Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '09

 
Kategori
Siyaset
 

Aydınlanma, gerçek ve www.soruyusormak.com

Aydınlanma, gerçek ve www.soruyusormak.com
 

Aydınlanma, soruyu sormakla başlar…

Soru, çözümün ilk adımı ve belki de anahtarıdır.

Çünkü, soruyu sorabilen bir kafa, [en azından] problemi “<ı>farkında”dır.

Ve oluşturulacak olan çözüme herkezden daha çok ihtiyacı olan kişilerin başında yer almaktadır.

Aydınlan Devrimi, ilk önce bireylerin kafalarında oluşmalıdır. Daha sonra sıra, aydınlanmış kafaların bir araya gelerek kurumlaşmaları sürecine gelecektir..

Aydın olmak, dünyayı, toplumu ve kendimizi, aydınlanma süreci içinde yeniden gözden geçirerek, aydınlık bir kafa ile yeniden yaratma ya da yapılandırma denemesidir.

Aydınlanma, önsel olarak bireysel bir sorunsaldır.

Ama aynı zamanda da, içinde bulunulan toplumsal sürecin koşullarından beslenmektedir.

Topluma rağmen birey olabilmek bir deha marifetidir.

Ancak her koşulda bireylik, toplumsal koşulları aşarak ulaşılan bir düzey ya da mertebedir.

Bu karmaşık gibi görünen ilişkiler ağının ilk basamağı ise, “<ı>soruyu sormak”tır…

Soruyu soramayan kişi, o sorunun çözümüne de, [daha başlangıçta] uzak ve hatta yabancı kalmış demektir.

İçine düşülen bu yabancılık ortamı, O’nun, ününe konan çözümler karşısında da isteksiz ve uzak duruşunun bir diğer nedenini oluşturmaktadır.

Soruyu soracağız!..

Koşulları ve geçmiş ön-kabulleri sorgulayacağız.

Ve aklın önünde sinsice oluşturulmuş bulunan barajları aşarak, söke söke sorunun yanıtına doğru [sabırla] ilerleyeceğiz.

Varılan her noktayı özenle sınayacağız her köşe noktasını sağlama[lar]dan geçireceğiz…

Durmadan, bıkmadan ve usanmadan… Sınayacağız, sorgulayacağız… Yani, çalışacağız!

İşte gerçek sevgisi budur.

Bilimsel duruş budur.

Varılan her gerçek parçacığını yeniden yeniden gözden geçirmek ve sorgulamak…

Aydınlanma Devrimi’nin uygar düşünceye getirdiği miras, istif edilmiş bilgi yükü değil, işte bu yöntemdir.

Demek ki bizler de kötü bir miras-yedi gibi değil; bu kültür birikimini sindiren “aydın”lar olarak yaklaşacağız gerçeğe… Gerçeğin sevgisine…Ve tutkusuna!..

Gerçek nedir?

Gerçek, gerçeği araştırma serüveninde varılan son noktadır.

Geçici midir?

Hayır, sadece birbiri üstüne eklenen bir büyük ummandır…

Önemli olan ona ulaşmak değil; ona aşkla bağlı olmak ve tükenmeyen bir sevgi ile onun peşinden gitmektir…

Ünlü bir düşünürün söylediği gibi;

- Kültür, bütün bildiklerimizi unuttuğumuz zaman, geride kalan şeydir…

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..