Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '13

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

Ayazda 40 TL.

Ayazda 40 TL.
 

Soğuk sabahın köründe. Hani sokak köpeğinin bile kuyruğunu kısıp bir duvar dibinde uyuduğu zaman.

İlçenin halk pazarının önünde kadınlı erkekli ırgatlığa gidecek insanlar, ellerini yüzlerini örtmüşler ve kalabalık oluşturmuşlar.

Ayaz var.

Ayaz bu durdun mu, bekledin mi içine işler. El, ayak, yüz donar. Dudaklar çatlar.

Ayazın etkisini azaltmak için hızla ileri geri yürüyenleri ve durduğu yerde bir yandan ellerini nefesleri ile ısıtırken bir yandan da ayaklarını kaldırıp indirenleri görüyorum.

Antrenman sahası sanki. Ayazla mücadelenin antrenmanı.

Yürürken iki kişinin hararetli konuşmasına şahit oluyorum konu ilgimi çekince, onlara ayak uyduruyor, kulak misafirliğini devam ettiriyorum.

"Aslında 40 TL için değmez bu ayazı yemek" diyor. Öbürü " Üniversitede çocuk okumasa... Gözü kör olsun lazım işte" diye onu destekliyor.

Karanlıkta gidecek, akşam hava kararana kadar çalışacaksın. Sabahın da akşamında soğuğunu yiyeceksin.

Kırk lira için...

Üniversite de çocuk, evde ekmek, kapıda ev sahibi, faturada elektrik, su ve telefon, cepte kredi kartı bekliyor.

Kırk lira...

Bazı yerde bahşiş diye bir kaç katın bile horlanırken. Burada ne çok bekleyenin var.

Az ileride bir karaltı yerde duran kutuya bir tekme savuruyor.

Tıkırtısının sesi uğultuları bastırıyor.

Kırk liranın tüm olumsuzlukları bastırdığı gibi...

Sokağın başından arkası tente ile örtülmüş bir kamyonet gözükünce; ırgatlar ışığa gelen kelebekler gibi önceden bindikleri yere doluşuyorlar.

Kamyonet durunca da ikişer ikişer tenteli kasaya biniyorlar.

Tente bu ayazı keser mi?

Doğmamış güneşte gidecekler ve batırdıkları güneşle dönecekler.

Ey! Kırk lira nelere kadirsin.

  

 

 
Toplam blog
: 371
: 835
Kayıt tarihi
: 14.02.09
 
 

Adalet önce kendimizde başlamalı ve haksızlıklar sorgulanmalı  ve hataların, afetlere dönüşmeden ..