Ayakkabı atmamak, fırlatmamak lazım...

"Ortada çok büyük bir olay yok”

"IMF Başkanı protestoyu normal karşıladı"

"Konuşmacılar tarafından önemsenmedi"

"Heyet de önemsemedi"

Madem önemsenmedi, biz de önemsiz bir şekilde hangi kafadan ne çıktığına bakmaksızın üç beş cümle ile geçiştirelim:

Ne mi dediler, neler mi dediler ikinci ayakkabı şovundan sonra?

- "Gereğinden fazla önlem aldık"

- "Bu tür eylemler oluyor"

- "Protestoyu yapan kişi bir gazetenin muhabiri"

- "Bir şekilde salona girmiş"...

- "Protesto gayet düzeyliydi"

- "Kaç numara fırlatmış?”

- "Böyle bir eylem oldu"

- "Bizim için üzücü"

- "Sınırı aşan bir şey"... Vs.

'Ayakkabı' fırlatmanın moda olduğu günümüzde hem hijyen açısından hem güvenlik açısından çoraplar 'dahil' çıkarılsaydı, ayaklar güzelce yıkanıp salona bu şekilde girilseydi olmaz mıydı? Beraberinde diğer önlemler de alınırdı.

Mesela 'sıfır gazeteci, sıfır konuk' ...

Karizma çizilir miydi?
- Ya IMF şimdi ayakkabı fiyatını hesaptan düşerse(!)

Sonuç:
Demek ki, gereğinden fazla önlem alınmamış...

Velev ki, yarın yine benzer bir olay oldu.
Velev ki, bu sefer 'tam isabet' oldu, ne yaparız?

Dağlara taşlara...

Ne yapmak lazım?

"Atmamak" lazım, çaresine bakmak lazım...