Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '09

 
Kategori
Dünya
 

Avrupa'nın züppeliği; "Anneciğim Türkler geliyor."

Avrupa'nın züppeliği; "Anneciğim Türkler geliyor."
 


Milliyet'ten bir son dakika başlığını okuyoruz.

"Avrupa vize serbestliği kararı ile dalga geçti."

Avrupa'nın derdi ne?

"Anneciğim Türkler geliyor!"
mu, ya da İtalya'da söylendiği şekliyle "Mamma li Turchi" mi?

Haberi okumayı sürdürelim.

"Avrupa Adalet Divanı’nın kararının açıklanmasından sonra Türkiye basınında ve iş çevrelerinde adeta bayram yapıldığını belirten radyo, Türklerin bir bölümünün bu karara bir tür “ekonomik krizden çıkış yolu” muamelesi yaptığını öne sürdü."

Konuya yaklaşımımı özetleyen bir yazı yazmıştım, kararın açıklandığı gün. Türkiye, Avrupa Birliği'nin antagonizmidir. Ancak hatırladığım kadarıyla Türkiye'de bayram havasına benzer bir ortam yaşandığına şahit olmadım. Kuşkusuz bir çeşit insan hakları ihlali olan bu vize uygulaması elbette tartışılacaktır. Kaldırılması da yankı bulduğu oranda yine konuşulacaktır.

"Adalet Divanı kararının 1970 tarihli bir protokole göre alındığını belirten Hollanda Radyosu, AB ülkelerinin bu karara uymadığı gibi, Schengen vizesi adı altında istenen belgelerle elçilik ve konsolosluklarda onur kırıcı uygulamalar getirildiğini ve gümrüklerde Türk vatandaşlarına haksız muameleler yapıldığını hatırlattı.

Hollanda Radyosu, buna rağmen, son kararın AB açısından çok büyük sorunlar getireceğini savunarak, Avrupa Birliği yetkilileri arasında bugünlerde en popüler esprilerin “Yakında 70 milyon Türk işadamı Avrupa’ya gelecek”, “Yakında 70 milyon Türk işadamı olacak. Türkiye ekonomik krizden kurtulacak” şeklindeki espriler olduğunu kaydetti."

Altını çizdiğim açıklamalar Avrupa'nın ikircikli yapısından kaynaklanır. Avrupa bir taraftan vicdanının sesini dinlerken diğer taraftan da kendi çıkarını düşünmekten bir an olsun boş durmaz. Hatta çıkarı vicdanının her zaman önünde olmayı sürdürür.

Avrupa sanıyor ki; “Çantasına Uzakdoğu yapımı bir kilo saat dolduran Türkler, hizmet sektöründenim deyip sınıra dayanacak.”

Bu Avrupa züppeliğinden başka bir şey değildir. İçi ile dışının bir olmadığı, bütün dünyaya demokrasi havariliği taslayıp, iş kendisinin uygulamalarına geldiğinde kafasını başka yere çevirip, görmezden gelen bir tutumdur. Öyle bir görmezlik ki; 1970 yılında imzalandığı, arada bir yüz yıl devrilip, yeni milenyuma geçildiği halde hala aynı yerde ıslık çalarak dolaşmanın görüntüsüdür.

Avrupalı sanıyor ki; tek çekim merkezi orası. Türkler Avrupa'ya gitmek için can atıyor da onları vize tutuyor. Vize kalktığı gün 70 milyon insan olduğu gibi Avrupa'ya akacak.

Neden?

Sorun liberal politikaların uygulanması, ekonomik ilişkilerin devamının sağlanmasıysa, bu Türkiye'den fazla krizle boğuşan Avrupa'nın işine gelen bir hareketlenme olmaz mı? Avrupa Birliği'nin şu an kriz karşısında hiçbir iradi tedbir almadığını, alamadığını hatta tam bir parçalanmışlık içinde olduğunu günbegün izliyoruz. Çünkü Avrupa Birliği sadece birleşik ve güçlü bir Avrupa hayali ile ayakta tutulmaya çalışılan, kendi içinde üretim mekanizmalarının hızla tükendiği, insanlarının yaşlandığı, genç nüfusunun da çalışmak istemediği bir topluluk durumuna gelmektedir.

Çok sevdiğim ve aslında bir anlamda ayna görevi üstlenen spordan örnek vermem gerekirse; Avrupa'dan son dönemde parlak kaç sporcu çıkmıştır? Çıkanların kaçta kaçı Avrupa'nın kendi asli ırkına mensuptur? Kaçı kolonilerinden gelmektedir?

Avrupa'nın Türkiye'ye bu kadar muhtaç olduğu bir dönemde, kendi Adalet Divanının çok yerinde ve geç de olsa hukuka uygun aldığı bu karar bir anlamda onlar için bir şans olacakken, dalga geçmeyi sürdürmelerinin altında yatan şeyin o çok bilindik "Avrupalı" duruş olduğunu biliyoruz.

Haberi yapan ülkenin Hollanda olması ile dün yaşanan o kazanın eşzamanlı oluşu da talihin çok dramatik tesadüflerinden bir olsa gerek.

Dünya aynı dünya değil, Avrupa!

Uzay Gökerman

İlk kitabım, "Adalar ve Kıtalar" çıktı.

<ımg height="265" hspace="0" src="http://www.indigodergisi.com/adalar_ve_kitalar_uzay_gokerman_indigo_dergisi.jpg" width="170" border="0">

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..