Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '18

 
Kategori
Güncel
 

Aydın Bulamacı; 2. Sınıf Ülkelerin Hastalığı

Aydın Bulamacı; 2. Sınıf Ülkelerin Hastalığı
 

Birinci sınıf denilen hemen her ülkede toplumda bilim geliştikçe, bilimle sanat ve tarih bilinciyle gelişen güç; diğer kesimleri de kapsayacak geliştirecek şekilde biçimlenir, toplum bireyleri arasındaki birlik dayanışma artarken bunu 2. Sınıf ülkelerde görmek mümkün olmaz. 2. Sınıf ülkelerin belki de en büyük belirtilerinden birisi belki de en güçlüsü; cücüğün çıktığı yumurtayı hor görmesi* gibi; 2’nci sınıf ülkelerin aydınları da omuzlarındaki akademik rütbe arttıkça toplumdan soyutlanmak, ne konuştuğu genellikle anlaşılmamak şeklinde zuhur eder.

Aydını ile kucaklaşmayan, kucaklaşamayan bir ülkenin insanları, uyanık siyasetçiler, uyanık din ve mezhep tüccarlarının eline düşmesi olağandır. Geçenlerde bir tarihçiye atıf yapılarak bir not paylaşılmış: “Yunanistan’da din adamlarının çoğu Yunan milliyetçisi, Rusya’da din adamlarının çoğu Rus milliyetçisi, Ermenistan’da din adamlarının çoğu Ermeni milliyetçisi ama Türkiye’deki din adamlarının çoğu Türklük düşmanı! İşte Türk Milletinin yegâne sorunu budur”** diyor. Bu ülkenin en temel sorunu belki de dini tam anlamadığı bir dille yaptığından özümseme anlamında ciddi bir zaman kaybı yaşamaktadır. Kolay olan zorlaştırılıyor. 1400 yıldır, kaideleri asla değişmeyen bir din nasıl olur da bu kadar anlaşılmaz, anlaşılmaz hale getirilir ve getirilmeye devam eder. Dilinde isteyen, dilinde verirse ne istediğini de ne verdiğini de daha iyi anlar. Hayatı dengeli yaşamak sanıldığı kadar zor olmaması gerekirken ne yazık ki inanılmaz şekilde zorlaştırılması akla hayale gelmeyecek bir tuzak içerisinde olduğumuzu ortaya koyuyor olmalıdır.

Türkiye’de Osmanlı Beyliğini oluşturan Kayı boyu etrafında gerçek ilim ve irfan sahibi uzak görüşlü bilgelerin altyapısını kurduğu beylik, önce devlet sonra devasa İmparatorluğa dönüşürken, Osmanlı bize bir şeyi net olarak gösterdiği şey şudur; bu dünya iki lider için son derece azdır. Timur ve Ankara Savaşı ile ilgili detaylı araştırmalar yapan hemen herkes, önce Timur’un (Timur hem Türk, hem de Müslüman bir devlet adamıdır) çok kısa zamanda Osmanlı’yı alt ettiğini Yıldırım Beyazid’i  esir aldığını biliyoruz. Yine tarihçilere göre; Türk Beyliklerinin birçoğu savaş esnasında Timur’u daha Türk ve daha Müslüman buldukları için Timur’un safına geçtiler. Bazı eserlerde savaşın son kertesinde Yıldırım Beyazid’in yanında sadece Hıristiyan Hırvat askerlerinin kaldığını salık verir. Türk beyliklerinin zamanla, başlarının ezilmesi gereken en büyük iç düşman olduğu belki de kaybedilen bu savaşla Osmanlı tarafından anlaşılmış olmalıdır. Hâlbuki biz Türkler yirmi dört boydan oluşuyorken, bu topraklarda adı sanı belli olmayan oluşumlar ve fikirler etrafında savrulmak zorunda kalmış olmasaydık, muhtemelen siyasette de ticarette de çok farklı bir devlet yapısı kurabilirdik. Ama fikri bölünmüşlükten anlamamız gereken en önemli şeylerden birisi aslına uymayan, aslına zarar verdiği gerçeğidir. Yıllardır kimi zaman devletin en üst kademlerinden gelen şikâyetleri göz önüne aldığımızda gerçi çıkan sesler cılız olsalar da hariciyenin bir ırkın kontrolüne girdiği, ticaretin başka bir ırkın kontrolüne girdiği, Mehter Marşı gibi bir ileri bir geri giden, aslına aykırılığı modernite diye sunan bir toplumda yaşamıyor ve 1. Sınıf devletler mertebesine ulaşmış olabilirdik. Zayıf fikri yapı, eksik bilimsel çalışmalar, okumuşlarımızın halkımız ve dünya gerçekleri konusundaki yeterli bilgilendirilemeyişleri, eksik tarihsel bilgi, 1400 yıldır üzerinde anlaşma sağlayamadığımız, anlaşamadığımız İslam Dininin hükümleri, bozulmayı gelişme olarak değerlendirme yanlışlığına sebep olmakta, gelişen sosyal medya ve yazılı görsel medya gerçek bilgi yerine yaydığı daha fazla zehirle, milletin yolunu daha da hızlı bir şekilde kaybetmesine neden olmaktadır.

