Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '20

 
Kategori
Felsefe
 

AVRUPA VE IRKÇILIK HASTALIĞI

Biz hala Almanya’nın geçişteki faşist çılgınlıklarını liderlerine bağlama eğilimindeydik. Yoksa Hitlerin izinde masum ülkelere saldırıp, yüz binlerce insanı ölüme göndermenin başka nasıl bir izahı olabilirdi? Koca savaşın sonunda liderleri etkisiz hale getirilip, sembolik olarak bir gurup insanda yargılanıp cezalara çarptırılınca bize bir dönemin kapandığını sanmıştık. Böylece üstün alman ırkını esas alan uygulamaların yanlışlığı bütün insanlık tarafından görüldüğünden gerekli dersin alındığına inanmıştık.

Ama ırkçılık bir hastalık olduğundan, ameliyat sonrası gerekli takip yapılmadığı için tekrar eski bünyesini esir almak üzeredir. Avrupa’nın süslü ve cilalı görüntüsünün arkasında iğrenç bir ırkçılık, bolca kullandıkları özgürlük kelimesinin ardında başka milletleri küçük görme hastalığı vardır. Zaten geçmişinde zulüm, işkence, toplu öldürme, emperyalistçe sömürme suçları olan milletlerin bunun üzerine sünger çekip hiçbir şey olmamış gibi devam etmeleri beklenemezdi. Geçtiğimiz yüz yılda Afrika ve uzak doğu Asya denilen bölgelerin yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürüp, kana bulayan insanların bilinçaltında geri kalmış ulusları insandan saymama düşüncesi yatmaktadır.  Yoksa zayıf ülkelerin mal varlıklarını çalma-el koyma suçu başka nasıl yorumlanabilirdi? Onlara sorarsanız Hıristiyanlığı yaymak için yada insanlığa hizmet etmek için buna soyunduklarını ifade ederler. Çalınmış eserlerle bir kültür oluşturduklarını sanıp, bu eserlere sahip çıkamayan insanlara hayvan muamelesi yapmak ancak kendini üstün ırk kabul edenlere mahsus hareketlerdir. Kendini diğerlerinden üstün görmek ırkçılıktır ve bu belaya kapılanlar her zaman ellerini kanla yıkamaktan çekinmemişlerdir. Yirminci yüzyılın başlarında avam kamarasında bir vekilin,

-Neden bu kadar kan döküyorsunuz sorusuna başbakanın,

-Bir damla petrol için bir damla Müslüman kanı ucuzdur diye yanıtladığını aklımızdan çıkarmamalıyız.

Bugün Avrupa gündemini okuyabilenler bir ırkçılık hastalığının ayak seslerini duyuyorlar. Yabancı düşmanlığı, göçmenlere karşı işlenen suçlar bu devletler tarafından görmezden geliniyor, hatta el altından destekleniyor. Yani bu yaramaz çocuğu terbiye etmek yerine, destekleyerek, koruma altına alarak yarınki yıkıcı sonuçlarını hazırlıyorlar.

Bu lanetli hastalık Avrupa’da yeniden gündem oluşturuyor. Lider durumundaki kişilerin zaman zaman yaptıkları açıklamalar, geniş halk katmanlarında anlayış buluyor. Bir başka deyişle halkın duymak istediklerini, liderlerin dile getirdiğini kabul edecek olursak bunun daha ürkütücü sonuçları olacaktır. Bütün bunlar dünyayı büyük bir savaşın içine sokarak milyonlarca insanın çılgınca öldürülmesine sebep olan ırkçılık belasına karşı yeterli dersin alınmadığını gösteriyor. Avrupa’nın bu hastalıklı halinin sonucunu ibretle ve endişe ile takip ediyoruz.

 
Toplam blog
: 85
: 54
Kayıt tarihi
: 25.07.20
 
 

herkese iyi günler dilerim,Isparta doğumluyum,  emekli öğretmenim.TDF Dağcılık eğitimi aldım.Doğayı..