Spor
 

Avrupa Ligi'nde Fenerbahçe ve Galatasaray

Avrupa Ligi'nde Fenerbahçe ve Galatasaray
 

Galatasaray ve Fenerbahçe bu akşam çok zor iki karşılaşmaya çıkıyorlar. Açıkçası her ikisi de ağır sakatlıklarla boğuşurlarken üç kulvarda mücadele etmenin sıkıntılarını da yaşıyorlar.

Şu gösteriyor ki mevcut kadrolar üç ayrı kademeli mücadeleyi kaldırmakta fazlasıyla zorlanıyorlar. Bu nedenle belki de Galatasaray kendisi için en son hedef olacak Türkiye Kupası’nı elemiş durumda. Fenerbahçe ise bütün karpuzları koltuğuna doldurmuş bir şekilde haftanın bütün günlerini maçlara ayırarak hem fiziksel hem de düşünsel bir yoğunluk ve yorgunluk yaşıyor.

Kuşkusuz hepsini bir arada götürmesi de mümkün gözükmüyor.

Zaten üç kademeli mücadeleyi Barcelona, Real Madrid, Liverpool, Manchester United, Chelsea bile taşımakta zorlanırken takımlarımızın mevcut ve sınırlı kadrolarla bunu gerçekleştirmesi fazlasıyla zordur.

Fenerbahçe geçen hafta talihsiz bir karşılama sonunda 2-1 yenildi. Aslında bir süredir Fenerbahçe’nin üst ya da daha düşük düzeyde çıktığı bütün maçlarda 90 dakikalık bir konsantrasyon sorunu yaşadığını görüyoruz. Kupadaki grup maçlarında başlayan gol yeme alışkanlığı zamanla maçları kazanamama sıkıntısına dönüştü.

Lille böylesi bir maçtı. Kuşkusuz Fenerbahçe’nin zamanla oturan kadro zafiyetinin de net bir şekilde devreye girdiği de bir gerçektir. Daum’un çivi çiviyi söker anlayışıyla Güiza’yı kadroya alacağı beklenebilir. Bunun ne kadar doğru olacağını hep beraber izleyeceğiz. Aslında teknik adam Bursaspor lig maçında İspanyol futbolcuyu dinlendirip Avrupa maçı finaline saklasa daha hayırlı bir iş yapmış olurdu.

Ancak Fenerbahçe’nin esas sorunu defansta düğümleniyor. Lugano da geçen haftaki maçta oynatılmasaydı belki daha hayırlı bir iş yapılmış olacak ve bu akşam kendisine en ihtiyaç duyulduğu bir zamanda sahada olabilecekti. Özer’in lig maçındaki talihsiz ve beklenmedik sakatlığı da Daum’un elini kolunu bağlayan şeylerden biri oldu.

Açıkçası 1-0 gibi çok basit bir skorun tur atlamaya yeteceği bir maça çıkmasına rağmen Fenerbahçe’nin genel görüntüsünün hiç güven vermediği de ortadadır. Böyle zamanlarda bardağın boş tarafından baktığınızda bütün dertlerin üst üste geleceğini söylemek mümkün. Nasıl Galatasaray üç kademeden iki kademeye düştü belki de Fenerbahçe’nin Türkiye’deki mücadeleye konsantre olması taktiksel anlamda yararlı olabilir. Bu da bardağın dolu tarafıdır.

Fenerbahçe’nin bu turu geçebilmesi için gol yememesi gerekiyor. Bu nedenle de orta sahada oynayacak oyunculara ekstra bir sorumluluk ve görev düşüyor. Fenerbahçe böylesi bir final değerindeki bir maçı ligin 10. haftasında Galatasaray'a karşı oynadı. Benzer bir mücadeleyi ortaya koyarsa turu çok açık farkla geçer.

Bu maç öncesinde son söz Fenerbahçe taraftarı için ayrılmalıdır.

Bursaspor maçında yaşananlardan sonra Güiza’nın toplu linç edilme görüntüleri herkesin içini acıttı. Kimse böylesi görüntülerin oluşmasını istemezdi. Ancak maçın bittiği andan itibaren Fenerbahçe camiasında güçlü bir duyarlılık başladı ve takımına sahiplenme arttı. Taraftarın Samandıra’da ve internet sitelerinde verdiği desteğin göstermelik olmadığını, kalıcı olduğunu anlayabilmek için bu maç çok iyi bir prova olacaktır. Elemeli bir maçta her türlü skorla karşılaşılabilinir. Bu maç bir son değildir.

Galatasaray ise İspanya’dan avantajlı bir skor ile dönmenin rahatlığı içinde kendi saha ve seyircisinin karşısına çıkacak. Deplasmanda alınan gollü beraberlikler böylesi turnuvaların en güzel skorlarıdır. Çünkü kazanma zorunluluğunu devre dışı bıraktığı gibi rakibin sizin üzerinize gelmesi, bunun da çok etkili kontra ataklar yakalamanız anlamsına geldiği için taktiksel olarak da avantaj sağladığını söyleyebiliriz.

Galatasaray sezon ortasında stoper bölgesine bir takviye yapmanın bu anlamda rahatlığını yaşıyor. Üstelik uzun zamandır eksikliğini duyduğu tipte bir oyuncu transfer etmişe benziyor.

Neill sadece basit bir stopere benzemiyor, geriden top çıkarışlarında da etkili olacağını görüyoruz. Bu da bize daha çok erken belki ama Popescu modelini hatırlatıyor.

Rijkaard’ın orta sahası kalabalık defansif bir kadro ile çıkması akılcı olacaktır. Aslına bakılırsa deplasmanda oynamış olsa da Beşiktaş karşılaşmasının iyi bir prova olduğunu da söylemek mümkündür.

Ancak İspanya’da defansın çok açık verdiği de unutulmamalıdır. Beşiktaş karşısında duran toplarda fazlasıyla zorlanıldığını da bir gerçektir. Bu durumda kısa sürede duran top organizasyonu ve iyileştirmesi yapılamayacağına göre özellikle ceza sahasına yakın yerlerde rakibin serbest vuruş kazanmasına izin vermemek, dikkatli olmak temel bir defansif taktik olabilir.

Galatasaray yılların da verdiği bir tecrübe ile daha rahat bir maça çıkıyor ve turu geçmeye daha yakın takımımız görüntüsü veriyor. Bir aksilik de olmazsa muhtemelen avantajlı skoru geliştirecek gol ayaklarına da sahiptir. Galatasaray'ın ilk karşılaşma öncesinde yazdığım gibi bu maçı kaybetmeyeceğini tahmin ediyorum.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..