Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '10

 
Kategori
Blog
 

Ayda'yı Tekirdağ'da aradım!

Yıl iki bin yedinin başıydı işte!.. Her zamanki gibi ev ahalisini yatırmış gece sörfüne çıkmıştım internette! Aydan Şener’i arayasım tuttu! Yazdım ismini ara butonuna bastım.

“Ayda- Aşk-evlilik-Milliyet Blog!”

Ulan bu da kim diyerek tıkladım üzerine!.. Milliyet Blog’la tanışmam böyle başladı anlayacağınız!

Hiçbir yazısını kaçırmadım! Her yazısına da yorum yazdım! Cevabını da aldım! Fakat verdiği cevaplar istediğim niyette değildi! Bunu medeni bir insan olarak itiraf etmeliyim arkadaşlar!

Kafamda hep Tekirdağ’a gitmek vardı! Sahilinde gezmek, köftesinden yemek! Olur ya tanışmak!.. Olmadı gözü kör olsun!

Kısmet olmadı!

Fırsat doğduğu zaman da Ayda Milliyet Blog’dan ayrılmıştı! Ama Tekirdağ’dan ayrılmamıştı belki de!

Mesut Selek Ağabey İstanbul’a gelmişti İzmir’den! Aradı beni!

“Ahmetçiğim ben geldim!”

“Abi hoş geldin! Neredesin?”

“Karşıdayım!”

“Karşıda olduğun çok iyi oldu Abi! Yarın geleyim de gezelim biraz memleketin tarihi ve turistik yerlerini!”

“ Topkapı Sarayını mı? İyi olur!”

“Abi, Topkapı Sarayı yıllık bakımda! Ziyaretçi almıyorlar! Gelince konuşuruz!”

Hesabım Tekirdağ’a götürmekti Mesut Bey’i! Sahili, köftesi, Ayda’sı meşhurdu!

Ertesi gün buluşacağımız yerde buluştuk!!

“Nereye gidelim Ahmetçiğim?”

“Abi, memleketin en güzel sahili ve köftesi olan bir yere gidiyoruz! Kemerini bağla gerisini sorma!”

“Tekirdağ’a mı yoksa?”

“Birden aklıma geldi Abi!”

İstanbul’da sahil mi yoktu, köfte mi yoktu?

“Ali Gülcü de oralıymış! Biliyorsun değil mi?”

“Boş ver şimdi Ali’yi Veli’yi Abi! İşi gücü vardır adamın!”

Tekirdağ’a geldiğimizde gözlerim ötede berideydi! Bu yüzden ters yola bile girdik! Polis durdurdu!

“Bilader bu yola girilmez!”

“Biz girdik!”

“Girilmez levhasını görmedin mi?”

“Neredeydi?”

Mesut Bey müdahale etti!

“Arkadaş Karadenizlidir memur Bey!”

Polis bana baktı güldü!

“Desene kardeşim! Az daha ceza yazacaktım size! Tekirdağ’a hoş geldiniz arkadaşlar! İsterseniz şehre girene kadar eskortluk yapalım size?”

“Sağol memur Bey biz gideriz!”

Sanırım bunda Karadenizli bir Başbakanımızın olmasının büyük payı vardı!

Aklıma gelmişken bir anımı daha paylaşayım sizlerle!..

Askerdeyken Tekirdağlı Ahmet Acet isminde bir mutemet astsubayımız vardı. Her aybaşına yakın maaş bordrolarını hazırlamada yardım ederdim ona. Akşamları da beraber içerdik. Bir gün yanında oturuyorum, bize bağlı uzak bir birlikten bir astsubay başçavuş odadan içeri girdi. Ayağa kalkmadığımı görünce, her halde ondan olacak sordu.

“Acet, kim bu asker?”

“Hemşerim!”

Bana baktı!

“Tekirdağ’ın neresindensin?”

Ne bileyim neresindenim? Hiç gitmemişim ki bileyim!

“Valla komutanım biz İstanbul’da doğduk! Babam gençlikte çıkmış Tekirdağ’dan! “Dedim.

Başçavuş yemedi ama üstelemedi de!..

Mesut Bey etrafa dikkatli dikkatli baktığımı fark etmişti!

“Birine mi bakıyorsun Ahmetçiğim?”

“Yok Abi, bayıldım buranın tabi güzelliğine! Şurası sahil, şurası köfte, ne güzel memleket Abi!”

O kadar insan gördüm hiçbirini Ayda’ya benzetemedim! Yakıştıramadım daha doğrusu!

Mesut Bey’in bu yazıma kadar bu niyetimden haberi yoktu!

“Abi aslında buraya gelmemizin nedeni bir ihtimal Ayda’yı görürüz diyedir! “ Demedim!

Ne sahili Abi?

Ne köftesi?

Yemişim köftesini!!

Ayda'yı göremedik!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..