Zehirlenen toprak, zehirlenen su kaynakları olur da zehirlenen beyinler olmaz mı? Neden olmasın ki? Doğruyu yanlıştan ayırmayı bilmek zordur. Bunun için çok tecrübe etmek, çok okumak, çok gezmek, çok görmek ve de çok soru görmek gerekir. Elbette bunun için öncelikle öğrenilen hemen her şeyi gerçek hayatla test etmek gerekir. Dünyaya geniş pencerelerden bakmak, sormak sorgulamak gerekir. Küçük ve büyük tuzakları ayırt edebilmeyi bilmek gerekir. Kabul etmek gerekir ki bu çok uzun soluklu bir süreç olup, daha yolun yarısında birçok yanlışlığa sürüklenmiş insanlarımızdan sağduyulu hareket etmelerini beklemek mümkün olmasa da kötü niyetli olduklarına inanmak da imkânsızdır. Kötü niyetli olduklarına inanmamak, kötü niyetli insanların yabancı misyon görevlilerinin, yabancı misyonların Türkiye’de bulunan ağlarına takılmaları da yanlış yapmalarına neden olabilir.

Bir zamanların en önemli kavgalarına neden olan Bergama Madenleri, yakın zamanlarda ise Cerattepe karşı olanlar da var, taraftar olanlar da. Vatanını seven hemen herkesin ise asıl fikir; ülke kaynakları ülke insanları tarafından, ülke yararlarına uygun olarak, ülke doğasını dikkate alarak, milli bir duruşla işletilmelidir demek çok zor olduğundan olsa gerek yapılan çalışmalar, basın açıklamaları, taraflı ve tarafsız sesleri dikkatle izliyor ama Türk Milleti olarak genellikle bir şey de anlamıyor anlayamıyoruz. Müzelerini Anadolu’dan yüzyıllardır aşırdıkları zenginliklerle süsleyen, ülkemizdeki gerek sağ, gerek sol, gerekse dini terör örgütlerinde hemen her aşamasında parmağı, desteği, izleri olan devletlerden medet ummak ise işi daha da acıklı ve trajikomik hale soksa da  bu durumların geçici olduğuna inanmak isteriz. Bu bölge; nizam verilen bir bölge değildir. Bu bölge binlerce yıllık tarihiyle dünya üzerinde daima söz sahibi olan medeniyetlerin beşiği olmakla birlikte belki de son birkaç yüzyıldır söz konusu kimliğinden en fazla uzaklaşmasının sancılarını ve kafa karışıklığını yaşamaktadır. Kafa karışıklığına neden olan özelliklerin en az yıkıcı hasarlar bırakması, nihayetinde bu kafa karışıklığının son bulması ümidiyle…

*cücük Anadolu'nun bazı yerlerinde civcive verilen isimdir. Tıpkı patatese kartol, kartobu gibi isimler verilmesi gibi.

**İlber Ortaylı'nın CNN Türk'te söylediğini iddia edilen konuşma.

(1)http://www.jmo.org.tr/resimler/ekler/34a1273487bf7b2_ek.pdf?dergi..

 

necip hablemitoğlu alman vakıfları ve bergama dosyası pdf ile ilgili görsel sonucu

 

 

altın mehmet karadeniz ile ilgili görsel sonucu

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..