Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '09

 
Kategori
Blog
 

Aydın Sevinç’in sanal söyleşisine katıldım

Aydın Sevinç’in sanal söyleşisine katıldım
 

Milliyet Blog yazarlarımızdan Aydın Sevinç’ten gelen bir mesajla başlayan süreç yayımlanan bir blogla noktalandı (1).

Sanal söyleşi için soru istediğinde hemen yanıtlamış ve aklıma ilk soru geldiğinde yazıp göndereceğimi yazmıştım.

Kitaplığın alt raflarından birinde yan duran ve iki yıl önce yarım bıraktığım bir kitabı görünce sorumu yazdım:

"Okurken, yarım bıraktığınız kitabınız oldu mu hiç? Örneğin bir romanı okumaya başladığınız, bir yerine geldiniz ve ben gerisini okumamalıyım, diye düşündünüz mü? Yarım bırakmışsanız neden bıraktınız, okumaya başladığınız kitapları mutlaka bitiriyorsanız, ısrarınızın nedeni nedir?"

Aydın Sevinç’in projesini mesajı gönderdiğinde beğenmiştim, sorumu gönderdikten sonra önemsemiştim ve yanıtlamam istenen soru geldiğinde ise tam anlamıyla benimsemiştim. Gelen soruyu da çok beğenmiştim:

“Sait Faik, adada yaptığı yürüyüşlerde yanında çakı taşırmış, bazen öyle bir an olurmuş ki, çakısıyla kalemini biler, yontar; "yazmasam deli olacaktım” diye okuruna yazmak tutkusunun hangi boyutta olduğunu anlatır. İşte bende bu doğrultuda sormak istiyorum. ‘Yazı yazmak tutkusu nedir? Hangi boyuttadır? Siz de yazmayınca delirenlerden misiniz?”

Sorunun kimden geldiğini bilmiyordum, bulmak için de hiç uğraşmadım. Nasıl olsa öğrenecektim.

İlk fırsatta bu sorunun yanıtı olabilecek yazımı yazdım ve anlatmak istediğimi ifade edebildiğim bir yazı olduğunu düşünerek gönderdim.

Aydın Sevinç’in sanal söyleşisi yayımlandığında (1) yazı yazdığım sorunun Ruksan İldan’dan geldiğini öğrenmiş oldum (http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=699916 ). Ruksan İldan’a bu güzel ve anlamlı sorusu için teşekkür ediyorum.

Benim “okurken yarım kalan kitaplar” üzerine sorduğum soru üzerine Mesut Selek çok güzel bir yazı yazmış (http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=885908 ). Yazısını okuduğumda, sorumun gönderileceği en uygun kişinin Mesut Selek olduğunu düşündüm. “Kağıdın kutsallığı” her şeyi anlatmış. Mesut Selek’e teşekkür ediyorum.

Aydın Sevinç’e gönderdiğim yazının sonuna bir blognot eklemiştim:

“Bu güzel proje için Aydın Sevinç’i kutluyorum ve çok teşekkür ediyorum. Bir de önerim var: Bu yazılarımız yayımlandıktan sonra, yani soruların sahipleri deşifre olduktan sonra, soru soran blog yazarları olarak, kendi sorduğumuz soruları bir de kendi bakış açımızla yanıtlayalım. A.T.”

Kendi sorumun yanıtı olacak yazımı yazıyorum, kısa zamanda yayımlayacağım.

Aydın Sevinç’ten bunun gibi güzel, yeni projeler bekliyorum (http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=472576 ).

(1) Aydın Sevinç “Milliyet Blog yazarları ile sanal söyleşi” (8-7-2009): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=190425

Ankara, 11 Temmuz 2009

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..