Avrupa ve BM, İzmir’deki Suriyelileri görmeli

Bizim için hiç problem olmayan “mülteciler”, “göçmenler”, “sığınmacılar” ne derseniz deyin, Avrupa’ya ve dünyaya dert! İngiliz The Guardian gazetesi, dün (09.05.2016) bir resim yayımlayıp, altına da; “Ankara'da derme çatma bir kampta Suriyeli mülteciler. Türkiye'de 2,7 milyondan fazla mülteci yardıma muhtaç, ancak yardım kuruluşları onlara ulaşamıyor.” yazmış. Ayrıca, başka resimler de koymuş ki Mültecilerin durumlarının kötü olduğunu anlatmaya çalışıyor. Guardian’ın fotoğrafı bu: Eğer gözükmüyorsa, şu adresten görülebilir: http://www.theguardian.com/global-development/2016/may/09/refugees-settling-beyond-camps-struggling-emily-troutman

The Guardian açıklamasında, sığınmacıların kamplarda kalmak istemediklerini, kampları hapishane gibi gördüklerini, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)’nin ise, kamplar dışındaki mültecilerin kaydının tutulamadığını ve yardım ulaştırılamadığından şikâyetçi olduğunu, söylüyor.

Muhtaç durumdakilere ulaşmak deyince aklımıza geldi; şu AB’nin Türkiye’ye vereceği 3 milyar avro ne oldu? Geldiğini, Suriyeli sığınmacılara ulaştırıldığını duymadık.

Fakat biz onların göndereceği milyar avrolara güvenmedik… Suriyeli misafirlerimize en iyi şartları sağlamaya çalışıyoruz.

Hatta onlara tenis kortlarını bile açtık. Fotoğraflarını görüyorsunuz. Bir tenis hocası ders verdi. Vermeye devam edeceğini sanıyorum.

Gördüğünüz gibi, Suriyeli tenisçilerin içinde yaşları oldukça küçük olanlar var. Bizim kendi çocuklarımız bu kadar küçük yaşta tenise başlayamıyor. Bugün, dünya tenisinde yıldız olanların safahatına baktığımızda, 4-5 yaşlarında bu spora başlamış olduklarını öğreniyoruz.

İşte bu misafirlerimiz de onlar gibi küçük yaşlarda tenise başlamış bulunuyorlar. Bunların içinden de yarın Serena Williams’lar, Roger Federer’ler çıkarsa şaşırmayacağız.

Guardian, Avrupa ve Birleşmiş Milletler yetkilileri sadece Ankara’daki “derme çatma” kampa takılmamalı… İzmir’i de görmeli…

Bu çocukların eğitimini, bilhassa spor eğitimini desteklemeli. Bunun bir yolunu bulmalılar.