Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '13

 
Kategori
Tiyatro
 

Ayının fendi avcıyı yendi

Ayının fendi avcıyı yendi
 

Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları, 2012-2013 tiyatro sezonunu Muharrem Buhara’nın yazdığı, Özlem Özkaram’ın yönettiği ‘Ayının Fendi Avcıyı Yendi’ adlı çocuk oyunu ile açı. Oyunda Nergül Tuncay, Cevahir Caşgir, Zehra Evliya, Hüseyin Çakırlı, Tuygun Töre rol aldılar. Oyunun özgün bestelerini Ersin Kaşif yaptı. Tek perdelik müzikli ve danslı “Ayının Fendi Avcıyı Yendi” adlı çocuk oyunu 1 Kasım Perşembe günü Güzelyurt Atatürk Kültür Merkezi (AKM)’nde ilk gösterimini gerçekleştirdi.
 
Milli Eğitim, Gençlik ve Spor  Bakanlığı İlköğretim Dairesi işbirliğinde 09.00-11.00 saatleri arasında gösterime sunulan oyun, Lefkoşa Atatürk Kültür merkezinde çocuklarla buluşmaya devam ediyor. Geleneksel hale getirilen ‘Tiyatro Çocuk Gazetesi’ sekizinci sayısı ile hayat bulurken, oyunu izlemeye gelen çocuklara oyun sonunda ücretsiz olarak dağıtılmakta. Gazetede, izlenilen oyun hakkında bilgiler verilmekte. Tiyatro Çocuk Gazetesine sahip olan çocuklar, Ormanlar ve ormanda yaşayan hayvanlar hakkında bilgi edinirken, sağlıklı beslenme hakkındaki bilgilere de ulaşabilmekteler.
 
Turne programından sonra son bulması beklenen  ‘Ayının Fendi Avcıyı Yendi’ adlı müzikli danslı çocuk oyunu ücretsiz sahnelenmekte ve 10 bin öğrenci ile buluşması planlanmakta.
 
 ‘Dostluk, sevgi ve dayanışmanın bütün zorlukları yendiği’ temalı oyunda, ayı avına çıkmış bir avcının, ormanda yaşayan ayının diğer hayvan dostları ile birlikte avcıya oynadıkları oyunlar gösterilmekte. Kötü niyetli avcının başından geçenler anlatılırken, koruma içgüdüsü ile hareket eden ayının arkadaşlarının, katılımcı dayanışmalarının canlılar için ne kadar önemli olduğu dile getirilmekte.
 
Oyunun yazarına gelince… Oyunun yazarı Muharrem Buhara İstanbul İ.Ü Coğrafya Bölümü mezunu olup, Tiyatroya lise yıllarında oyuncu olarak başlamış. Sanat çalışmalarını, daha sonra çocuk tiyatrosu oyun yazarlığı üzerine yoğunlaştırmış. İlk oyunu “Ayının Fendi Avcıyı Yendi” ile 1982'de Tiyatro Opera ve Bale Çalışanları Yardımlaşma Vakfı 1.'lik ödülünü kazanmış. Bu oyun ve diğer çocuk oyunları yurt içi ve dışında çeşitli tiyatrolarda sahnelenmekte. Süper Baba, İkinci Bahar, Yağmur Zamanı, Sıla gibi çeşitli TV dizilerinde öykü ve tretman yazarı olarak görev alan Buhara, çalışmalarını halen televizyon, sinema ve çocuk yazını alanlarında sürdürmekte.
 
Oyuna dönecek olursak… Ayının Fendi Avcıyı Yendi çocuk oyunu müzikleri ve oyunculuğu ile seyircisini sıkmayan, süresi iyi ayarlanmış başarılı bir çocuk oyunu olarak sahneye konduğunu söyleye bilirim. Genelde ilkokul üç, dört ve beşinci sınıf öğrencileri hedef alan bir oyun Ayının Fendi Avcıyı yendi çocuk oyunu. Oyun, epizotlardan oluşmakta, bu nedenle sahne geçişleri ışığın sahne üzerinden alınması yani sahnenin karartılması ile gerçekleştirilmiş. Zaman zaman oyuncunun seyirciyle diyaloga girdiği yerler de bulunmakta. Diyalog sırasında seyircilerden oyuna katılması; şarkı söyleyerek… Veya soru sorup, sorunun cevaplanması beklenmekte.
 
Bunları neden söylüyorum? Çünkü çocuk oyunu yazmak ne kadar hassassa bir çocuk oyununu sahneye koymak da o kadar hassasiyet gerektirir. Seçilen oyunun çocuk yaştaki izleyicisini yapıcı yönde geliştirmeli, oyun yolu ile hayata katılımına, sosyalleşmesine katkıda bulunmalıdır. Ben oyunu sabah seanslarından birinde Atatürk Kültür Merkezi (AKM)’nde izledim. Biliyorsunuz; Devlet Tiyatroları salonu olmadığı için oyunlarını Lefkoşa Milli Kütüphane yanındaki AKM salonunda oynuyorlar.
 
