Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '09

 
Kategori
Basketbol
 

Avrupa Şampiyonasında Milli Takımımız

Avrupa Şampiyonasında Milli Takımımız
 

Avrupa Baketbol Şampiyonası'nı izlerken basketbolumuzun nereden nerelere gelmiş olduğunu düşünüyordum. Bizim çocukluğumuzda en uzun basketbolcumuz Emir'di. Sonra Efe Aydan vardı, hem uzun hem skorerdi. Melih, Erman, Necati, Doğan ve Aytek kısa boylu oyun kurucularımız ve şutörlerimizdi. Bu kadronun başında Aydan Sivavuş olurdu ve bir iki takımı yener havaya girerdik.

Oysa şimdi gerçekten 12 Dev Adam ismine yakışacak kadar gösterişli bir kadroya sahibiz ve Avrupa'da biri iki takım hariç hemen her takımı yenebilecek gücümüz var.

Boyalı alan için üç uzun isim, Ömer Aşık, Oğuz Savaş ve Semih Erden...

Ersan İlyasova, Hidayet, gibi üst düzey liglerden gelen forvetler ve onların yanında Bekir Yarangüme...

Necati'nin oğlu Sinan, Kerem, Ender, Ömer Onan, Engin Atsür gibi oyun kurucu ve skorer özellikli, mücadele gücü düşmeyen oyuncular...

Kuşkusuz bu kadroya girememiş ancak en az bu oyuncular kadar etkili diğer isimler...

Önceki gün Litvanya karşısında oynayan milli takımımızın tüm oyuncuları canla başla mücadele vererek Litvanya gibi bize her zaman ters gelen bir takımı yenme başarısı gösterdiler. Litvanya maçını çözen en şeyin mücadelenin ötesinde ancak basketbolun içinde yıllarca görmezden geldiğimiz temel bir unsur olduğunu söyleyeceğim. Serbest atışlarda gösterdiğimiz olağanüstü isabet yüzdesi. Tek bir örnek vereceğim; Ender 9/10'luk bir istatistikle oynadı. Onun serbest atışlardaki bitirişi Litvanya için öldürücüydü.

Tanyeviç'in kadro rotasyonunun her zaman riziko taşıdığı düşünüyorum. Ancak sezonun hemen başı olmasına rağmen milli takım oyuncularının hemen hepsinin hazır olması sürekli oyuncu değişikliklerini oyuncuların oyundan soğumasını değil aksine sarılmasına neden oldu.

Oğuz Savaş ve Ömer Aşık boyalı alanda inanılmaz formda görünüyorlar. Bir başka isim İlyasova. İlk yarılarda takımı sahada tutuyor, kritik anlarda da kazandırdığı sayılarla takıma moral veriyor.

Ancak iki isim var ki...

Ender Aslan ve Sinan Güleri'yi Fenerbahçe ile oynadıkları final serisinde çok yakından takip etmiştim. Sinan'ın son saniyede Solomon'dan kaptığı topu ve çevirdiği maçı unutmam mümkün değil. O maç Fenerbahçe'nin olsaydı 3-0 olacak ve büyük bir ihtimalle Efes Pilsen'in iradesi kırılacaktı. Ancak Sinan inanılmaz bir hırsla, mücadele gücüyle ve aklıyla rakibini yoruyor ve ona üstün geliyor. Ender Litvanya maçında serbest atışlarda Bulgaristan'a karşı da üçlüklerde büyük bir yüzde yakaladı. Her iki durumda da maçı aldı götürdü.

Bizim takımlarımızın turnuvalarda çektiği sıkıntı ise çabuk havaya girmesi. Bulgaristan maçının ilk yarısını 25 sayı fark ile kapatıp, üçüncü periyottaki gevşek oyun nedeniyle farkın 20 sayının altına inmesi bu dalgalanmanın sonucuydu. Son periyodun ikinci yarısında oyun konsantrasyonu tekrar geri gelince de fark tekrardan 30'a kadar çıktı.

Litvanya maçında yaptığımız dirençli savunma da izlenmeye değerdi. Rakip bir türlü çözüm bulamadı.

Bugün rakip ev sahibi Polonya ki, belki de turnuvada bundan sonra oynayacağımız maçlarda işimize yarayacak galibiyeti alabileceğimiz ve diğerleriyle kıyaslandığında daha zayıf bir rakip. Çünkü turnuvanın diğer ekipleri öyle ya da böyle yenilgiyle tanışıyorlar. Bir üst tura yenilgisiz gitmek bu anlamda bir bonus olacaktır.

Polonya maçı sert geçecektir. Hakemler kuşkusuz rakibin yanında olacaktır. Çok şükür kadromuzda panikleyecek ve tahrik olacak oyuncu olmadığı gibi Sinan ve Ender gibi rakibi gıcık edebilecek tarzda adamlara sahibiz. Bu durumda aynen Litvanya maçında olduğu gibi serbest atışlar ön plana çıkacaktır. Serbest atışlarda %65 istatistiğinin üzerine çıkarsak bu maçı da alırız diye düşünüyorum.

Maçın Bosna ile oynanacak çok önemli bir başka maçla çakışması da talihsizlik elbette.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..