Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '12

 
Kategori
Deneme
 

Ayışığına kürek çekeceğim

Ayışığına kürek çekeceğim
 

Susamış dudaklarım yine , kör kütük mayhoşum saatlerdir. Avuçlarımda bir  sızı var terli çizgilerimin nemliliğinde. Sürpriz bir doğumgünü yapmak isterdim kendime günü gelmese bile. Her yaşıma dair duvara bir çentik atmak ve gazeller okumak isterdim fısır fısır kimse duymadan. Hayatın yaşattıklarının üstünden kendime ne kadar küsurat kalıyor acaba? Üstünü almadan yaşadığım  zamanlar  olmuştur mutlaka. Kendime sorular sorarken bile kararsız kalıyorum. Aynada ağlayan  palyaço silueti oluşturmağa çalışıyorum sebepsizce. Bu gerekli mi sizce? 

Hayalgücümde bir yunus yaşıyor kimi zamanlar, ay ışığının gök tavanı aydınlatmaya çalıştığı bir gecede palmiye ağaçlarının dibinde boş bir sandal sallanıyor dalgalarla ağır ağır bir havayla. Yıldızlar birbirine sarılmış gecenin serinliğini hissetmemeye çalışıyorlar her zamanki gibi. Ara sıra da bana göz kırpıyorlar çaktırmadan.Yunus balığı aniden yukarı sıçrıyor  denizin içinden, burnunu semaya değdirecekmiş kadar hiperaktif. Bir karaya sürükleniyor dalgalarla, yakamozdan kafayı  bulmuş, karaya oturuyor  hışımla. Burnunun ucunda bir inci tanesi ışıldıyor piril pinçik çisi gibi. Bana birşeyler anlatmaya çalışıyor gibiydi. Yanına yaklaştım , gözlerinin içi gülüyordu sanki.

Avucumu uzattım  yüzüne ve o minik inci tanesini bıraktı içine. Kendi dilinde uzun bir çığlık atıp kuyruğunu salladı bana ve aniden  suya daldı ve kayboldu yunus balığı. Avuçlarım hala sızlıyordu, açtım. Gözlerimi kamaştıran inci tanesi, yıldız gibi parlaktı gözümü alırken. Saçlarımı okşayan gece yeli usulca sessizleşti, dalgalar bir mavi çarşaf gibi ay ve yıldızları yansıtıyordu sadece. Yavaşça boş sandalın yanına yürüdüm, ağaca bağlı ipini çözdüm ve atladım içine. Karar vermiştim ayışığına kadar kürek çekecek ve bu inci tanesini onun avucuna bırakacaktım. Beni  bugüne kadar sıkılmadan aydınlatan ay haketmemiş miydi bu hediyeyi? Az bile parlaklığının yanında.

Uyumuşum aynanın  dibinde anlamadan, karanlık evimin içinde parlayan kocaman bir ışık  uçuşuyordu. Aynı kolumun üzerine yatmışım uyuşmuştu kolum. Sersemce kalktım duvara tutunarak ve bir an aynadaki o uykucu sersemle gözgöze geldim. Arkasında  duvarda, içi boş  resim olmayan bir çerçeve asılı duruyordu. Göz kararıyla içinde bir  inci tanesi hayal ettim, ışıldayan ve zengin duruşuyla. Hayal gerçeklerde mi saklıydı acaba anlamadım?  Gitti. . . 

Hayaldi gerçek oldu. . .

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..