Önce öğrencilerin otobüslerinden inişlerini ve hoş seda içinde salona girişlerini izledim. Kendileri için sahnelenmiş bir tiyatro oyununu izlemenin mutluluğu ve merakı içinde yerlerini aldılar. Bastıramadıkları heyecanları içinde yüksek sesle konuşuyorlardı. Onlarla birlikte gelen öğretmenleri Onları susturmaya çalışsa da susmaları için oyunun başlamasını beklemek gerekti. Özellikle çocuk oyunu izlemeye gittiğim zaman oyunun ne anlattığı, nasıl sahneye konduğu yanı sıra izleyicinin sahnede olup bitene tepkisini, sahnenin yanı sıra salonda olup biteni de her zaman izlerim ya da izlemek zorunda kalırım.  Tıpkı bu oyunda olduğu gibi… Örneğin; öğrencilerin susmasını söyleyen bazı öğretmenlerin oyun sırasında telefonuna mesaj geldiğini; gelen mesaja cevap yazdığını izlemek zorunda kaldım. Bu da yetmezmiş gibi telefonunu sessize almayan ve cevap vermek için salondan çıkan bir öğretmen vardı o gün yakınımda oturan. Tiyatroda oyun başlamadan önce telefonların kapatılması veya sessize alınması için anons yapılıp uyarılsak da maalesef seyirciler arasından birinin telefonunun çaldığına şahit oluyoruz. Telefonumuz kapatmamız gerektiğini veya sessize alınması gerektiğini bilmiyor muyuz?... Biliyoruz.
 
Şimdi sorarım size siz kendiniz sessiz kalamıyorken, bazı kuralların bilicinde hareket edemiyorken, öğrencinizden nasıl sessiz kalmasını isteyebilirsiniz? Sözüm bu sorunu bize yaşatanlara.
 
Oyunun biçimine göre çocuklar gerekirse sessizliğini koruya bilmeyi, gerektiğinde oyuna katıla bilmeyi öğrenmeliler. Ayının Fendi Avcıyı Yendi adlı çocuk oyunu izleyicisi ile iletişime geçen ve seyircinin katılımını bekleyen bir oyun idi. Oyun boyunca öğrencisini susturmaya çalışan öğretmenlerin ‘Şıııııııııı….’ sesleri içinde oyun izlemek hiç de keyifli değildi.         Oysaki tiyatro gibi sosyal bir etkinliğe gidileceğinin haberini verirken öğrencilere, bu yolculuğun nasıl başlayacağı? Nereye gidileceği? Oyunun adının ne olduğu? Hikayesinin ne anlattığı? Hangi tiyatro tarafından sahnelendiği? Oraya gidildiği zaman nasıl davranılacağı? Neden böyle davranılması gerektiği ile ilgili basit ama önemli soruların yanıtını önceden öğrenci ile paylaşmak sonra bu serüvene atılmak kanaatimce daha doğru ve sağlıklı olacaktı.
 
Merak ediyorum… Kaçımız oyuna gitmeden önce bunları merak edip, araştırıyor?
 
Oyun epizotlardan oluşuyordu. Sahne geçişlerinde sahne ile birlikte salon da kararmaktaydı. Kararma anında çocuklar hep birlikte bağırıyorlardı ve salon çığlık sesleri ile çınlamaktaydı. Öğretmenler öğrencileri sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Tanık olduğum bir konuşmada ‘neden bağırıyorsunuz?’ diye sordu öğretmen… Tam da düşündüğüm ihtimal üzerine yanındaki arkadaşı yanıt verdi; ‘Öğretmenim arkadaşım karanlıktan korkuyor!’ dedi.
 
Çocuk oyunlarında dikkat edilmesi gereken unsurlardan biri de özellikle salonun; seyircinin oturduğu alanın aşırı karartılmamasıdır. Yaşları gereği karanlıktan korkabilirler ihtimalini her zaman göz gönünde bulundurmak gerekir. Ancak AKM salonunu bir tiyatro salonu özeliklerini taşımıyor. Bu durumu göz önünde bulundurursak, teknik açıdan böyle bir hataya düşüldüğü var sayıla bilir. Salonda bir ışık, ses odası var ancak kullanılır durumda değil. Salonu kullanan Tiyatro ekibi, teknik açıdan kendi ışık ve ses sistemini getirip solonun uygun yerine kurmakta ve oyunu sahnelemekteler. Ancak tüm olanaksızlıklara rağmen sahne geçişlerindeki aşırı karartmaya bir çözüm bulunmasını umut ederim.
 
İsmihan YORGANCI
 
 
Toplam blog
: 29
: 628
Kayıt tarihi
: 03.01.12
 
 

Tiyatro Sanatına gönül vermiş, içinde yaşadığım topluma yazarak hizmet etmeyi seçmiş sanatın bir ..