Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '10

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Aydın toplum ilişkisi üzerine

Aydın toplum ilişkisi üzerine
 

http://simgesiir.files.wordpress.com/2010/01/image071.jpg


Bizde aydın deyince herkes farklı bir şey anlıyor. Aslına bakarsan herkes kendini bir nevi aydın, toplum önderi olarak görüyor. Bazen kendine aydın diyenler içlerinden çıktıkları toplumdan o kadar kopmuş olabiliyorlar ki sanki farklı bir ülkeden gelmişcesine bir pozisyonla karşı karşıya kalabiliyorlar. Bazen de mutlu bir azınlığın çıkarlarını savunmak uğruna bütün toplumun mahvolmasına neden olabilecek konuların yılmaz savunucusu olabiliyorlar. Ya da farklı olabilmek adına içinden çıktıkları topluma alanen hakaret etmeyi aydın olmak diye sunabiliyorlar. Peki aydınlar toplumu nasıl, ne kadar, etkiler ve ne yapmalıdırlar? Bakın bunu Finlandiya da ki örneğinden, Beyaz Zambaklar Ülkesinden aktaralım.

Snelman’ın büyük ünü, Fin kültürünü yaratan halk öğretmeni olmasındandır. O ve arkadaşları bataklıklar ülkesini beyaz zambaklar ülkesine dönüştürmeyi başarmışlardır.

Aydın olmak, modaya uygun kıyafetler giymek veya kolalı yakalık ve modern şapka takmak demek değildir. Halk size iyi bir ücret almanız ve akşamları sözde okuma salonlarında kağıt ve domino oynamanız için okutup terbiye vermedi. Bu durumda siz aydın değil de küflenmiş aydın olursunuz. Siz, halkın aklını, halkın iradesini ve enerjisini, halkın vicdanını uyandırmak zorundasınız. Köylüyü, işçiyi, toplumun alt tabakalarını nasıl iyi yaşanır, nasıl iyi yaşam koşulları yaratılır diye eğitmek zorundasınız. Halka hayatın değerini anlamayı ve onu korumayı öğretin. Daha rahat, daha sağlıklı, daha uygun bir yaşam tarzı nasıl kurulur onu öğretin. Kendilerinin ve çocuklarının sağlığını nasıl koruyacağını öğretin. Mutlu bir aile hayatı nasıl kurulur öğretin. Erkeğin kadına, kadının erkeğe nasıl davranacaklarını, çocuklarınızın nasıl eğitileceğini öğretin.

Halkı doğruluğa, düzene, disipline alıştırın. Halkın vicdan duygusunu geliştirin. Kendilerinin ve başkalarının haklarına saygı duymayı öğretin. Bütün işlerde halka iyi örnek olun.

Bütün Suomi büyük bir ailedir. Bütün vatana o gözle bakınız. Unutmayın ki fakir bir oduncu, kantarcı ve hizmetçi dul kadın dahil, hepsi sizin kardeşlerinizdir. Halkın cehaleti, kabalığı, sarhoşluğu, hastalıkları, fakirliği sizin ayıbınızdır.

İlk zamanlarda övgü ya da takdir göremeyebiliriz; yine de fedakarlıklar yapmalıyız. Bu gereklidir. Kaçınılmaz bir şeydir. Ruhen eğitmen olmayanlar, başka işlerle ilgilenin ama canlı ruha ve büyük bir bilgiye gerek duyulan meslekleri işgal etmeyin.

İşte böyle, aydın olmak sorumluluk isteyen ağır ve zor bir şeydir. Halkından kopmak, kendini aydın olarak tanımlayan kişiler için belki de en çok dikkat edilmesi gereken şey. Ancak halktan kopmamak adına eyyamcılıkta yapmadan halka doğruları anlatmak, halkın elinden tutabilmek, aykırı şeyler söylese de halkın güvenini sağlayabilmekte aydının görevi. Zor ama zaten kolay olan ne var ki.

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..